Terörle mücadele kanunu kalkıyor

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, çözüm süreciyle ilgili, "Süreç iyi gidiyor, gitmiyor, aksıyor vs. Hepsinin tolere edilmesi mümkün ama can kayıplarının telafisi yok. O açıdan bu sonuçla beraber bu sürecin öneminin daha da artmış olduğunu düşünüyorum" dedi. E

Terörle mücadele kanunu kalkıyor
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, çözüm süreciyle ilgili, "Süreç iyi gidiyor, gitmiyor, aksıyor vs. Hepsinin tolere edilmesi mümkün ama can kayıplarının telafisi yok. O açıdan bu sonuçla beraber bu sürecin öneminin daha da artmış olduğunu düşünüyorum" dedi.
 
Ergin, gündeme ilişkin soruları cevapladı.
 
Bakan Sadullah Ergin, "Gezi olayları sırasında Eskişehir'de hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın görüntüleri ortaya çıktı. Bununla ilgili hukuki süreç ne aşamada" sorusu üzerine, olayın olduğu andan itibaren adli mercilerin üzerine düşeni titizlikle yerine getirdiğini ve getirmeye davet ettiğini söyledi.
 
Toplumu derinden etkileyen böyle acı bir hadise meydana geldiğinde faalillerinin yakalanması için yapılması gereken her şeyin yapıldığını anlatan Ergin, "Oradaki bir esnafın kamera kayıtlarını silmesinden sonra, kamera kayıtlarının tekrar kurtarılması için savcılık tarafından kayıtlar doğrudan jandarma kriminal laboratuvarlarına gönderilmiştir. Orada görüntüler elde edilmiş, görüntülerden yola çıkılarak şüpheliler tespit edilerek bunlardan 5'i yakalanmış ve tutuklanmıştır. Bu anlamda savcı, elindeki soruşturma dosyasına bağlı olarak tahkikatını devam ettiriyor" diye konuştu.
 
Olayın şüphelilileri arasında polis olduğuna dair iddialar bulunduğunu hatırlatan Ergin, kriminal laboratuvarının yapacağı çalışmanın bilirkişi faaliyeti olduğunu, bilirkişinin de yansız olması gerektiğini, bu nedenle savcılığın doğrudan bunu jandarma kriminale gönderdiğini dile getirdi.
 
Ergin, Ali İsmail Korkmaz'ın vefatıyla ilgili yapılması gerekli olup da yapılmayan adli işlemin bulunmadığını kaydetti.
 
"O YANLIŞ BİR TESPİT OLMUŞTUR"
 
Eskişehir Valisi'nin "arkadaşlarının dövdüğüne" ilişkin açıklamasının sorulması üzerine Ergin, "Olayın sıcaklığıyla yapılacak açıklamaların sağlıklı olmayacağını da gösteren bir beyandır. Bir hadise cereyan ettiğinde öncesini, anını ve sonrasını birlikte değerlendirmek, sağlıklı hareket etmek önemli" ifadesini kullandı.
 
Ergin, "Bu tür adli vakalarda dellileri toplama noktasında titiz ve aceleci olmak önemli. Ancak hüküm kurmak için acele etmemek gerekiyor. O yanlış bir tespit olmuştur" yorumunda bulundu.
 
"ALİ İSMAİL KORMAZ'IN AİLESİNİ ZİYARET ETTİM"
 
Soru üzerine Ergin, Ramazan Bayramı'nın 3. günü Hatay'da Kormaz'ın ailesini ziyaret ettiğini, başsağlığı dilediğini ve soruşturmanın gidişatıyla ilgili endişeye mahal olmadığını, soruşturma birimlerinin son derece ciddi ve titiz olayın üzerine gittiklerini, bu konuda birtakım tespitleri olduğunu aileyle de paylaştığını kaydetti.
 
GEZİ OLAYLARI
 
"Gezi olaylarındaki tutuklamalara" ilişkin soruyu yanıtlayan Ergin, gözaltına alınanların sayısının çok kabarık olduğunu ancak ilk etapta tutuklamanın yapılmadığını söyledi.
 
Ergin, "Ama daha sonra, yakma, yıkma, yaralama hadiselerinden sonra kaçınılmaz şekilde kamu güvenliğini sağlamak, insanların can ve mal emniyetini temin etmek devletin görevidir, o açıdan kısmi tutuklamalar yaşanmıştır. Ama olaylara karışanların sayısına baktığımızda çok yüksek rakamlar değildir. Olay anında ve sonrasında tutuklama sayısı 200'ün üzerindeydi. Zaman içinde belli noktalarda da tahliyeler gerçekleşiyor" ifadesini kullandı.
 
Cemil Bayık'ın "1 Eylül-15 Ekim arasında Öcalan'ın önerdiği komisyonlar kurulmazsa biz de kendimizce farklı bir yola gideriz. Çekilmeyi durdururuz veya yavaşlatırız" yönündeki sözlerinin sorulması üzerine Ergin, Türkiye'de 8 ayı aşkın süredir terör olaylarından kaynaklı ölümler olmadığını söyledi.
 
Bakan Ergin, şunları kaydetti:
 
"Süreç iyi gidiyor, gitmiyor, aksıyor vs. Hepsinin tolere edilmesi, telafi edilmesi mümkün ama can kayıplarının, yiten canların telafisi yok. O açıdan bu sonuçla beraber bu sürecin öneminin daha da artmış olduğunu düşünüyorum. Onun için de hiçkimsenin ne Cemil Bayık'ın ne bir başkasının, üst perdeden bir başkasına lütufta bulunuyor gibi bir üslupla konuşması doğru değil. Anayasa Komisyonu şu anda 60 civarında maddede uzlaşmıştır, temenni ediyorumki daha fazla maddede uzlaşılır, ayrıca yargının hızlandırılması açısından ve demokratik açılım açısından 4. Yargı Paketinin yasalaşması hedef olarak konulmuştu, bu gerçekleştirildi. Nefret suçlarıyla ilgili düzenleme maddesi vardı ki, şu anda hazırladığımız paket içinde buna dönük düzenlemeler var. Yurtdışında adli müşavirliklerin oluşturulmasına dair bir taahhüdümüz vardı, biz bu taahhüdümüzü yerine getirdik. Şu anda Türkiye'nin New York'ta, Washington'da, Paris'te, Londra'da, Berlin'de, Lahey'de adli müşavirleri var. Vatandaşlarımızın oradaki haklarını takip ediyorlar.
 
Şu anda çözüm süreci devam ediyor diye biz bunları yapıyor değiliz, biz zaten 10 yıldır insanımızın daha özgür, daha mutlu, daha güvenilir olması için atılması gereken adımları atıyoruz. Biz bunları 76 milyonun huzuru için yapıyoruz."
 
ÇÖZÜM SÜRECİ
 
Çözüm süreciyle ilgili bir yol haritası konuştuklarında herkesin kendi üzerine düşeni öncelikle yapması gerektiğini belirten Bakan Ergin, şunları söyledi:
 
"Siz kendi üzerinize düşeni yerine getirmeden hükümetin 'şunu yapmadı, bunu yapmadığını' söyleme durumunda olmazsınız, 9 ay önce bu süreç başlarken çizilen çerçeveye herkesin uyması lazım. Süreç başladığında belli bir yol haritası konulmuştu ancak burada bir takvimlendirme söz konusu değil. O açıdan biz bunları aşamalar olarak değerlendiriyoruz. Sürecin aşamalarında atılması gereken adımların tereddütsüz atılması lazım. Hakikaten arzu edilen netice elde edilirse bundan 76 milyonun her bireyi kazanacaktır, Türkiye ve coğrafyamız kazanacaktır."
 
Sürecin yavaş ilerlediği ve eylül ayının kritik olduğuyla ilgili soru üzerine ise Ergin, "Bu süreç başladığı günden beri toplumsal desteği her geçen gün artan bir süreç. Toplumsal desteği bu kadar yüksek olan bir olayda süreci sabote etmek isteyenlerin işini zorlaştıran bir faktördür bu. Bu süreci sabote etmek isteyen iç ve dış dinamiklerin olduğunu da biliyoruz" ifadesini kullandı.
 
Ergin, Türkiye'yi evrensel hukukun öngördüğü noktalara getirmenin gayreti içinde olduklarını anlatarak, "Sürecin belki psikolojisinin yönetilmesi, toplum pisikolojine yönelik yapılabilecek şeyler belki tam olarak yapılmamıştır, tespiti kısmen kabul edilebilir" dedi.
 
Ergin, Türkiye'nin sınır güvenliği açısından olması gereken çalışmaların yapılmaya devam ettiğini kaydetti.
 
Avrupa Birliği'nden vizelerin tamamen kaldırılmasını istediklerini, bunun için sınır güvenliği çalışmalarının gerekli olduğunu belirten Ergin, "AB, 'biz vize muafiyetini sağladığımızda AB'nin sınırı Hakkari Yüksekova'ya, Şemdinli'ye gidecek, Hatay'ın Reyhanlı'ya, Urfa'nın Ceylanpınar'a gidecek. Dolayısıyla sizin bu sınırlarda belli standartlarda güvenliği sağlamanız lazım aksi halde ben size vize muafiyeti sağlamam' diyor. Çok da haksız değil'' yorumunda bulundu.
 
ÖCALAN'IN ODA DEĞİŞİKLİĞİ
 
Abdullah Öcalan'ın odasının değiştirilmesine ilişkin Ergin, "Oda değişikliği dün gerçekleşti, 1999 yılında Türkiye'ye getirildiğinde ilk konulduğu yaklaşık 10 yıl kaldığı odadır, olağanüstü bir mekan filan değil, netice itibarıyla aynı çatı altında bir başka oda. Ben hiç gitmedim ama gitmiş gibi biliyorum orayı, bu stüdyonun dışına çıkıyorsunuz yandaki başka stüdyoya giriyorsunuz, öyle düşünün" dedi.
 
Karayılan'ın "profesyonel orduya geçiş" gibi açıklamalarına ilişkin soruya da Ergin, "Hiç kimse bu süreci akamete uğratacak bir yaklaşım içinde olmamalı. Bu süreç gerçekten taraftarlarına ve neticede bu ülkeye yarar sağlayacak bir süreç, buna inanıyoruz. Bu süreci sabote eden taraf, kişi olsun, kurum olsun, bunun vebalini üstlenmek zorunda kalacaktır" diye yanıt verdi.
 
Ergin, dağa çıkanların sayısının arttığına ilişkin değerlendirmelerin sorulması üzerine, "Bunlar bana göre maksatı aşan değerlendirmeler. Önceki yıllardan çok garipsenecek bir rakam olduğunu düşünmüyoruz" yorumunda bulundu.
 
Türkiye'de daha fazla özgürlüğe ihtiyaç duyan kesimlerin olduğunu ifade eden Ergin, "Kılık kıyafet açısından hakları engellenen kesimler var. Kendini, kimliğini ifade etmekten alıkonulduğunu düşünen kesimler var. Öteki olduğunu düşünenler var. Bütün bunların bu çekincelerini gidermek, bu saydığım olumsuzlukları giderecek, herkesin kendini bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı sayacağı bir zemini oluşturmamız gerekiyor. Onun için çabamız" ifadesini kullandı.
 
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ
 
Demokratikleşme paketiyle ilgili Adalet Bakanı Ergin, şöyle konuştu:
 
"Türkiye'de ileri uygulamaları saydığınız zaman kamu denetçiliği hayata geçti, bu başlı başına Türkiye'de yeni bir hak arama yolu, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı geldi, bu başlı başına bir hak arama yolu, ayrımcılıkla mücadele kurumunun oluşturulmasıyla ilgili çalışmalar son noktaya geldi, paketle beraber inşallah bunlar hayat bulacak. Bağımsız kolluk denetim mekanizmasının hayata geçirilmesi gibi birtakım düzenlemeler hayata geçirilicek. Nefret suçlarıyla ilgili şikayetler belki bu düzenlemeden sonra azalacak. Bütün bunlar Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu düzenlemeler. Gayrimüslimler, Müslümanlar, liberaller, Aleviler, Kürtler vs. geçmişten bu yana sıkıntı çektiğini, yaşadığını düşünen kim varsa 76 milyonun içinde kim ki; 'ben şu husustan dolayı rahatsızım' diyorsa, bunların cevabını bulabilecekleri unsurları bu paketin içine yerleştirmeye gayret ettik."
 
Terörle mücadeleye ilişkin pakette bir düzenleme olup olmadığı yönündeki soru üzerine Ergin, "Bizim Türk Ceza Yasamızın altyapısı terör eylemlerini de karşılayabilecek donanıma sahip. Terörün çözüm süreci sonrasında bitirilmesiyle beraber, inşallah bu neticeyi alırsak, Terörle Mücadele Konunu'na bu ülkede ihtiyaç kalmayabilir. Bizim amacımız zaten bu ülkede Terörle Mücadele Kanunu'na ihtiyacın kalmayacağı bir iklimi oluşturabilmek" diye konuştu.
 
Ergin, toplumun güvenlik ihtiyacını karşılamakla yükümlü bir devletin olduğunu belirterek, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a yapılan saldırıya ilişkin, "Adli kontrolle saldırgan salıverildi. Burada 2005 yılında yeni bir yasa yaptık, o zaman ceza yasasını yeniledik. Yargılandığınız maddenin ceza üst sınırı 1 yıla kadardı, 2012'de biz bunu 2 yıla çıkarttık. 2005 ve 2012 değişiminden kaynaklı olarak o saldırgan tutuklu yargılanamayacak konuma geldi. Toplumda ciddi bir reaksiyon var, insan bedeninin bütünlüğüne yapılan saldırılarda saldırganın bu eylemin karşılığını görmesi lazım" yorumunda bulundu.
 
Yargılamanın hızlandırılması ve tutukluluk sürelerine ilişkin düzenlemelere ilişkin soru üzerine Ergin, "Bugün Türkiye'de cezaevlerinde bulunanların 27 bini tutuklu, bu oran da AB ortalamasının altında, AB'den daha iyi durumdayız şu anda. Türkiye'de 5 yılın üzerinde tutuklu olan kaç kişi var? Toplam 58 kişi var. Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu süre içinde bu dosyalar karara bağlanabilirse belki böyle bir ihtiyaca gerek olmayacak, bu süreci takip edeceğiz" dedi.
 
Adalet Bakanı Ergin, demokratikleşme paketiyle ilgili çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Şu aşamada detayları paylaşabilecek durumda değilim, heyetle beraber Sayın Başbakanımızın değerlendirmesinden sonra açıklamaya bizzat kendisinin yapmasını daha doğru buluyoruz'' diye konuştu.
 
"BİR HAFTA, 10 GÜN İÇİNDE İNŞALLAH BİR MESAFE ALMAYI UMUYORUZ"
 
Demokratikleşme paketinin açıklanmasının tarihine ilişkin de Ergin, "Gecikmez, diye düşünüyorum. Yani bir hafta, 10 gün içinde inşallah bir mesafe almayı umuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
 
Ergin, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasıyla ilgili soru üzerine de "Demokratikleşme paketinin içine parça parça girmeyeceğim. Bugüne kadar Türkiye'de özellikle azınlık vakıflarının mal edinmesinin önündeki engeller kaldırıldı. Azınlık cemaatlerine ait olup da daha sonradan belediyelere ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredilmiş vakıf mülkleri var. Bunlar da iade edildi, ciddi miktarda mal iadeleri yapıldı. Yeni mal iktisap etmelerinin önü açıldı" ifadesini kullandı.
 
Masanın üzerinde çok sayıda konu başlığı olduğunu anlatan Ergin, "Hangisi hangi dozda paket içinde yer alacak Türkiye'nin siyasi realiteleri, gelişmeler, imkan ve kabiliyetler bütün bunlar bir arada değerlendirilerek karara varılacak" dedi.
 
Ergin, anadilde eğitim konusunda anayasaya göre birtakım sınırlamaların olduğunu bildirerek, "Türkiye'de anayasadaki o sınırlayıcı çerçevenin sınırını aşmadan yapılan önemli çalışmalar oldu. Kişilerin kullandıkları mahalli dillerin öğrenilmesine dönük kurslar serbest bırakıldı. Seçimlik ders olarak Kürtçe'nin okullarda okutulması imkanı getirildi. Savunma yapma imkanı getirildi, cezaevlerinde farklı dil ve lehçelerde görüşme imkanı getirildi. Türkiye önemli mesafeleri kat etti aslında" diye konuştu.
 
Pakette Alevilerle ilgli bir düzenleme olup olmadığına ilişkin soruya da Ergin, "Aleviler de bu ülkenin vatandaşları, geçmişten bu yana birligimizin, bütünlüğümüzün, ülke huzuru için çok katkı sunmuş bir kesim. Sorun olarak gördükleri meselelerde birtakım açılım yapma arzumuz var. Buna ilişkin çalıştay raporları elimizde" diye yanıt verdi.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler