Recep Ergenç

Recep Ergenç

Bedava mı sandın PARA verip aldım

Başta son şike olaylarına taraftar ya da yandaş gözü ile bakmak; tek tek ağaçlara bakanların ormanı görememesi sonucunu doğurur. Ormanı görmek için biraz geri çekilmek ya da ormanın üzerinde yükselerek bakmakta yarar var. Gördüklerimiz ve duyduklarımız birer sonuçtur, esas görülmesi gereken bu sonucu doğuran iklimdir. Çağdaş Batı Demokrasileri aynı zamanda birer refah devletidir.

Refah devletinde adil yarışma esastır

Güçler ayrılığı vardır. Yasama, Yürütme ve Yargı birbiri karşısında hem bağımsızdır hem de birbirini denetler. Güçlü olanın avantaj elde etmek için yasaları delmesini bir yana bırakın, teşebbüsüne bile caydırıcı ceza uygulamaları yapılır. Bu nedenle refah devletinde sürekli gelişme vardır.

Refah Devletinde “Yasalar”, rekabetçi (yarışmacı) bir iklimin oluşması için vazgeçilmezdir!

Yasalar delinmesi için değil, uygulanması içindir. Yasalara uyulup uyulmadığı sıkı denetlenir, uymayanlar için ise caydırıcı nitelikte ceza uygulanır. İster bireysel, isterseniz takım yarışmaları için olsun; isterseniz ekonominin ya da siyasetin yarışmacı takımları (partileri) için; yarışmada rüşvet ile öne geçmeyi, hele şampiyon olmayı; dayı, amca ya da siyasi desteğe ihtiyaç duymayı kimse aklından geçirmez. Geçiremez. Sadece kendi performansına (yarışmacı kimliğine) güvenir. Bunu bilen etkili takım liderleri; iyi ekip kurma, ekibini sürekli eğitme ve takımının motivasyonunu yüksek tutma gibi temel görevleri yerine getirirler. Her şey liderin iki dudağı arasında asla değildir. O nedenle liderleri her gün ekranlarda kükremez.

Refah Devletinde alınan her sonuç yarışmacı takımların performans göstergesidir.

Refah devletinde yasama (meclis) sadece düzenleme yapar. Dünya liginin yarışmacı iklimini ülkesinde de güçlendirmek için çaba harcar. Bu iklimin etkileyeceği tüm tarafların görüş ve önerilerini almayı ihmal etmez. Bu yolla katılımcılık sağlanır. Refah toplumlarının anayasaları bireyi merkeze koyar. Yaratılan yarışmacılık iklimi ile sadece yarışmacı ekiplere başarı şansı verir. Kurallara uymayanlar yürütmenin ve yargının gücü ile hizaya sokulur. Suç işleyenler, Sen benim kim olduğumu biliyor musun, gibi abuk sabuk sorular soramazlar.

Refah devletinde aşağıdakiler de olmaz

Yarışmada kurallara uymak yerine; parasal güç kullanılarak rüşvet ya da şikeye dayalı kuralsızlıktan söz edilemez.

Refah devleti inşası ise zor iştir: trafik kurallarını ihlal edenler de, söz verdiği kalitede mal üretmeyenlere de, kayıt dışı- merdiven altı üretim yaparak haksız rekabete neden olanlar önce yürütmenin sonra da yargının nefesini hisseder.

Refah devletinin iklimi bireye ya da takımlara eşit koşullarda yarışma olanağı sağlar. Refah toplumlarında bu eşitlik, sadece yasalar ile değil, yasaların uygulamasını gerçekleştiren yürütme ve yargı eliyle yapılır; cezalar ise kurallara uymayanlar üzerinde caydırıcı etkiye sahiptir.

Hangi ligde oynamalıyız?

Uluslar arası sözleşmeleri iç hukukun üstünde kabul ederek; aslında oynayacağımız ligi her alanda belirlemişiz. Bu ligin adı; Uluslar arası ligdir. Bu lig Edirne’den öteye önce AB ligidir.  Bu ligde ki yerimiz iç açıcı değildir. Nerdeyse her alanda iç hukuk tükendiğinde, AB’de açılan davalar aleyhimize sonuçlandığını üzülerek görüyoruz. Oynayacağımız ligi çoktan belirlemiş olmamıza rağmen, son olaylarda yürütme ve yargı ilk defa bu kapsamda bir denetleme ve yargılama süreci başlattı. Oynadığımız ligin kuralları Ülkemizde de hayata geçirilmeli.

Yarışma kültürü okullardan taa ana sınıflarından başlatılmalı

Yarışmayı seven bir yeni nesil yetiştirmeliyiz. Spor karşılaşmaları (ister bireysel ister takım sporları olsun) yarışma kültürünün yaygınlaşmasında en önemli araç niteliğindedir. Trabzon’un AB Gençlik Olimpiyatı (Festivali) kapsamında kazandığı 500 milyonluk spor tesislerine bakıp, bu tesisleri olimpiyattan sonra nasıl kullanmalıyız, sorusuna bildik yanıtlar dışında henüz doyurucu bir yanıt yok ortada. Deyim yerindeyse ailelerin de çok benimsediği, bilgisayar başında hiç terlemeden yeni bir kuşak yetiştirmekteyiz. Terlemeden büyüttüğümüz çocuklarımız gerçek hayatta da terlemeden başarılı olabileceklerini giderek içselleştirmektedirler. Tez elden bu ortamı hem Trabzon’da hem de Ülkemizde bertaraf etmeliyiz.

Refah toplumunun yaratılması

Yarışmacı bir kuşak ya da ekip kendi kendine yetişmez. Çocuklarını terlemeden büyüten bir toplumda gerçekten global (küresel) yarışmacı yetiştirmek çok zor. Hele Bayanların aklından, gücünden yararlanmadan refah toplumu yaratılamaz. Bu durum yarım akılla düşünmek, tek ayakla sağlamlar liginde maraton koşmaktan farksızdır.

Bedava mı sandın para verdim aldım… türküsü, içinden geçmekte olduğumuz zaman diliminin geyik muhabbetlerine cuk oturmuş.

Sonuç yerine

Gereksinmemiz olan şey; Global Vizyon Yerel Eylem düşüncesini içselleştirip buna uygun davranmaktır. Bunun yolu ise Ülke olarak;

*Ya refah toplumu yaratıp küresel rekabete dayanıklı bir yapı kuracağız;

Yapamaz isek;

 * Her işimize, her yarışmaya şaibe karıştırmaya devam edip, vesayet altında bir ülke olarak kalacağız.

Refah toplumunun kurulması için hiç bedel ödemeyelim derseniz bu da sizin seçiminiz olur.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR