AHMET ÇAKAR’IN AMACI NE? TRABZON’A NEDEN GELDİ?
Eski hakem ve spor programı şovmeni Ahmet Çakar, dün Trabzon’a geldi. Çakar’ın, eski hakem Hamza Mısır’ın daveti üzerine Trabzon’a geldiği öğrenildi. Mısır’ın iyi ağırlama ve basın organizasyonu için yoğun çabası vardı.
Zira Trabzonlular, Ahmet Çakar’a Uğurcan Çakır’ın Galatasaray’a transferi sırasında yaptığı açıklamalar nedeniyle oldukça kızgındı.
Ne demişti Çakar?
“Uğurcan yüzde yüz haklı. Artık ben buradan kurtulayım diyor. Bir gol yiyor. Hanım markete gidiyor. Oradaki 5 kuruş etmez adam, ‘Senin kocan nasıl gol yedi’ diyor. Çocuklar okula gidiyor, orada herkes Trabzonlu. ‘Babanın yediği gole bilmem ne yapayım’ diyecekler. Hiç değilse İstanbul’a gidiyor. Kazandığının 2-3 katını kazanacak.”
Bu sözler, Trabzon kamuoyunun tepkisini çekmişti.
Bu açıklamalardan sonra eski hakem Trabzon’a geldi. Gönül almaya geldi sananlar ise büyük yanıldı. Uçaktan iner inmez soluğu Avni Aker Millet Bahçesi’nde aldı ve hemen bir eleştiri videosu daha çekti. Bu davranışları, tepki çekmeye devam etti. Hatta bazı platformlarda “Amacın ne Ahmet?” soruları soruldu.
Ama… Madem birileri Ahmet Çakar’ı çağırıp şehrini eleştirmesini istedi, hadi ekmeklerine yağ sürelim.
Bırakın Avni Aker Stadı’nı, Yavuz Selim Sahası’nın ortadan kaldırılması Trabzon’un futbol mirasına, tarihine ve hafızasına yapılmış açık bir saygısızlıktır. Şehrin gençliğine, amatör futbola ve onlarca yıllık geleneğe nefes olmuş bu sahanın, hiçbir görüş alınmadan kısa sürede yıkılması Trabzon’a yapılmış en büyük hatalardan biri olarak kayıtlara geçti.
Yavuz Selim, Trabzon futbol tarihinde sıradan bir tesis değildi. Kimseye danışılmadan, hiçbir kesimin fikri sorulmadan bu hafızanın yok edilmesi, şehrin gönlüne saplanmış bir hançer gibi duruyor. O gün alınan yanlış karar, bugün amatör futbolun neredeyse tamamen çökmesine zemin hazırladı.
Bugün Trabzon, amatör futbolun heyecanından kopmuş durumda. Kimin lider olduğunu, hangi takımın kimi yendiğini, puan durumunu, hangi kulüpte hangi oyuncunun veya hocanın bulunduğunu bilen neredeyse yok. O eski şehir ilgisi, merakı ve takip kültürü tamamen kayboldu.
Çünkü Yavuz Selim sadece bir futbol sahası değildi; Trabzon’un simgesi, ruhu, mahallenin heyecanı ve çocukların hayaliydi. Bir kültür alanıydı. Eskiler hatırlar; o sahaya adım attığımız anda takımları formalarına bakarak tanırdık. Kim kimle oynuyor hemen anlardık. Biraz futbolla ilgilenen herkes amatör ligdeki oyuncuları, antrenörleri bilir, maçları takip eder, o coşkunun bir parçası olurdu.
Peki ya şimdi? Akyazı’daki sahalarda oynanan maçlara sadece takımı ya da oyuncusu olan birkaç kişi gidiyor; o da hava uygunsa. Şehrin amatör futbolla bağının geldiği nokta gerçekten iç acıtıcı.
Konu, Ahmet Çakar gibi spor magazini figürlerinin gelip şehri yorumlaması değil; mesele, projeler hayata geçirilirken Trabzon’un kendi sesini çıkarabilmesi, örgütlenebilmesi ve sahip olduğu değere sahip çıkabilmesidir.
NOKTA

***
ÇİFTÇİYİ 13 MİLYONLUK CEZADAN KAYMAKAM KURTARDI
Yakın geçmişe kadar fındık üretiminde Trabzon en üst sıralardaydı.
Ancak ürünün hak ettiği değeri bulamaması, sektördeki manipülasyonların önüne geçilememesi, devlet desteğinin yetersiz kalması ve muhafaza–satış süreçlerinde Fiskobirlik (FKB) ile Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) arasında yaşanan belirsizlikler, üreticiyi zora soktu.
Buna ek olarak yol ve tünel projeleri ile düzensiz imar–yapılaşmanın neden olduğu ekim alanı daralması da tabloyu ağırlaştırınca; Düzce, Çarşamba ve Ordu, fındık üretiminde Trabzon’un önüne geçti.
Fındık fiyatları bir yana; alan bazlı destekleme parası da istenilen düzeyde gerçekleşmedi. Genel bir küskünlük doğdu ve Bakanlıkça gerçekleştirilmesi planlanan sayım işlemine yüzlerce çiftçi ilgi göstermedi.
Normal şartlar altında “SMS’le tebligat” diye bir uygulama yok; Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı birimleri böyle yapmayı tercih etti. Devlet Genel Tarım Sayımı adı altında bir çalışma yapmak için geçen ay “SMS’le çalışma başlattı.”
-VE DEMİRKALE DEVREDE-
Katılmayan çiftçilere ceza uygulanacağı tevatürü çıktı. Çiftçilerin bir kısmı bu kez katıldı. Başvuruların bizzat 14 Kasım 2025 Cuma gününe kadar yapılması gerekiyordu.
Süre doldu. Ortahisar’da 200’ü aşkın fındık üreticisinin başvuru yapmaması ya da yapamaması karşısında Kaymakamlık devreye girdi ve çiftçilere ulaşarak başvuruları tamamlamalarını sağladı.
Neden sonra öğrendik ki, zamanında kayıt için Ziraat Odasına ve ilgili tarım müdürlüklerine gelmeyenlere uygulanması planlanan idari para cezası 61 bin lira düzeyindeydi.
Kaymakam Gürkan Demirkale’nin dikkat ve duyarlılığı sayesinde köylü yaklaşık 13 milyon lira civarında bir cezadan kurtuldu.
Fındık üreticisi ile bürokrasinin arasının yeniden düzelmeye başladığı günleri görmek ortak temennimiz. Kaymakam beyi tebrik ediyoruz. Kendisine müstahsil adına teşekkür ediyoruz.

***
YAPAY ZEKÂ’YA GÖRE TRABZON YAŞANILABİLİR Mİ?
Teknoloji maceraları Trabzonlu hemşerilerimizi fena sardı. Yapay zekâ üzerinden çocuklar kendi isimleri, sevdikleri sporlar, tuttukları takımlar ve oyuncaklarla ilgili sorular yöneltiyorlar. Gençler oyun oynayıp ders çalışıyor.
Yetişkinler ise istihdam alanlarından KPSS’ye, yatırımdan seyahate kadar birçok konuda yapay zekâya danışman oluyorlar. Bu teknoloji üzerinden tahlil sonuçlarını okutmaya çalışan, dava dilekçesi hazırlayan bile var.
Bizim dikkatimizi daha genel bir konu çekti. Bildiğiniz gibi “2030’a kadar dünyanın savaşlarla sınanması, 2030’dan sonra ise su kaynaklarının ciddi seviyede azalması bekleniyor.” Yapay zekâya göre “2040’ta ise Türkiye’de yaşanabilecek sadece 10 şehir kalıyor” ve bu şehirler arasında İstanbul, Adana, Samsun gibi büyükşehirler yer almıyor. Hatta aynı yapay zekâ, klasik coğrafi yorumcuların büyük şans verdiği birçok küçük şehirde de yaşam kalitesinin ve şansının düşeceğini değerlendiriyor.
Şanslı gösterilen 10 il şunlar: Ankara, Antalya, Bursa, Çanakkale, Eskişehir, İzmir, Konya, Mersin, Muğla, Trabzon.
Kriterlere sonra değiniriz. 10 şehir arasında Trabzon’un yer almasına çok şaşırmadık ama doğrusu çok sevindik.

***
TRABZON HAMSİ FİYATLARINDA KİME FARK ATTI?
Haftasonu bölge geneli yağışlı geçti. Kıyılarda sağanak yağmur, yükseklerde kar yağışı gerçekleşti. Kar suyunun Karadeniz’e inmesiyle hamsi hem yağlandı, hem bollaştı, hem de ucuzladı.
Yıl genelinde neredeyse bütün gıda ürünlerine Batı illerine oranla daha pahalıya ulaşan Trabzon, böylece fiyatlarda ilk kez öne geçti. İlçelerde 35-50 liralara düşen hamsi, tazeliğine ve boyutlarına göre merkezde 75-100 lira arasında satışa sunuldu.
Birkaç olumsuz yorum ve radikal yaklaşım dışında hamsi memnuniyet uyandırdı ve Trabzon’da önce balıkçı tekneleriyle tezgahlar, ardından mutfaklar doldu. İstanbul’da sezon başında 500 lira olan kilo hamsi, şimdi 250 liradan satılıyor.
Çünkü Karadeniz hamsisi çıkınca Marmara ürününe bakan olmuyor. Yine de bu rakam yüksek. Buzlu muhafaza, nakliye ve işçilik giderleri eklenince reel fiyatlar iki katının üzerinde seyrediyor.
Biz yine de somut bir soru ile bağlayalım: Metropollerde hamsi haricinde Trabzon’dan daha pahalı herhangi bir ürün var mı?

Kaynak:Haber 61