Alparslan Arslan, Danıştay'a yönelik gerçekleştirdiği saldırıyla ilgili olarak mahkemede şaşırtıcı açıklamalarda bulundu. Saldırının, dini değerlere hakaret edenlere bir ceza olduğunu iddia etti ve eğer yakalanmasaydı, Türkiye'nin önde gelen bazı kişi ve kuruluşlarına daha fazla saldırı planladığını söyledi. Arslan, bu planlar arasında eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e suikast düzenlemeyi de dahil ettiğini belirtti.

Mahkeme sürecinde, saldırının daha geniş bir komplonun parçası olabileceği ve çeşitli dernekler ile bağlantılı olduğu iddiaları gündeme geldi. Ancak Arslan, bu iddiaları reddederek saldırının bu örgütlerle bir ilgisi olmadığını ve sadece kişisel inançlarına dayandığını ifade etti.

Danıştay saldırısı, bir anaokulu öğretmeninin türban takması nedeniyle işini doğru yapamayacağına dair bir kararın ardından gerçekleşmişti. Bu karar, Danıştay 2'nci Dairesi'nin hedef gösterilmesine yol açmış ve 17 Mayıs 2006 tarihinde, bu dairenin üyelerine yönelik silahlı saldırı düzenlenmişti. Alparslan Arslan, bu saldırının faili olarak olay yerinde yakalanmıştı.

Saldırı sonrası, emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin üzerinde yoğunlaşan suçlamalar ve onun çeşitli milliyetçi derneklerle ilişkisi iddia edilmiş, ancak bu iddialar kesin olarak ispatlanamamıştı. Arslan'ın açıklamaları, bu iddialara yeni bir boyut kazandırsa da, mahkeme sürecinde somut bir bağlantı kurulamamıştı.

Duruşma sonrası Arslan'ın babası İdris Arslan, gazetecilere oğlunun açıklamaları hakkında bilgi verdi ve bazı açıklamalardan haberdar olmadığını ifade etti. Bu durum, olayın sadece yasal bir dava olmanın ötesinde, toplumsal ve siyasi bir tartışmanın parçası olduğunu gösteriyor. Mahkeme, saldırıyla ilgili daha fazla soruşturma yapılması taleplerini reddetti ve duruşmayı erteledi.