Saadet Partisi Trabzon İl Başkanı Ahmet Muratoğlu, 2025 yaş çay sezonunda yaşanan sorunlara ilişkin bir basın açıklaması yaparak üreticilerin yaşadığı mağduriyetleri gündeme taşıdı. Çaykur’un verdiği sözlerin sahada karşılık bulmadığını ifade eden Muratoğlu, hem kamunun hem özel sektörün hem de üreticinin sorumluluğu bulunduğunu belirtti.
“Sözler tutulmadı, üretici yalnız bırakıldı”
Çaykur Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim’in 18 Nisan’da yaptığı, “Mayıs çayının tamamına talibiz” açıklamasını hatırlatan Muratoğlu, bu sözlerin sahada karşılığını bulmadığını söyledi. Üreticilerin kota ve kontenjan engeline takıldığını dile getiren Muratoğlu, “Çaylarını özel sektöre düşük fiyatla vermek zorunda kaldılar” dedi.
2025 yılı yaş çay alım fiyatının destekleme dahil 25,44 TL olarak açıklandığını hatırlatan Muratoğlu, “Bu fiyat üreticinin emeğini karşılamaktan uzak kalmıştır. Ayrıca sezon başında verilen sözler tutulmamış, üretici bir kez daha yalnız bırakılmıştır. ‘Mayıs çayının tamamına talibiz’ denmişti ama alım yapılmadı” ifadelerini kullandı.
“Fabrika kapasitesinde artış yoktu”
Açıklamada, Çaykur’un sezon başındaki vaatlerinin gerisinde kaldığını vurgulayan Muratoğlu, “O açıklamada hangi fabrikanın kapasitesinin artırıldığı, ne tür bir hazırlık yapıldığı belirtilmedi. Zaten sahada da kapasite artırımı adına hiçbir somut adım atılmamıştı” dedi.
“İşçilik maliyetleri üreticiyi borçlandırıyor”
Muratoğlu, üreticilerin çaylarını toplamak için ciddi maliyetlerle karşı karşıya kaldığını belirterek, “Üretici çayını kendi toplayamıyor, ton işi kırdırmak zorunda kalıyor. Bir ton çay ortalama 10 bin TL’ye kırdırılıyor. Beş ton çay toplamak isteyen bir üretici sadece işçilik için 50 bin TL’yi nakit olarak ödemek zorunda kalıyor. Ancak çayın parasını aylar sonra alıyor” diye konuştu.
Bu durumun üreticiyi mağdur ettiğini vurgulayan Muratoğlu, “İşçisinin hakkını zamanında ödeyen üretici, kendi emeğinin karşılığını alamıyor. Bu durum, adil olmayan bir tabloyu ortaya koyuyor” ifadelerine yer verdi.
“Makineyle hızlı kırım kapasiteyi zorluyor”
Muratoğlu, çay toplama işlemlerinde makinelerin yaygınlaşmasının kırım miktarını artırdığına da dikkat çekerek, “Geçmişte makasla çay kıran bir işçi günde 250-300 kilo çay toplayabiliyordu. Şimdi makineyle bu rakam kişi başı 600-700 kiloya kadar çıkıyor. Ancak fabrikaların kapasitesi aynı kaldı. Bu da yığılmalara ve alımda sorunlara yol açıyor. Üretici de bir an önce çaydan kurtulmak isteyince tablo daha da içinden çıkılmaz hale geliyor” dedi.
“Çözüm: Çay Kanunu ve planlı alım sistemi”
Açıklamasında çözüm önerilerine de yer veren Muratoğlu, Çay Kanunu’nun bir an önce çıkarılması gerektiğini ifade etti:
“Sürgün başlarında yaşanan bu krizlerin kalıcı olarak sona ermesi için güçlü, üreticiyi koruyan bir Çay Kanunu şarttır. Kota ve kontenjanlar üreticiyi mağdur etmeyecek şekilde planlanmalı, üretim – alım dengesi iyi kurulmalıdır.”
“Sorumluluk hepimize ait”
Sorunun sadece özel sektöre yüklenemeyeceğini vurgulayan Muratoğlu, kamu kurumlarının da hazırlıksız olduğunu söyledi.
Öte yandan özel sektörün de artan maliyetler karşısında kuru çay fiyatlarını güncellemediğini belirterek, “Çaykur’un bazı zincir marketlerde kuru çayı düşük fiyatlardan satması da sektörde adaletsizlik doğuruyor” dedi.
“Üreticinin yanındayız”
Açıklamasının sonunda Saadet Partisi’nin üreticilerin yanında olmaya devam edeceğini belirten Muratoğlu, “Biz bu süreci sadece seyretmekle yetinmeyeceğiz. Üreticinin sesi olmaya, haklı taleplerini gündeme taşımaya ve çözüm için mücadele etmeye devam edeceğiz. Çay bizim için sadece bir ürün değil, bir yaşam biçimi ve alın teridir. Bu değere sahip çıkmak bizim siyasi sorumluluğumuzdur” ifadelerini kullandı.
Kaynak: