Trabzon’un yetiştirdiği önemli değerlerden biri olan ve bugün ülkemizin yaşayan en eski iktisatçılarından hocaların hocası Prof Dr Zeyyat Hatipoğlu 20-24 Mayıs 2016 tarihleri arasında Trabzon’da olacak.

 

Trabzon’un önemli ailelerinden biri olan Hatipoğlu ailesine mensup olan Zeyyat Hatipoğlu, 1. Dünya savaşı sırasında Cidde’nin son Valisi İbrahim Paşa’nın torunu, Milli Mücadele ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası başkanlığı yapmış Mustafa Hatipoğlu’nun evladı olarak 1925 yılında Trabzon’da doğdu.

 

İstanbul Üniversitesi’nde lisans ve doktorasını tamamlayan Hatipoğlu, Harward Business School ve TheLondon School Of Economics’de doktora sonrası çalışmalar yapmıştır. 1978 yılında İTÜ İşletme Mühendisliği Fakültesi’ni kurarak dekanlığını yapmış Bahreyn Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi Fakültesi Dekanlığını yürüttü.

 

İktisat alanında 30’u İngilizce olmak üzere toplam 220 kitabı bulunan Hatipoğlu, halen bu alanda çalışmalarını sürdürüyor.

 

Hatipoğlu’nun 23 Mayıs Pazartesi günü Trabzon programında şunlar var;

 

14.00-15.00 saatleri arasında KTÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde ‘Sıradışı bir iktisat hayali peşinde 73 yıl’ adlı konferans yapacak.

 

Saat 17.00-18.30’da Ticaret ve Sanayi Odası’nda konferansa katılacak.

 

Milli mücadele döneminde Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alan ve hem Milli Mücadele hem de Cumhuriyetin ilk yıllarında Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası başkanlığı görevlerinde bulunmuş olan ve aynı zamanda fındık tüccarlığı da yapan babası Mustafa Hatipoğlu ve 1930-1950’li yıllar arası Trabzon hakkında konuşacağı öğrenildi.

 

 

 

 

Bundan bir iki hafta önceydi.

Güya…

Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Süleyman Baykal’ın yardımcısı Saray ile görüştü. 

İddiaya göre rektörlük seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Baykal’ı destekliyor.

Böyle saçma sapan haberler yazıldı bir kaç yerde.

Gülüp geçtik.

İşin asıl diğer acı boyutu ise bu iddiaları Rektör ve yanındakiler yalanlamadı.  

Demek ki hoşlarına gitti.

Ama işte aradan daha 2-3 hafta geçmeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Trabzon ve Rize’e geldi.

Hani o iddiayı ortaya atanlar!

Köşe bucak saklandılar.

Çünkü KTÜ’nün 61. kuruluş yıl dönümünü kutladığı halde Trabzon Havalimanı’na 2 km bile olmayan KTÜ Kampüs’teki kutlamalara KTÜ Rektörü Süleyman Baykal Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı davet etmesine rağmen olumsuz yanıt aldı.

Böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rektör Baykal’ı destekliyor iddiasını ortaya atanlar yalancı.

Algı yönetmek istediler ellerinde patladı.

Aslında böyle şeyler Rektör beye zarar veriyor ama neyse..

Kendi bilir.

 

 

 

 

Trabzon Gazeteciler Cemiyeti seçimleri sonrası medya camiası iki kutuba ayrıldı. TGC Başkan adayı Tekin Atay’ı destekleyen Günebakış’ın sahibi Ali Öztürk çizik oylar sonrası tüzük gereği Cemiyet Başkanı olan Yusuf Turgut’a ağır eleştiri yazıları yazdı. 

Öztürk yazılarında, “o makamı gasp ediyorsun” bile dedi.

Yusuf Turgut bir süredir sessizliğini korurken bugün Ali Öztürk’e cevap verdi. 

“Ali Öztürk’e bir cevabım olsun!” başlıklı yazısında Yusuf Turgut, Taka Gazetesi’ndeki köşesinde şunları ifade etti;

“Sevgili okurlarım. Yazısında ‘ahlaksızlar’ ifadesini kullanmasa yine de cevap vermeyecektim. Bu ifadeyi kullanmak bu kadar kolay olmamalı. Mesele cemiyet seçimi yada başkanlığımız değil. Gazeteciler Cemiyeti başkan adaylığım için beni meslektaşlarım, STKlar, Bürokratlar ve siyasetçiler teşvik ettiler. ‘Zaman geldi’ dediler. Hatta duygusalım işimin zor olacağını söyledim.  Bakan Süleyman Soylu bey dahil dahil seçim sürecinde şunu aktardım ’30 yıldır sandığa girenleri yazdım. Onlarca vekil ve bakan ve başbakanla söyleşi yaptım. Ama seçim işi ne zor işmiş’

Adaylıktan kaçacak yerim olmadığı için de girdim.

Birlik olsun diye paralandım. Olmadı. Kısa sürede güzel işler de yaptık. Seçim sonrası tüzüğün verdiği yetkiyi kullandığımız için Cemiyetimizin üyesi Sayın Ali Öztürk, rahatsız oldu.

Olabilir eleştirebilir de..

Fakat ‘gaspçı ve işgalci’ dedi basın özgürlüğü dedik!

Ama ahlaksızlık falan dediğinde de susarak Yusuf Turgut ve 35 yıllık mesleğimin bana verdiklerini bu meslek bana haram eder.

Öztürkle benim bir meselem yok.

 Ama ne tesadüfi mi onun Dr Erdem Şen ile İbrahim Usta ile Murat Taşkın ile Yusuf Turgut ile Ahmet Sarı ile meselesi var!

Tesadüfi mi?

Bu yazıyı Cemiyet Başkanı olarak yazmıyorum.

Sadece ‘susma konuş’ dediği için kaleme alıyorum.

Seçim sonrasında duruşumuzu tartıştı.

İstifa eden Nedim Mollaveisoğlu’na seçim öncesi ve sonrasında tek bir sözüm yoktur, kongre ve sonrasında gördüğüm de yoktur. Dilekçedeki imza kendisinindir.

Meslekle ilgili bir örnek de vereyim, önemli bir muhabirinle ilgili bir haberden ötürü hukuki sorun çıktığında cemiyette ki kınamaya ilk ben gitmiş ve yanında oturmuş, duruşumuzu da göstermişizdir. 

Cemiyet seçimi öncesinde ağır yazı yazmış cevap  vermişimdir.

Sayın Öztürk’te ‘Her yeri ben yöneteceğim’ aruzusu tehlikeli boyuttadır.

Bunu geçmişte ANAP, MHP içinde yaptı. Ak Parti için de sürek olarak yapmak istedi, başarılı olamadı, son dönemde Ak Parti’de kısmen yol aldı. TGC’nin ödül törenini fırsata çevirmek istedi.

Ali Öztürk bazı isimleri düşman olarak belliyor.

Düşmanlığı gerektirecek bir durum yoktur, eleştirini yaparsın geçersin.

Bir kenti yönetme peşinde isen de siyasete girersin olur biter.

Korku salmanın anlamı yoktur.

Bu kentin sivil toplum örgütlerinin başkanlarının baskı altına alınmasını izlemek ve görmek beni üzüyor.

Onlara tek şunu söylüyorum, korkmayın.

Cemiyet seçimlerinden 2 gün önce ki ödül  töreninde kürsüden, bizim de hareketini tasvip etmediğimiz (oylarımı ciddi şekilde düşürdü) İletişim Fakültesi öğrencisi kız için ‘Tüzükte var mı ona ödül verdiniz’ diyeceksiniz, 5 gün sonra aynı tüzükle yönetim kurulu başkanı seçilen isme ise gaspçı diyeceksiniz.

Kaldı ki KTÜ kollektif üyelerine 5 yıl önce övgü dizen de Ali Öztürk.

Yusuf Turgut’un arkasında kim var ya da ‘neden önce Hikmet Aksoy dedi de vazgeçtiyi’ sorgulayacaksınız, bi hiçbirşeyi sorgulamayacağız!

Kendi tüzüğümüz yahu!

İnsaf yahu..

Bitiriyorum,

1- TGC Başkanlığı önemli bir makamdır. Ama ne maddi ne manevi olarak böyle bir makama ihtiyacım yoktur.

2- Hak etmediğim yere gelmem.

3- Hukuka saygılıyım. Hukuk ne derse onu yapacağım.

 

Şunu da yazmak isterim.

 

Öztürk benimle ilgili bir hafta yazı yazdı. Bir haftada arayanlar çok sayıda iddiadan söz etti. Onları bugün yazmadım, bundan sonra da yazmayacağım.

Çünkü basın kavgalarından hem kent, hem Trabzonspor hem de bizim camia yoruldu.

Son söz, bana ‘konuşsana Yusuf Turgut’ dedin, ben de ‘dur Ali artık Ali Öztürk’ diyorum..

 

 

 

 

Trabzon’un iki önemli yazarı Yusuf Turgut ve Ali Öztürk’ün Trabzon Gazetecileri Cemiyeti seçimleri üzerinden bir birleriyle köşe yazılarıyla eleştirmeleri, duruşlarını irdelemeleri camiada da farklı yankılandı. Mesela kimine göre Arsin-Gümüşhane kapışması.. Kimine göre Trabzon-Gümüşhane.. Bu şekilde yorumlanması da üzücü tabiki.. Cemiyet seçimleri sonrası siyasiler de kulis yapıyor ‘ne oluyor?’ diyorlar. Gazetecileri arayıp ‘kim haklı’ diye soranlar da var. Program yapımcısı gazeteci yazar Levent Ustabaşı da bu konuda iki tarafı da Haber61 TV’de canlı yayına davet etti. Kamuoyunun merak ettiklerini canlı yayın hem Ali Öztürk’e hem de Yusuf Turgut’a aynı anda sormak ve iki tarafı dinlemek için. Ali Öztürk, ‘gelirim’ dedi. Yusuf Turgut, ‘Dernekler masasının kararını vermesini beklemek daha doğru olur’ dedi. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkan adayı Tekin Atay da dernekler masasına yaptığı itirazın sonucu bekliyor. Şu anda tüm üyeler ile de görüşüyor. Başkan adayları üyelere teşekkür telefonları ve mesajları gönderiyor. Yusuf Turgut da Tekin Atay da kendisine oy versin vermesin teşekkür mesajını iletiyor.