Futbol takımları arasındaki "Atatürk'ün hangi takımı tuttuğu" yönündeki tartışmaya Trabzonlular da katıldı. Trabzonlular, 'Atatürk'ün Tarbzonsporlu olduğu' iddiasını ortaya attılar. Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak, "Bunu orjinal belgesiyle kamuoyuna açıklayacağız" dedi

Beşiktaş ve Fenerbahçe arasında yıllardır süren tartışmada, iki takım taraftarları da Atatürk'e kendi formalarını giydiriyordu. Galatasaraylılar ise mücadeleye bir ucundan girmişti. Kendisi de Trabzonlu olan Bayındırlık Bakanı Faruk Özak, "Ne o ne bu, gerçek yakında ortaya çıkacak" diyerek üç büyüklerin hoşuna gitmeyecek bir iddiayı ortaya attı. Ankara'da 24 Şubat'ta başlayacak olan Her Yönüyle Trabzon Etkinlikleri hakkında gazetecilere bilgi vermek amacıyla önceki akşam gazetecilerle balık ziyafetinde bir araya gelen Özak, etkinlikte Trabzon'un bilinmeyen yönlerini sergileyeceklerini anlattı. İlin öteden beri sporla iç içe olduğunu, 1900'lü yıllarda çim hokeyi, tenis ve eksrim sporlarına ev sahipliği yaptığını aktaran Bakan Özak, şöyle devam etti: "Futbol ilimize 1905'te oynanmış. Etkinliğin önemli bölümlerinden birini Atatürk ve Trabzonspor başlığı oluşturacak. Futbol takımımız kuruluduğunda Atatürk'e bir yazı yazarak 'fahri başkanlık' önermiş. Atatürk de, 'olurum' karşılığını vermiş. Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe hep konuşuldu ama neli olduğu ortada artık. O cevabın orjinal belgesini sergimizde sunacağız."

İlki geçen yıl yapılan etkinliklere bu yıl 150 bin kişinin katılmasını hedeflediklerini de belirten Bayındırlık Bakanı, Rus işgali sırasında götürülen 440 el yazması eseri getireceklerini, futbolda ilk birinci lige ilk çıkan takımın tam kadro shalinde ergide olacağını bildirdi. Özak,Türkiye'nin 100 ressamından 70'ninin Karadenizli, bunlardan 30'unun da Trabzonlu olduğu bilgisini verirken de, "Trabzon çok enteresan bir şehir" ifadelerini kullandı. Futbolun yerini ayrı olduğunu anlatırken de, "Evlerde camilerde spor konuşulur. 70 sene önce kadınlar maçlara gelirmiş. Bizim oynadığımız yıllarda Necmi Perekli'nin annesi maçta sakatlandığımızda tedavimizi yapardı. Nineler, teyzeler, okur-üfler, sarılır, hatta taktik verirlerdi." dedi.

Fıkra gibi hatıralar

Bakan Özak, fıkralarla renklendirdiği yemekte, fıkra gibi şu anılarını da anlattı:

"Şota ve Arçil'i getireceğiz. Şehir heyecanlı. Cuma namazı kılacağız. İmam arkasını döndüğünde beni gördü. 'Şota-Arçil işi tamam mı başkan?" diye sordu. Ben 'Tamam' diyence de namaza başladı. Bir keresinde maçtayız. Arkadan bir ses duyduk: Ula bu yönetim enayi, aynı futbolcudan iki tana almışlar. Yine Fenerbahçe ile oynadığımız bir maçın ilk yarısı bitmiş. Maçı minareden izleyen imam ikindi vakti gelince namaz için inmiş. Safları sıklaştırmaları için cemaate dönmüş, 'Defansı sıkı tutalım' demiş."