PKK'ya karşı savaşırken yaralanan ve vedalaşmak için annesini arayan erin tüm Türkiye'yi sarsan hikâyesi, Gümüşhaneli hemşerimiz gazeteci Bünyamin Aygün'ün kaleminde roman oldu.

2005 yılında Şırnak Uludere'de şehit olan ve son dakikalarında annesini arayan jandarma er Oğuz Parpaloğlu'nun gerçek hikayesi romana konu oldu.

Gazeteci Bünyamin Aygün'ün İskenderiye Yayınları'ndan çıkan romanı Kül, iki muhabirin acılı ailenin hikâyesini dinlemek üzere evlerine gitmesiyle başlıyor.

İki genç gazeteci kendilerini Güneydoğu, ölüm ve yaşam ekseninde trajik ama çok etkileyici bir hikayenin içinde buluyor. Şırnak'ta uğradıkları saldırı sırasında sırtından dört kurşunla vurulan erin şehit olacağını anlayarak annesini araması ve son nefesini bu konuşma sırasında vermesi tüm Türkiye gibi gazeteci Bünyamin Aygün'ü de derinden sarstı.

Aileyle uzun görüşmeler gerçekleştiren Aygün, şehit erin kısacık yaşamıyla birlikte Güneydoğu'da çatışan tüm askerlerin zorlu mücadelesini de kaleme aldı. Yarı belgesel niteliğindeki romanda yaşamla ölüm, umutla umutsuzluk, soğuk ve sıcak, mermi ve roket yağmuru, şehit annesinin sesi hepsi tek bir hikayede birleşti.

“Vuruldum annem”Uludere'de şehit olan ve son dakikalarında annesini arayan jandarma er Oğuz Parpaloğlu, telefonu açan babasına, "Baba biz çatışmaya girdik, ben vuruldum şehit oluyorum, hakkınızı helal edin ama anneme söyleme" demişti. Genç asker telefonu alan annesine ise, "Annem ben şehit oluyorum, hakkını helal et" diyerek veda etmişti.