Karadeniz Teknik Üniversitesi emekli Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Bektaş, 2025 Silivri 6.2 depreminin İstanbul’da beklenen yıkıcı etkiyi oluşturmamasının nedenlerini değerlendirdi. Bektaş, bilimsel çalışmalara atıfta bulunarak depremin enerjisini uzun sürede, yavaş bir şekilde saldığı için düşük frekanslı dalgaların oluştuğunu söyledi.
Prof. Bektaş, “Max ivmenin beklenenden düşük çıkması, özellikle sahilde ölçülen 0,2 g değerinin düşük yıkıcılığın açık göstergesidir” dedi.

“YIKICILIK SADECE BÜYÜKLÜĞE DEĞİL, KIRILMA ŞEKLİNE BAĞLIDIR”
Bektaş, depremlerin etkisinin yalnızca büyüklük rakamıyla açıklanamayacağına dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu deprem bize yıkıcılığın yalnızca deprem büyüklüğüne bağlı olmadığını; kırılmanın türüne, yani fayın ‘creep’ adı verilen sürünme hareketine bağlı olarak da değiştiğini gösterdi.”
Söz konusu sürünme hareketi, fayın bir anda kırılmak yerine zaman içinde yavaşça kayması nedeniyle daha düşük ivmeli dalgalar üretip etkileri azaltıyor.
ADALAR DEPREMİ DE BENZER ÖZELLİK GÖSTERMİŞTİ
Prof. Dr. Bektaş, 1963 yılında meydana gelen 6.3 büyüklüğündeki Adalar Depremi’nin de beklenenden daha az hasara yol açtığını hatırlatarak, o dönemki verilerin de bölgedeki fayın “creep” davranışı sergilediğini ima ettiğini belirtti.
Kaynak:Haber61