TELEFONUNU SUYA ATTI, MESAJINI BIRAKTI
Trabzon Çaykaralı Muhammet Fatih Sinan, Sumud Filosu’ndaki ekip liderlerinden biriydi. Hem manevi kararlılığı, hem girişimci cesareti hem de teknik becerileriyle hepimizin yüreğinde yer etti. Hem filodakilere moral verdi hem de bize sıcak mesajlar gönderdi. Arızalanan gemileri tamir etti ve sonuna kadar mücadele etti. En sonunda gözaltına alınanlardan biri oldu ve telefonunu Akdeniz’in derin sularına atmak zorunda kaldı.
Son mesajında Trabzon’a ve Trabzonsporlulara şöyle seslenmişti:
“Uluslararası Sumud Filosundan hepinize selam ederim. Günlerce yol kat ettik. Allah’tan bir mani gelmediği sürece bu filo yoluna devam edecek. Filoda birçok teknik sorun yaşadık ama dönmeyi bir an olsun düşünmedik ve vazgeçmedik. Trabzon’dan bize ses verin. Filistin’e güç verin. Meydanları hınca hınç doldurun. Özellikle Trabzonspor’un maçlarında Sumud Filosu’na ve Gazze’ye destek istiyoruz. Trabzonspor’un maçları çok önemli, çünkü Trabzonspor maçından yükselecek bir ses bizim direnişimizi bütün dünyaya ulaştırır.”
“Trabzonlu mert ve yiğit kardeşlerimizden yoğun gayret istirham ediyoruz. Nasipse Trabzon’da bir Sumud Çadırı kurulacak; buraya da destek olunuz. Bizleri yalnız bırakmayınız. Bizler denizden, sizler karadan bu ablukayı kıralım. Gazze’de akan kana, gözyaşına engel olmak için hep birlikte tek yürek olalım. Uluslararası Sumud Filosu’ndan Trabzon’a gönül dolusu selamlar.” dedi ve telefonunu suya attı.
Nerede olduğu bilinmiyor. Duygulanmamak mümkün mü?
İşgalciler Yaklaşınca Telefonlar Neden Suya Atıldı?
Hemşerimiz Muhammet Fatih’e duygulanmamak imkânsız. Bu köşelerden Gazze’yi haykırmamak mümkün mü? Ona da hakkımız yok!.. Peki aileleriyle, Türkiye ile tek iletişim imkânlarını sağlayan telefonlarını niçin suya atıyorlar?..
Çünkü işgalci donanmasının müdahalesine hazırlanan Sumud Filosu mürettebatı, ele geçirilme anında telefonlarını ve kişisel eşyalarını denize atarak işgalci İsrail'in istihbarat ve propaganda planını bozma andıyla yola çıkmıştı. Bu stratejik eylemin temel nedeni, daha önceki Mavi Marmara saldırısında olduğu gibi kişisel verilerin terör organizasyonu tarafından ele geçirilip kara listeye alınmasını ve filonun aleyhine kullanılacak Hamas işbirliği iddialarına karşı delil oluşmasını engellemekti.
Sadece telefonları atmakla kalmıyorlar; mürettebatın İsrail askerleriyle KONUŞMAMASI da kesin kurallar arasında. Ve inanılmaz bir idealist ruhla bütün aktivistler bu kuralların tümüne uymayı sürdürüyor. Gözaltına alınsalar bile bu dürüst direnci bırakmıyorlar. Son eylemlerinden biri de telefonlardan sonra oyuncakları denize bırakmak oldu. Oyuncaklar, akıntıya kapılarak Gazze sahillerine ulaşma umuduyla sulara atıldı. Bu sembolik eylem bile işgalci siyonist güçlerin suratlarını değiştirmeye yetti.
***
CHEMTRAİL VE KARADENİZ’DE MEYVE YETİŞMEMESİ
Global adıyla “Chemtrail” ya da “kimyasal püskürtme” kuramı, yüksekten uçan uçakların gökyüzünde uzun süre bıraktıkları izlerin, gizli olarak planlanmış sinsi hedefler için kasten püskürtülen kimyevi ve biyolojik maddeler olduğu iddiasıdır. Tam açılımı bu şekilde veriliyor.
Peki “Chemtrail” gerçekte varsa ve semalarımızda bulunuyorsa, bu ne işe yarıyor?.. Bu teoriye inananlar, normal jet duman izlerinin nispeten çabuk yok olduğunu; bu şekilde yok olmayan izlerin ise ilave maddeler içerdiğini iddia ediyorlar.
Göğe baksanız karşınıza çıkıyor. Sokağa çıksanız bu konu konuşuluyor. Sosyal medyayı açsanız mutlaka ilgili bir yoruma denk geliyorsunuz.
Bu ve bunun gibi “organizmanın zehirlenmesi yoluyla kıyametin daveti” şeklindeki radikal görüşler, bazı bilimsel topluluklar tarafından reddedilse de sayılı bilim insanı konunun varlığı hakkında uyarılar ve bilgilendirmelerde bulunuyor.
***
TRABZONLU MANKENİN TOPARLAMA DENEMELERİ
Magazin’in zamanı değil ama Tuğba Özay durmuyor ki. Ne zaman Trabzon’a gelse, “Ben de Trabzonluyum” deyip ondan sonra saydırıyor. Eleştirel kişiliği, uğraştığı işleri gölgede bırakıyor. Son gelişinde 'Arapzon' gibi çakma ifadeleri yüksek sesle seslendirince biraz fazla dikkate alındı. Bunun üzerine sözlerine açıklık getirmeye kadar da gitti. Gelen tepkiler sonrası yeni bir açıklama yaptı. Kendi yönünden durumu kısmen toparlamaya çalıştı. Peki bunu nasıl yaptı:
“İş adamları ve turizmciler benden özür bekliyormuş; bence siz Trabzon'dan özür dileyin. Uzungöl'ün halini oraya giden insanlar görüyor. Sırf para için Arapların kendi kültürlerini Trabzon’da yaymalarına izin veriliyor. Ülkemiz şahlansın. Dünyanın dört bir yanından herkes gelsin. Ama kendi kültürlerini bu kadar öne çıkarıp bizim kültürümüzü bozmasınlar. Özümüzden kopmayalım. Yani sadece yabancı diye onlara her türlü imkân sunulmasın.”
Tamam da Tuğba, “Arapzon” nedir!..
***
AHMET METİN GENÇ'E HER YER TRABZON
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı'nın (UCLG-MEWA) 2025 Kongresi için gittiği Konya'da adeta Trabzon rüzgârı estirdi. Toplantıya katılan birçok belediye başkanı, Ahmet Metin Genç ile bordo-mavi renkli kravatı üzerine keyifli sohbet yaptı.
Cuma namazı çıkışında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve Başkan Genç, kalabalık bir heyetle caddede bir süre yürüdü. Bu sırada Bakan Kurum, Başkan Genç'e hitaben "Sizin Kahramanmaraş Caddesi çok güzel oldu. Bayağı da hareketli" dedi.
Bakanın Trabzon'daki caddeden bahsetmesi, Ahmet Metin Genç'in sık Ankara ziyaretleriyle Trabzon’u adeta bakanların beynine kazıdığı yorumlarına neden oldu.
Kaynak: