UETD Başkanı Özdoğan, kolay ulaşabildikleri için çocukların özellikle Türk ailelerden seçildiğini söyledi.

 

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Hasan Özdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın gündeme getirdiği "Avrupa'da Türk çocuklarının Hıristiyanlaştırılması" gerçeğini anlattı. Bu konuda Almanya'da yaşayan Türkler'in oldukça önemli problemlerle karşı karşıya kaldığını belirten Özdoğan, meselenin çok değişik bakış açılarından değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Özdoğan, "Resmi olmayan rakamlara göre her yıl en az 4 bin Türk çocuk ailelerinden alınıyor" dedi.

 

BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURUYORLAR

 

Gerçekte problemli ailelerin bulunduğunu ve çocuklarına kötü davrandıklarını ifade eden Özdoğan, "Ancak bu tür aileler sadece Türkler'de yok. Almanlar'da ve diğer göçmen ailelerde de var. Buna rağmen gençlik daireleri daha çok Müslüman Türk göçmenler üzerine yoğunlaşıyor" dedi. Bunun iki nedeni olduğunu savunan Özdağan, şöyle devam etti:

 

"Birincisi; gençlik dairelerin yıllık bütçeleri var. Yılsonunda bu bütçenin tüketilmesi gerekiyor. Tükenmediği takdirde ondan sonraki yılda verilecek bütçede kısıtlamalara gidiliyor. Bu sorunla karşılaşmamak için koruma altına alınan çocuk sayısını artırmak istiyorlar. İkinci neden Müslümanları Hıristiyanlaştırma çabası. Yani bir taşla iki kuş vuruyorlar. Hem bütçelerini harcama fırsatı buluyorlar hem de Müslüman çocukları asimile etme şansı yakalıyorlar.

 

Az sorunları olan, kendilerine kolay ulaşabilecekleri ailelerden yana seçimlerini kullanıyorlar. Türkler bu açıdan ideal aileler."

 

Özdoğan, sorun yaşadıkları tespit ettikleri ailelerden çocukları alıp Alman ailelere verdiklerini, buna rağmen verdikleri aileler ise çok sorunlu insanlardan oluşabileceğini kaydetti. Özdoğan şöyle devam etti:

 

‘BİLGİ ALMAK ÇOK ZOR’

 

"Nitekim Hollanda'da karşılaştığımız bir olay buna bariz örnektir. Müslüman Türk çocuk eşcinsel aileye verildi. Amaç Müslüman çocukları asimile edip Almanlaştırmak, Hıristiyanlaştırmak. Bu konuyla ilgili çalışan bazı dernekler var. Aynı şekilde konsolosluklarımız ve Yurtdışı Türkler Başkanlığımız da olayın farkında. gerekeni yapmaya çalışıyor. Konsolosluklar aracılığıyla sadece Türk pasaportu taşıyan, Türk vatandaşı olan ailelerine ulaşmak mümkün. Lakin gençlik daireleri çok kapalı davranıyorlar. 'Konu bizim ve aile arasında' deyip dışarıdan müdahaleye izin vermiyorlar.

 

Dolayısıyla bilgi almak, olayı takip etmek oldukça zor.Resmi olmayan rakamlara göre her yıl en az 4 bin Türk çocuk ailelerinden alınıyor. Öte yandan bizim ulaşamadığımız Türklükten ve Müslümanlıktan haberi olmayan mesela Alman-Türk evliliğinden doğan çocuklar var. Bunların sayısı 100 bini buluyor. Hatta sadece iş bulmak veya meslek edinmek için Alman adını ve soyadını alan çocuklarımız var."

 

MERDVERDEN DÜŞTÜLER 'AİLE İÇİ ŞİDDET' DEDİLER

 

Geçen hafta çarşamba günü yine bir Türk çocuğun Alman aileye verildiğini vurgulayan (UETD) Genel Başkanı Hasan Özdoğan, olayla ilgili şunları anlattı:

 

"4 ay önce, 28 yaşında bir baba kucağındaki oğluyla birlikte merdivende yürürken düştü. Her ikisi de yaralandı. Henüz o tarihte 2 aylık olan çocuğun kaburgasında kırık tespit edildi. Bebeğe Adli Tıp'ta yapılan muayenede kırığın aile içi şiddetten kaynaklandığına yönelik rapor çıktı. Rapora dayanarak, çocuk geçtiğimiz hafta çarşamba günü zorla aileden alındı ve bir koruyucu aileye verildi. Çocuğunu vermek istemeyen aile o yaştaki çocuğa şiddet uygulamadığı konusunda kimseyi ikna edemiyor. Hangi aileye verildiği bilinmiyor. Sadece annesi emzirmek zorunda olduğu için her gün 1,5 saat çocuğu görebiliyor. Aile mahkemeye başvurarak, çocuklarının geri verilmesini istiyor."

 

7 yıl sonra buluştular

 

Almanya'da annesinin işsizliği gerekçe gösterilerek 7 yıl önce 12 yaşındayken ailesinden alınarak, Hristiyan bir aileye verilen Elif Yaman, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın girişimleriyle yıllar sonra Sakarya'da annesiyle buluşmuştu. Bir otelde kendisini yıllardır hasretle bekleyen annesi Ayşe Yaman'ı karşısında gören Elif, annesine sarılarak gözyaşı dökmüştu.