Onlar müziğe bağlılar

Müzik yaşamın bir parçası, ruhun gıdasıdır. İnsanı dinlendirdiği gibi dinlendirirken de düşündürür. Her insanın yaşamında acı-tatlı hatıralarla önemli izler taşır.  Trabzon’da geçmiş yıllarda hemen hemen her evde bir enstrüman mevcut bulunur, fasıllar yap

Onlar müziğe bağlılar

Müzik yaşamın bir parçası, ruhun gıdasıdır. İnsanı dinlendirdiği gibi dinlendirirken de düşündürür. Her insanın yaşamında acı-tatlı hatıralarla önemli izler taşır.  Trabzon’da geçmiş yıllarda hemen hemen her evde bir enstrüman mevcut bulunur, fasıllar yapılırdı. Bir çok ünlü bestekar ve ses sanatçısı yetişmiş, halen de yetişmektedir. Şu an Trabzon Merkez’de Sanat Müziği  icra eden bir çok dernek  bulunurken bunların içinde birisi farklılığıyla öne çıkıyor.

Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Türk Sanat Müziği Topluluğu içinde tam bir aile ortamı mevcut.  Yıllarını müziğe adamış , Trabzon’da Türk Sanat Müziği denilince  en önde  gelen isimlerden bestekar  Ergin Ören, kendi gibi sanatçı udi kardeşi Kazım Ören ve müzik öğretmeni kızı Esen Ören Bektaş’ın yanı sıra 11 yıldır müzikle haşır neşir olan ve 6 yıldır da şef Ören’den dersler alan ev hanımı Selma Karpuz, yine 13 yıldır müziğin içinde kardeşi udi Ayşen Er ve taze kemancı oğlu Ali Selçuk Karpuz ile birlikte müzik hayatlarını idame ettiriyorlar.

1958 yılında Temel Şükrü Doğru, Hamit Yalçıner, Hulusi Yalçıner, İhsan Hızel, Turguter Yalçın ve Ahmet Selim Teymur ile birlikte Trabzon Türk Sanat Musikisi Cemiyeti’nde müziğe başlayan Ergin Ören, Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Türk Sanat Müziği Topluluğu şefliğini 11 yıldır başarıyla yürütüyor.  20’yi aşkın bestesi bulunan ve bir çok öğrenci yetiştiren Ören düşüncelerini dile getirirken zaman zaman duygulu anlar yaşadı:

“ Bu cemiyet benim adeta ikinci evim. Çalışma arkadaşlarım ise çocuklarım. Burada huzur buluyorum. Müzik ise yaşama sevincim. Çocukluğumdan beri müzikle ilgileniyorum. Çok büyük ustalardan dersler aldım, çok yetenekli gençler yetiştirdim. Bunlar bana mutluluk veriyor. Burada aile gibiyiz. Kardeşim ve kızımla birlikteyim ve aynı sahneyi paylaşmaktan onur duyuyorum. Kızım sahnede okuyunca çok  gururlanıyorum.

İki kızım daha var onların da sesleri güzel ama onlar müziği seçmediler. Müzik, farklı bir sanat dalıdır. İsteyerek yapılır zorlamayla asla olmaz. Benim en büyük hedefim büyük gayretlerle kurduğumuz çocuk korosunun bizden sonra da devam etmesidir”.

 

Ağabeyi Ergin Ören’le birlikte 20 yıldır müzikle haşır neşir olan udi Kazım Ören ise “ Ben doğduğumdan beri müziğin içindeyim. Zamanında piyano da çaldım. Batı müziği de çalıyorum. Eskilere dönecek olursak şimdi müzikte bayağı ilerleme var.  Şunu belirmeden geçemeyeceğim; Geçmişte bu iş amatör olarak yapılırdı ancak ruh vardı. Şimdi her şey para oldu. Yani daha kitabi dille profesyonelleşti. Biz nedense bir türlü profesyonelleşemedik hala amatör ruhla çalışıyor ve çalıyoruz. Olsun ne yapalım biz böyle de mutluyuz” Diye konuştu.

Bir okulda müzik öğretmeni olarak görev yapan ve iki yıldır cemiyet çalışmalarına tekrar geri dönen Esen Ören Bektaş ise 13 yaşından beri müziğin içinde olduğunu belirterek şarkı söylemeyi çok sevdiğini söyledi. Bektaş, ailece sahnede olmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek “Sahnede olduğum zaman kendimden geçiyorum. Ergin Ören’i sahnede babam olarak değil şef olarak görüyorum.

Ve ondan öğreneceğim daha o kadar çok şey var ki. Koronun içine girdiğimde bende oranın bir elemanıyım müzik öğretmenliğim orada bitiyor. Birde şunu söylemek istiyorum. Kesinlikle çocuklarımıza Türk müziğini sevdirmemiz gerekiyor. Okullarda da Türk Sanat Müziği kültürü işlenmeli diye düşünüyorum. Kendi okulumda bunu en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Benim kızım da dedesinden keman öğreniyor ve bu topluluğun çocuk korosunda eğitim alıyor ” diye konuştu.

Cemiyetin tecrübeli seslerinden  Selma Karpuz  ise müziğin hayatında olmazsa olmazlardan biri olduğunu vurgulayarak “Bizler burada hiçbir maddi beklenti içinde olmadan çalışıyoruz. Hiç unutmam çocuğum bebekti bırakır çalışmalara katılırdım. Ama eşimden de çok büyük destek gördüm bunu inkar edemem. Bu iş gönül işi gönülden yapmazsan hiçbir zevk alamazsın” dedi.

Karpuz, kardeşi udi Ayşen Er ve geleceğin büyük yeteneklerinden gösterilen oğlu Ali Selçuk Karpuz ile aynı sahneyi paylaşmaktan dolayı da büyük mutluluk duyduğunu kaydederek “Kardeşimin sesi de çok güzeldir. Bazen oğlum kemanıyla kendisi de uduyla bize eşlik eder evde mini konser veririz. Bende zaman zaman sahnede tatlı bir heyecan yaşıyorum. Bir yanda oğlum diğer yanda kardeşim karşımda duayen hocam.. Gönül daha ne ister ki”  Diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Kültür/sanat