Şükrü Üçüncü

Şükrü Üçüncü

Türk fındığı ile tarımı nasıl kurtulur?

Konya’nın bir markası doğdu.

Bugün herkesin bildiği bir marka oldu. Adı TORKU.

Bugün Türk fındığını kurtarmak isteyen yetkililerin bir araya gelerek bir proje üretmesi gereklidir.

Türkiye’de kısa sürede marka olan TORKU’nun ana maddelerinden bir tanesi de fındık…

İtalyan FERRERO’ya karşı Türk markası olan TORKU'yu yarıştırabilmemiz gerekli.

Yabancıların kölesi olmaktan kurtulmak için herkesin Türk malı ürünlere dönmesi artık şart oldu.

Eğer bizler evlerimizde çocuklarımıza saf yüzde yüz yerli yerli ürünlere yönlendirme yapmaz, onlara bu bilinci vermezsek yabancı sermayenin kölesi olmaya devam edeceğiz.

Bunların tamamı sonunda da köleliğin üzerine çıkacak.

Adana’da kaldığım otelin lobisine inmek üzere asansöre bindiğimde TORKU’nun üst düzey bir ismi olduğunu öğrendiğim bir kişiyle tanıştım.

Kendisi ile yaptığım kısa süreli bir sohbet sırasında ilk sözcüğüm, “Karadeniz bölgesindeki fındık sorununu çözecek olan tek işletme şu an da TORKU’dur” dedi.

Adam biraz şaşırdı; "Nasıl?" diye sordu.

Orada kendisine de anlattığım fikrimi sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Yüzde yüz yerli sermayenin yaratmış olduğu bir marka TORKU…

Türkiye’de diğer bilinen büyük markaların (Birinci Sınıf) hepsinin yabancı hissedarları bulunmakta.

Fakat TORKU sadece yerli üreticinin elinde büyüyen ve kaliteli ciddi bir marka.

Gıda Mühendisleri Almanya, İsviçre, Belçika ve Ukrayna’nın marka olan çikolatalarını alarak, küçük bir inceleme yaptıktan sonra bunların kalitesinde bir marka oluşturabilir.

Bu markayı da oluştururken fındığı Karadeniz’den, fıstığı Gaziantep’ten aldığında, Türkiye de top yekün bu markaya yönelttiğinde tekelleşen fındık gibi tarım ürünlerinde rekabet artar.

Böylelikle FERRERO gibi kan emici yabancı sermayelerden kurtuluruz.

Yanı başımızda ÇAY – KUR’a bakalım.

Batık bir durumu vardı.

Siyah çayın dışında bir markaya ihtiyaç vardı.

Koskoca şirket küresel rekabette kendisine yer edinmek, yok olmamak için çıkış yakalamak zorunda kalmıştı.

Türk insanının damak tadına hitap edecek ama daha yeni bir fikri hayata geçirdiler ve soğuk çay üretmeye karar verdi.

Yeni projeler her zaman risklidir ancak bu riski göze alarak üretime başlandı ve iyi bir reklam çalışması ile yeni ürün piyasaya sunuldu.

Büyük riskin karşılığı büyük kazanç olunca Lipton gibi markalar fiyatlarını düşürmek zorunda kaldı.

Böylelikle Türkiye’nin saf ve temiz bir markası oldu.

Tamamen yerli “DİDİ” oluştu.

Şimdi de sıra fındığı kurtarmakta...

sıra, fındık için her gün "Acilen birşeyler yapılmalı" diyen gerçek tarım düşünürlerinde...

Karşınızda Çay-Kur gibi bir örnek var.

Emsal alın ve gerçekçi projeler üreterek, yol göstererek fındığı kurtarın.




YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR