Türkiye, iklim değişikliğinin getirdiği ciddi meydan okumalarla yüzleşmeye devam ediyor. Meteoroloji Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Emel Ünal'ın son açıklamaları, ülkede yaşanan sıcaklık artışlarının ve yağış paternlerindeki değişimlerin, özellikle hidrolojik kuraklık riskini artırdığına işaret ediyor. Ocak ayının, son yılların en sıcak ocak ayı olarak kaydedilmesi ve beklenen yağışların kar yerine yağmur olarak gerçekleşmesi, su havzalarının su tutma kapasitesini zayıflatıyor.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün (MGM) verilerine göre, hava sıcaklıklarının önümüzdeki dönemde batı kesimlerinden başlayarak artış göstermesi ve mevsim normallerinin üzerine çıkması bekleniyor. Mart, Nisan ve Mayıs ayları için yapılan tahminler, sıcaklık artışlarının devam edeceğini ve yağış miktarlarının bölgesel farklılıklar göstereceğini ortaya koyuyor. Özellikle Doğu Karadeniz kıyılarında Trabzon, Rize, Giresun, Artvin illerinde yağışların mevsim normalleri üzerinde gerçekleşmesi beklenirken, diğer bölgelerde yağış miktarlarının mevsim normalleri civarında olması öngörülüyor.

Ünal, yağış azlığının her bölge için geçerli olmadığını belirterek, Aralık 2023 ve Ocak 2024 yağış oranlarının sırasıyla normalin altında ve üstünde olduğunu ifade ediyor. Şubat ayı için yapılan değerlendirmeler, yağış miktarlarının bölgesel olarak önemli farklılıklar gösterdiğini ve özellikle Antalya ve Şanlıurfa'da yaşanan sel felaketlerinin bu durumu örneklendirdiğini gösteriyor.

Ünal ayrıca, El Nino gibi küresel iklim olaylarının Türkiye üzerindeki etkilerine de değiniyor. Bu etkileşimlerin, sıcak ve az yağışlı koşullara yol açarak kuraklık riskini daha da artırdığını vurguluyor. İklim değişikliğinin insan kaynaklı yönüne dikkat çeken Ünal, son yüzyıllarda insan aktivitelerinin iklim üzerindeki etkilerinin arttığını ve bu durumun krizlere neden olduğunu belirtiyor. Küresel ortalama sıcaklık artışının devam etmesi beklenirken, her yılın iklim koşullarının farklı olabileceği, ancak uzun dönemde yapılan çalışmaların önemine işaret ediyor.

Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde, sıcaklık artışları ve değişen yağış paternleri gibi faktörler, su kaynaklarının yönetimini ve kuraklıkla başa çıkma stratejilerini zorunlu kılıyor. Hükümetin ve ilgili kurumların bu meydan okumalarla yüzleşmek için bilimsel verilere dayalı, kapsamlı politikalar geliştirmesi gerekiyor.