Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç, geçen yıl Türkiye'ye giren kaçak çay nedeniyle özel sektörün elinde stok oluştuğunu, bu durumun günümüzde kaçak çayı getirenleri bile sıkıntıya soktuğunu söyledi.
Paliç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülke için önemli bir ürün olan çayda Türkiye'nin dünya üretiminde beşinci sırada olduğunu belirtti.
Türkiye'de yılda ortalama 1 milyon 100 bin ton ile 1 milyon 200 bin ton arasında yaş çay üretildiğini, bundan da 200 ile 220 bin ton dolayında kuru çay elde edildiğini ifade eden Paliç, ''Türkiye'nin yıllık çay tüketimi ise ortalama 250 bin ton civarındadır. Yani ülkemizde üretilen çay kendimize yetmemekte, 30 bin ton dolayında açık oluşmaktadır'' dedi.
-''ÇAYDA ÖZEL SEKTÖRÜN GELECEĞİ BELİRSİZ''-
Paliç, çayda özel sektörün 2003 yılından 2005 yılına kadar altın çağını yaşadığını kaydederek, şunları söyledi:
''2005 yılında sektörde yaşanan olumlu gelişmeler sonucu hem özel sektörün hem de ÇAYKUR'un elindeki stoklar yok denecek kadar azalmıştı. Beklentimiz 2007 yılında çok iyi bir sezon geçirilmesi yönündeydi. Ancak çay stoklarının azalmasını fırsat bilen bazı özel sektör temsilcileri, kaçak çay getirerek Türk çayı ile karıştırdılar ve piyasaya sürdüler. 2006 yılında Türkiye'ye 50 bin ton civarında kaçak çay girdi. Bunun sonucunda özel sektörün elinde stok oluştu. Bu durum bugün sektörde kaçak çayı getirenleri bile sıkıntıya soktu. Eğer kaçak çay girişi bu kadar çok olmasaydı sektör bugün iyi durumda olabilirdi.''
Çay sektörünün zor durumunun tek nedeninin kaçak çay olduğunu savunan Paliç, ''Bugün gelinen durumda kaçak çayı Türk çayı ile karıştırıp 'kar ettim' diye düşünen firmalar bile zarar etmiştir. Şu anki durumda gelecek yıl da özel sektörün durumu belirsiz. Özel firmalar çay parasını veremiyor. Vatandaşın parasını alabileceğine dair ümidi zayıf hatta bazısı ümidini kesti'' diye konuştu.
-''TEK YOL KAÇAK ÇAYIN ÖNLENMESİ''-
Paliç, sektörde yaşanan sorunların çözülmesinin yolunun kaçak çayın önlenmesi olduğunu dile getirerek, ''Bunun dışında yasal yoldan gelen çay da yurt dışındaki borsalardan geçebilecek kalitede olmalıdır. 'Ülkemizde üretilen çay bize yetmez' diye düşünürsek çayımız altın olur ama geleni gideni görmezsek çay üreticisi de özel sektör de perişan olur'' dedi.
Sektörde Çaykur açısından herhangi bir sorun olmadığını, Çaykur'un her geçen yıl alımını artırarak bu yıl 660 bin ton yaş çay satın aldığını vurgulayan Paliç, bölgede Çaykur'un görevini yerine getirdiğini, bazı eksikleri olsa da genel olarak başarılı olduğunu söyledi.
-ÇAY, GEÇİM KAYNAĞI OLMAKTAN ÇIKTI-
Çayın, Doğu Karadeniz ekonomisinin can damarı olduğunu vurgulayan Paliç, şunları kaydetti:
''Yaş çaya verilen taban fiyat düşüktür. Biz her yıl Türkiye'deki değerlere göre yaş çaya verilmesi gereken fiyatı hesaplıyoruz. Başka ülkelerin bazı değerlerinin farklı olmasından dolayı fiyatı düşük olabilir. Ama Türkiye'deki şartlara göre çay taban fiyatı geri kalmıştır. Bölgede çaydan zengin olmak bir yana geçinebilecek çok az üretici kalmıştır. Yıllar öncesinde üreticinin yüzde 90'ı geçimini çaydan sağlarken bugün bu yüzde 3-5'lere düşmüştür. Yaş çay fiyatının düşük, girdi fiyatlarının yüksek olması nedeniyle artık insanlar ürününü hasat etmek bile istemiyor. Bazısı 'babadan, dededen kalmış arazi, toplamazsak ayıp olur' düşüncesiyle bir gelir beklentisi olmadan hasat ediyor.''