Diyebilirim ki ; Trabzonspor, belki de bu sezon en ideal on birlerin den biri ile sahaya çıktı.

Oyunun daha 3. dakikasında konsantre eksikliği olan Sosa’nın, kaçırdığı net gol pozisyonu evlere şenlikti. Şansızlığın habercisiydi sanki.

İlk 45 dakikanın ilk yarı bölümünde daha üstün olan ve daha güzel işler yapan Trabzonspor takımıydı. İlk 45 dakikanın ikinci yarısında da oyuna hakim olan taraf, konuk ekip Başakşehir takımı oldu.

Arda’nın kafa golünü Durica’ya faul yaptığı gerekçesiyle vermeyen orta hakem Bülent Yıldırım’ın bu kararı tartışılır. Başka bir hakem olsa bu golü verebilirdi.

Bu pozisyondan sonra 35. dakikadaki Adebayor’un şık kafa golü, Medipol Başakşehir’in ilk yarıyı 1-0 önde kapatmasına neden olurken, ev sahibinin bu yarının son dakikasında Burak ile yakaladığı çok net gol pozisyonunu, gol krallığının en iddialı isminin, inanılmaz bir şekilde kaçırması, inanılır gibi değildi.

*

Bu yarıda Emre, Arda ve Visca’nın oyuna katkıları yabana atılır cinsten değildi.

İkinci yarıya yeni bir umutla çıkan ev sahibinin, 53 .dakikada rakip yarı alana bir atağında ceza alanı içerisinde indirilen Burak Yılmaz’ın, düşürülmesini de boş geçen 2010-11 sezonunun akıllara şaibeli olarak kazınan hakemi Yıldırım, böylece hem konuk takımın hem de bordo mavililerin en önemli birer skor değişikliği ihtimalini ’es’ geçti.

Gerçi Burak, burada dürüstlük yaptı. Bu pozisyon sonrası ayağa kalkarak etrafına iki eliyle hayır penaltı değil şeklinde işaret de yaptı, yapmadı değil.

Her nedense bu maçta çok umut beklediğim genç Abdülkadir’in, her aldığı topu pas olarak vermesi ve yana oynama tercihi nedendi? Bilmiyorum.

Halbuki topla dripling yapma özelliği olan bu oyuncu, ilk anda dikine rakip ceza alanı içerisine girmek istese çok daha tehlikeli olacak. Hatta düşürülecek ve penaltıya sebebiyet verecek. Bunu neden yapmayı denemiyor yada böyle bir direktif mi alıyor? Bilmiyorum.

*

Geldiği günden beri takımının galip gelmesinde tek başına uğraş verdiği ve tek bir maçın dahi alınmasında önemli bir rolü olmayan, rakip ağlara tek bir golü dahi bulunmayan Sosa’nın, bu halinden siz memnunsanız, ben de memnunum. Sorun yok!

Ya bugün tel tel dökülen Pereira, Onazi ve Okay’a ne demeli bilmiyorum.

Oyunun ilerleyen süresinde Başakşehir, yorulan Arda ile Emre’nin yerine Mahmut ve Elia’yı oyuna dahil ederken, Trabzon takımı da Onazi, Yusuf ve Pereira’nın yerine, N’Doye, Castillo ve Rodallega değişikliği yaptı. Oyunun son 10 dakikasına girildiğinde, Castillo’nun karşılaşmaya getirdiği biraz hareketlilik neticesinde, Burak iki önemli pozisyondan daha yararlanamayınca, beraberlik şansı da eridi gitti. Açıklanan rakamsal istatistiklerde Burak’ın oyun süresince ayağında topun kalma süresi toplam 2,5 dk. inanır mısınız?

Bence bu onun suçu değil, Rıza hocanın yerinde olsam sakatlıktan çıkan ve iki hafta boyunca tam idman yemeyen Burak’ı oynatıp oynatmamakta bir kez daha düşünürdüm.

*

Daha karşılaşma bitmeden yönetim istifa diye bağıranlar, yönetim şu anda istifa etse Trabzonspor’un nasıl bir karanlığa gömüleceğinden, işlerin daha da nasıl kötüleşeceğinden haberiniz yok sanırım. Şu anda bunun sırası ve zamanı da değil. Keşke son 10 dakikayı ‘’yönetim istifa’’ diye bağırmak yerine, ikinci yarının büyük bir bölümünde oldukça kötü oynayan takımınıza destek vermekle harcasaydınız.

Belki bir ihtimal beraberlik gelirdi yada gelebilirdi diyelim!

Kaçan gollere gelince, bunları da Rıza hoca sahaya girip omu atacak? Sormak lazım.

Rıza hoca ile Süper Ligde oynadığı 13 karşılaşmada tek mağlubiyeti olan Trabzonspor, bu yenilgi ile bunu ikiledi, sahasında da ilk mağlubiyeti aldı ama galibiyete de hasret kaldı.

Gecenin assolisti Bülent Yıldırım’a gelince, seni merkez hakem komitesine değil de, Allah’a havale ettik.

Ne yapalım? Futbolda başka baş vuracak, bir makamımız kalmadı.