Trabzonspor görevine son verirken yüklü bir tazminat ödediği eski Teknik Direktör Vahit Halilhodziç’ten hiç yararlanamadı.

Yönetime haddinden fazla futbolcu transfer ettirerek, borç yükü altındaki kulübün borcunun aşırı yükselmesini sağladı.

Yaklaşık üç ay takımın başında tek yetkili olarak görev almasına rağmen, ne takım tertibini kurabildi, ne takıma futbol oynatmasını becerdi ve takımın aldığı neticelerde ortada.

Halilhodziç açıkçası Trabzonspor’un bir sezonunu üç ay gibi kısa bir zamanda yaptığı yanlışlarla heba etti ve gitti.

Başkan İbrahim Haciosmanoğlu aslında Halilhodziç’e çok güvenmişti, onun teknik direktörlüğünde güçlü bir kadro kurup şampiyonluğa ulaşmak istiyordu.

Haciosmanoğlu, Halilhodziç’e o kadar inanmıştı ki, ona görev verdikten sonra yaptığı açıklamada, hoca ile hedefteki şampiyonluğa ulaşamazsak, biz de onunla birlikte gideriz diyebilecek kadar da kamuoyuna ve basına malzeme vermişti.

Elbette ki, hiç kimse Haciosmanoğlu’nun bu aşamada gitmesini beklemesin.

Futbolda süreçler vardır.

Şimdi hoca gitti, takım başarısız sonuç almaya devam ederse, Başkan Haciosmanoğlu ve yönetimine sıra gelir.

Trabzonspor eski başkanı Sadri Şener bu ayın 20’sinde Trabzon’a geliyor.

Şener’in şehre girmesinin iki nedeni var.

Bu ziyaret hem ziyaret hem ticaret babından, bir taşla iki kuş varmak istiyor.

Bilindiği gibi eski Başkan Şener döneminde avukatlara yüklü miktarda ödeme yapıldı diye Haciosmanoğlu yönetimi tarafından mahkemeye verildi.

İlk aşamada davaya bakan savcıya savunmasını verdi, şimdi de Trabzon’da görülen davanın 24 kasımdaki duruşmasına bizzat katılacak ve mahkeme hakimine avukatların Trabzonspor Kulübüne kazandırdıklarını anlatacak ve kulübün kazanımlarını anlattıktan sonra hakime işte bu işler için avukatlara hak ediş ücretlerinin ödenme talimatını dönemin kulüp başkanı olarak verdim diyecek.

Trabzon’da dostlarıyla buluşacak olan Şener’in bir anlamda memleket özlemini de gidermiş olacak.

Sadri Şener 24 Kasım’da görülecek davada hakim karşısına çıkmayı bizzat kendisi istemiş.

Avukatlara vermiş olduğu paraların karşılığında söz konusu avukatların kulübe kazandırdıklarını anlatarak, bu kazanımlar karşısında ödenen avukat paralarının az mı çok mu olduğunu da mahkeme hakiminin vicdanı taktirine bırakacak.

Avukatlar ne yaptı, Trabzonspor’u hangi konularda savundu.

Şener iki konu üzerinde duracak.

Birincisi, biriken 90 milyon TL’lik temettüyü ödeyemeyen kulübün iki şirketi buna rağmen birleşti, 300 milyon sermayesi oldu.

Bu işi başaranlar yüksek meblağ aldıkları söylenen avukatlar.

Trabzonspor’un şampiyonlar ligine gitmesini sağlayan da yine aynı avukatlar.

Trabzonspor Kulübü takımının şampiyonlar ligine gitmesi vesilesiyle kazandığı para 25 milyon euro, TL karşılığı 75 milyon.

Çevre ve Şehircilik eski Bakanı, Trabzon Milletvekili Erdoğan Bayraktar’ın bu aşamadan sonra ne yapacağı çok merak ediliyor.

Tanıdığımız Erdoğan Bayraktar, yeniden milletvekili seçilmek için, her milletvekili aday adayının yapacağını yapmaz, yapamaz.

Genel Başkan’ın etrafında fır dönemiz, araya hatırı sayılır aracılar koyamaz, tekrar milletvekili seçilmek istese bile kaderine razı olur, cingal çıkarmaz.

Bayraktar’ın milletvekilliği veya bundan sonraki siyaset ve iş yaşamını değerlendireceği tek isim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bayraktar’ı yeni dönemde nerede görmek istiyorsa, mutlaka orada olacaktır.

Pazarlığa da girmez, çamura da yatmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan ne derse onun dediğinden çıkmaz.

Kaldı ki, Erdoğan Bayraktar bir yandan milletvekili görevini sürdürürken diğer yandan, özel işlerini de yeniden canlandırma gayreti içine girmiş.

Kendisine hem yurtdışından hem de yurt içinden birlikte büyük çaplı konut projeleri yapalım teklifleri yapılıyor.

Bayraktar şu anda düşünme aşamasında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la baş başa görüşme yaptıktan sonra net kararını verecek.

Trabzon ilk kez Büyükşehir oldu.

30 Mart seçimlerinin ardından Büyükşehir Belediye Başkanı yetkilerini kullanmaya çalışıyor, ilçe belediyelerine öncülük yapıyor.

Geçiş sürecinde belli sıkıntıların yaşanıyor olması mümkün, ama görünen o ki, ilçe belediye başkanları Büyükşehir yasasının hüküm ve uygulamalarına uyum sağlamakta bundan sonra da zorluk çekecekler.

İstanbul’da iki dönem önemli bir ilçenin belediye başkanlığını yürüten eski bir başkan anlatırken kendisinden dinledim.

Büyükşehir yasası uygulamaya geçtikten sonra ilçe belediyelerine gerek kalmadığını söylüyor.

Sözünü ettiğimiz belediye başkanı görevde iken bunu açık olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a da söylemiş.

Büyükşehir yasasının uygulandığı şehirlerde, hele de son yapılan yasal düzenlemelerin ardından ilçe belediyelerinin yetkileri tamamen tıraşlanmış, elleri kolları bağlı bir vaziyet almışlar.

Bunu biz iddia ediyor değiliz.

Büyükşehir bünyesinde iki dönem üst üste görev yapan eski bir ilçe belediye başkanı bu iddiayı ta ki aktif görevde olduğu zaman ortaya atmış.

Görünen o ki, Büyükşehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri arasında yetki tartışması sürmeye devam edecek.