TRABZON'da bir evde ele geçirilen 9 el bombası ve 1 kalaşnikof ile bu silaha ait mermilerin sahibi olduğu iddiasıyla Hollanda'da yakalanıp Türkiye'ye getirilen mafya babası Selahattin Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 9 kişiden 7'si toplam 53 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan sanıklar Selahattin Yılmaz, Selahattin Şener, Ferhat Rogop ve Hasan Akyüz'ü, Namık Kemal Erdoğan, Ömer Ayaz, CemHacıhamzaoğlu, Bayram Keskin, Bülent Odabaşı'nı 'Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi, ruhsatsız ateşli silahların bulundurulması, taşınması, satılması, satılmasına aracılık edilmesi' ile 'suçu bildirmemek' suçlarından yargılandıkları mahkemece hapis cezasına carptırıldılar.

Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasında tahliye edilen sanık Ferhat Rogop getirildi. Diğer 8 sanığın katılmadığı duruşmada, sanıkların avukatları da hazır bulundu.

Mahkeme heyeti başkanı, sanıklardan Selahattin Yılmaz, Selahattin Şener, Ferhat Rogop ve Hasan Akyüz'ü ''9 adet el bombasını bulundurmak, nakletmek ve satmak'' suçundan 4 yıl 2'şer ay, ''uzun namlulu silahı satmak'' suçundan da 6 yıl 3 ay olmak üzere 10 yıl 5'er ay hapis cezasına çarptırırken, Sanık Namık Kemal Erdoğan'a ''uzun namlulu silahı taşıma suçuna yardım etmek''ten 2 yıl 1 ay, ''el bombası bulundurmak'tan 2 yıl 1 ay olmak üzere 4 yıl 2 ay hapis cezası veren mahkeme heyeti, sanık Ömer Ayaz'a da ''el bombalarını taşımaya yardım etmek''ten 2 yıl 1 ay, ''uzun namlulu silahı taşımaya yardım etmek'ten de 2 yıl 1 ay olmak üzere 4 yıl 2 ay hapis cezası verdi.

Mahkeme heyeti Cem Hacıhamzaoğlu'na da ''bir el bombası satın alıp bulundurmak''tan 1 yıl 3 ay, ''uzun namlulu silahı satın almaya yardım etmek'ten de 2 yıl 1 ay olmak üzere toplam 3 yıl 4 ay hapis cezası verilmesini kararlaştırdı.

Sanıklardan Bayram Keskin ise ''izinsiz mermi bulundurmak'', Bülent Odabaşı da ''silah ticareti yapmak'' ve ''patlayıcı madde bulundurmak'' suçlarından delil yetersizliği sebebiyle beraat etti.

YILMAZ,'İFTİRAYA UĞRADIM'

Hollanda'da yakalandıktan sonra getirildiği Trabzon'da çıkarıldığı mahkemece yargılanan Selahattin Yılmazı'ın ise ifadesi Ferhat Rogop, Hasan Akyüz ve polis memuruSelahattin Şener'i tanıdığını, diğer sanıkları tanımadığını ifade ederek, silah ya da bomba ticareti yaptığı yönündeki iddiaları kabul etmediğini belirterek,'Ferhat Rogop'a bir ihalede yardımcı olmak için içinde evraklar olan çanta gönderdiğini, çantada kesinlikle silah ya da bomba bulunmadığını ancak Rogop'un ihaleyi kaybedince bana iftira attı. Hakkımdaki suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Ben zaten zenginim o yüzden silah ya da bomba kaçakçılığından kazanılacak paraya ihtiyacım yok' dedi.

-Olay-

Trabzon'da bir ihbardan yola çıkan polislerce, 12 Aralık 2008'de, İbrahim Hacıhamzaoğlu'nun Trabzon'un Yomra ilçesi Kaşüstü mevkisindeki evinde yapılan aramada, 7.65 milimetre çapında tabanca, şarjör ve 8 mermi, kayınpederine ait Çınarlı köyündeki kümesin duvar dibinde toprağa gömülü halde Kalaşnikof, şarjör ve 420 mermi ile 1 el bombası, Hasan Akyüz'ün Erdoğdu Mahallesi'ndeki evindeki çamaşır makinesi ve fırında 8 el bombası, Selahattin Şener'in Ankara'daki evinde ise ruhsatsız tabanca ve av tüfeği ele geçirilmişti.

El bombalarının seri ve kafile numaralarının, daha önce İstanbul, Tekirdağ, Osmaniye, Van, Adana, İzmir ve Şanlıurfa'da meydana gelen bazı olaylardaki el bombalarıyla benzerlik gösterdiği belirtilmişti.

Konuyla ilgili haklarında Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılan 11 sanıktan Hasan Akyüz, Selahattin Şener, Ferhat Rogop, İbrahim Hacıhamzaoğlu, CemHamzaoğlu, Ömer Ayaz, Namık Kemal Erdoğan, Bayram Keskin, Bülent Odabaş mahkemece çeşitli hapis cezalarına çarptırılmış, ''silah ticareti yapmak'' ve ''patlayıcı madde bulundurmak'' suçlarından yargılanan Fikret Özcan ise delil yetersizliğinden beraat etmişti.

Mahkeme heyeti, karar açıklandığı tarihte yakalanamayan Selahattin Yılmaz'ın dosyasını ise ayırarak hakkında bir hükümde bulunamamıştı.

Kararı inceleyen Yargıtay ise yerel mahkemenin İbrahim Hacıhamzaoğlu ile Fikret Özcan hakkında kurduğu hükmü onamış, diğer sanıklara ilişkin hükmü ise usul yönünden bozmuştu.