Din-Bir-Sen Trabzon İl Başkanı Celalettin Akçadoğan, son günlerde oldukça konuşulan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Dindar Kesim' ifadeleri üzerine açıklamalarda bulundu.

Akçadoğan yaptığı basın açıklamasında, "Dinin emirlerine baktığımız zaman toplumu kuvvetlendirdiğini,kardeşliği geliştirdiğini ve toplumun kültür seviyesini yükselttiğini azıcık dini bilgisi olan herkes bilir.

Bu minvalde Başbakanımız partisinin il başkanları toplantısında ‘’Muhafazakar,dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz’’ sözleri Din Bir Sen Trabzon Camiası olarak bizleri ziyadesi ile memnun etmiştir.

Bu alanda yapılacak olan tüm çalışmaları destekliyoruz.Ve şu sıralayacağımız konuların da hayata geçirilmesini yetkililerden bekliyoruz. Nüfusun %98 Müslüman olan bir ülkede çocuklarımızın dinlerini öğrenememesi büyük eksikliktir.Okullarda Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersinin daha çok ahlak kuralları üzerinde yoğunlaştığını ve İslam dinini yeterince öğrenemediklerini dini tam anlamıyla öğrenebilmeleri için en azından Din dersi, Kuran’ı Kerim ve Osmanlıca derslerinin seçmeli ders olarak okutulmasını hatta Diyanetten öğretici alınmasını bekliyoruz.

28 Aralık 1979 tarihli ve 8/37 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan Milli Güvenlik Bilgisi Öğretimi Yönetmeliği yürürlükten kaldırılması ne kadar olumlu ise Kesintisiz eğitime hala ısrar edilmesi o kadar olumsuzdur" dedi.

Akçadoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Zorunlu eğitimde bizim görüşümüz şöyledir.

1- Son milli eğitim şurasında alınan tavsiye kararında Eğitim sistemindeki yeni yapılanma ‘1+4+4+4’ olmak üzere 13 yıllık bir dönemi kapsamaktadır. Buna göre,okul öncesi,temel öğretim ve ortaöğretimin toplam zorunlu süresi 13 yıl olmaktadır.Gelişmiş ülkelerde bu süre en çok 11-12 yıl olarak uygulanmaktadır.Bizde de son 4 yıllık orta öğretim/lise müddeti yeniden 3 yıl olarak uygulanmalıdır.Böylece,öğrencilerin lüzumsuz zaman kaybı önlemiş olacaktır.

2- Zorunlu öğretim süresinin ‘kesintisiz’olma şartı kaldırılmalıdır.Böylece,hem eğitim ve işgücünün rasyonelliği sağlanacak hem de 28 Şubat Darbesi’nin antidemokratik bir müdahalesine son verilmiş olacaktır.

Ayrıca Yarım asır öncesinin ‘zorunlu eğitim ve öğretim’ kavramı gereksiz hale gelmiştir.

Zira artık vatandaşın ‘zorla’ eğitimi değil,bilakis devleti eğitime zorlaması söz konusu olmalıdır.

Bu saydıklarımız olabilmesi için İdareciler,politikacılar,aydınlar bu meselelere üvey evlada bakar gibi bakmasalar, Konuşmalarında dini duygulara ağırlık verseler,medyamız dini meseleleri çarpıtmasa, halkın duygularını kuvvetlendirse,Hayal edin bakalım nasıl bir toplum meydana gelir?

Dindar topluma karşı olanlara sormak lazım. Karakollar meydanlarda mı olsa iyi,yoksa kalbimizde,vicdanımızda olsa mı iyi?"