Özak'tan bomba Akyazı açıklaması!

Trabzonspor eski başkanlarından Faruk Özak, Akyazı Projesi’yle ilgili kendisine yöneltilen eleştirilere belgelerle cevap verdi. Akyazı’nın yasal sorunlarını ve ihale sürecini kendisinin bakanlığı döneminde hallettiğini belgelerle ortaya koyan Özak, güneba

Özak'tan bomba Akyazı açıklaması!

Trabzonspor eski başkanlarından Faruk Özak, Akyazı Projesi’yle ilgili kendisine yöneltilen eleştirilere belgelerle cevap verdi. Akyazı’nın yasal sorunlarını ve ihale sürecini kendisinin bakanlığı döneminde hallettiğini belgelerle ortaya koyan Özak, günebakış’ın sorularına önemli cevaplar verdi.

Akyazı konusunda sizin katkınızın olmadığını bilakis engel olduğunuzu iddia ediyorlar. Bu konuda elinizde belge var mı, neler söyleyeceksiniz?

Özak: Akyazı konusu gündeme geldiği zaman sayın Faruk Kanca ile Sayın Aydın Pişiren bana geldi. Nuri Bey gelmedi. Biliyorsunuz Nuri Bey bizi kabullenmedi gelmedi. Sebebi şu; Ben O’na aday olduğu zaman dedim ki, ‘Nuri Bey aday olma. Hem kendine hem AK Parti’ye zarar verirsin. Hazır da değilsin’ çok da sevdiğim bir insandı. Kabul etmedi. Aday oldu, olabilir. Saygı duymak lazım, kazandı. Nasıl kazandığını da biliyorsunuz Özkan Sümer ve iki-üç arkadaşı İskender Önal’ın önünü kestiler daha sonra aynı Özkan Sümer gitti onunla beraber profesyonel çalıştı. Trabzon’un kaderi aslında o gün değişti. 

Nuri Albayrak ile o görüşmenin yani kongre öncesi görüşmenin dışında hiçbir görüşmeniz olmadı mı?

Özak: Bir sene sonra Ankara’ya geldi, işler iyi gitmeyince istişare ettik. Kemalettin Göktaş, Ben, Asım Aykan bey, sanırım Cevdet Bey de vardı. İller Bankası’nda. Ona bazı öneri ve nasihatlerde bulunduk. ‘Şöyle yaparsan başarılı olursun’ dedik. Hatta ‘gerekirse yönetimini yenile, profesyonel bir CEO kadroya al’ dedim. Necmi’den bahsedildi, ‘olur, olabilir’ dedik. Fakat onda bir endişe vardı. Aday olursa Faruk bu seçimi alır!... Sanki ben seçim alan bir kişiyim. İskender Önal döneminde onu başaramayan adam şimdi nasıl yapacaktı? Öyle bir endişe yanlıştı. Öyle devam etti. 


Tekrar başa dönersek, Akyazı için sizin bakanlığınızda adım atılmadı mı?

Özak: O dönemlerde Ankara’da şöyle bir tablo var; Karayolları Karadeniz Sahil Yolu’nu yapıyor. Gelen tüm para oraya gidiyor ve herkes bana, ‘Ne zaman bu yol bitecek’ Büyük bir yatırım. Başbakan’ı her görende, Bakanlar bile ‘Yeter bu Karadeniz Sahil Yolu’. Bütün paralar buraya gidiyor’ diyordu. Bu psikoloji içerisinde bir milyarlık bir yatırımı tekrar Başbakan’ın önüne getirmek doğru değildi. İkincisi ve en önemlisi, ‘Kıyı Kenar Yasası buna manidir’ dedik. Kıyı Kenar Yasası’nda kıyıda biliyorsunuz böyle yapı yapmak Anayasa’ya aykırıdır. 

Yani zor durumda ve baskı altındaydınız?

Özak: Faruk Özak’a kızanlar, Faruk Özak’a kumpas kurdular ve , ‘Faruk Özak Bayındırlık Bakanı’dır imza atsa bu iş biter’ dediler. Bu yalan ve iftiraydı. Biz de bunu yavaş yavaş sayın Başbakan’a anlatmaya çalıştık.  Ve ben Bakanken 31.07.2008’de (buyurun göstererek), Kıyı Kanunu’nunu değiştirdim. 



Sizin bakanlığınızda Akyazı’nın önünü açtınız.

Özak: Evet işte kanun, işte imzalar. Şimdi diyorlar ki Faruk Özak bunu geciktirdi. Allah Allah nasıl geciktirebilirim. Başbakan’dan izin almışız. Takip edilmiş, yapılmış. Bundan sonra ne oldu, iş kolaylaştı. Başbakan’ımızın buradaki mitinginde, (oraya konulan şey ki o biraz fazladır. Onun hepsini yapabilmek için arkada ve önde kruvaziyer liman olması lazım. Kruvaziyer liman olursa arkada her şey yapabilirsin, Kıyı Kanunu geçersiz oluyor.)  Kemalettin Bey bizler Başbakan’ımızdan istirham ettik. O da, ‘Tamam yapacağım’ dedi. Tamam dediğinde 2007 idi. Yasayı da geçirdik mi 2008’de. 

Şimdi buyur. Faruk Özak  31Temmuz 2008. Buradaki dolguyu onaylayan da benim bakanlığım. Ben 2008’de Temmuz’una kadar da Bayındırlık Bakanıyım. Dolguyu da yaptık ettik. Ondan sonra bütün bunlar burada. 

Gelelim ikinciye; Allah bize nasip etti. İkincisi Türkiye’de TOKİ ile Gençlik Spor Genel Müdürlüğü anlaşmalı stadyumlar yaptı. Bu stadyumlar benim dönemimden evvel ilki Mehmet Ali Şahin Bey döneminde Kayseri ile başladı. Kayseri Belediyesi’ne biz stadı verdik Kayseri Belediyesi bize bir stat yaptı. Bu birinci formül. Ondan sonra ikincisini Afyon ile yaptık. Onda da benim imzam var. Nasıl yaptık, Gençlik Spor’un yerini TOKİ aldı onun karşılığında stat yaptı. Daha sonra imzaladıklarımıza bakın. Gaziantep 25 bin Faruk Özak, Malatya, dikkat edin bu şehirler Trabzon’un iki katı. Faruk Özak, Hatay Faruk Özak (burada Gençlik Spor Bakanlığı dönemleri) Mersin Faruk Özak Genel Müdür Mehmet Şimşek. Trabzon Stadı nasıl 40 bin oldu. Biliyorsunuz Ankara’da bizim adımız Trabzonlu Bakan’a çıktı. Başbakan bizi çok sevdi, destekledi. Babamızdan, ailemizden, geçmişimizden. 1994’te gidip ona sarılmamızdan, sahip çıkmamızdan 

 Erdoğan Bey’in, sözleşmede TOKİ Başkanı olarak imzası var öyle değil mi?

Özak: Evet öyle. Cahit Turhan Karayolları Bölge Müdürü. İlave protokolde Erdoğan Bey ile benim imzam var.Benim üzüntüm şu; Daha sonra Akyazı’daki o rezil temel atma törenindeki, rezaleti anlatacağım size. Yalanlarıyla ve iftiralarıyla malum Kulüp Başkanı müsvettesinin, ifadeleriyle, o toplantıda Suat Bey çıkıyor bizden bahsetmiyor. Erdoğan Bey çıkıp hiç bahsetmiyor, demiyor ki, ‘Faruk Özak kardeşimizle biz bunu yaptık. Halbuki 40 bin kişilik olmasının da ayrı hikayesi var.’ Başbakan dedi ki neden 40 bin? Dedim ki, ‘Trabzon’. Diğerleri neden 25 bin’. Dedim ki, UEFA’dır, şudur budur’ Bunu aştık. Sonra buraya geldi, coşarak 41 bin 561 yaptı. 

Birincisi kanunda imzamız var, iki, burada imzamız var, üç ondan sonra ihale edildi. İhaleden sonra burayı STY ile Sarıbaşlar aldı. İki ay inşaat durdu, sebep, kotla ilgili sorun var. Gençlik Spor ile TOKİ Başkanı bir araya gelemiyor. STY’yi, Gençlik Spor Genel Spor Müdürü’nü ve TOKİ Başkanı’nı aldık. Dedik ki, ‘Lütfen bu stadı yükseltelim. Çünkü yol kotu yüksek, denizdeki angroşman kotu yüksek, dolgu kotu düşük. 


Bu geç kalmada Albayraklar’ın mahkemeye verdiği bir süreç de var galiba...

Özak: Onu tam bilmiyorum. Kendileri ihaleye alınmamıştı galiba. Yasal haklarıydı. 

Ancak benim söylediğim şu; bir dolgu kodu var. Buraya yapsaydık stadı, burası aşağı-yukarı 5 metre düşük. Ne olurdu biliyor musunuz? Çok kötü olurdu. Burada ulaşım olmaz Stadın dibindeki saha tuzdan etkilenebilirdi. Biz ne yaptık, onları bir araya getirdik ve kodu 4.5’a çıkardık. Şu anda dikkat ederseniz, stadyumun bir yerdeki kodu 4.5, bir yerde 0’dır. Ama tamamında değil sadece bir yerde. Çünkü gereksiz. Müteahhit şu anda 1 milyon 300 bin metreküp daha dolgu yaptı.

Temel atma töreninde yalnız siz dışlanmadınız... Kötü bir tören oldu...

Özak: Akyazı’nın temel atma töreni, Trabzonspor tarihinin en önemli olaylarından biri. Burada geliyor Başbakan’ın huzurunda Kulüp Başkanı müsvettesi diyor ki,  benim adımı vermeden, ‘buraya karşı çıkmıştır’: Utanmadan, sıkılmadan benim protokolümün altında imzam olduğu halde... Yasal düzenlemede imzam olduğu halde. Her gün uğraştığım bir yerle ilgili yalan konuşuyor. Ve maalesef oradaki manzarada Trabzonspor yok, Trabzonspor’un A takımı yok, Trabzonspor’un altı tane kupası yok, Trabzonspor’un eski başkanları yok, Trabzonspor’un eski asbaşkanları, kurucuları yok. Rahmetli olmayanlar haricinde Şenol, Turgay, Bekir, Ali Kemal yok.  Trabzonspor’un 1950’lerdeki futbolcuları yok. 

 Ama başkan onları zaten önemsemiyor ki, ‘Oynadılar da paralarını aldılar’ diyor. 

Özak: Olur mu öyle şey. O sığ bir bakış Trabzonspor’un geçmişini, kültürünü, tarihini bilmeyen bomboş bir vatandaş. Orada bir kere Trabzonspor yok. Yaşarsam inşallah şunu yaptırmaya çalışacağım. İnşallah hepimizi temsil eden iyi bir yönetim gelir. Çünkü yüzümüz kızarıyor artık. Türkiye’nin her tarafında, ‘Bunu nereden buldunuz, bu adam Trabzonspor’u yönetemiyor’ deniliyor. Şu anda yapmış olduğu eylemlerle de Fenerbahçeliler’in elini ovuşturuyor, Aziz Yıldırım’ı haklı çıkarmaya çalışıyor. Diyor ki, ‘Benim eski başkanım hırsızlık yapmıştır, dolayısıyla şike de yapabilir! Bir gayri ciddi adam,  saygısız, Trabzonspor’un değerlerini hiçe sayan, itibarsız ama itibarsızlaştırmaya çalışan bir vatandaş. Bir de maalesef birkaç kişi şu yalanı söylüyor; ‘Faruk Özak’ın yüzünden bu protokolü Trabzonspor yapmıştı. Şu anda Trabzonspor orada top oynayamıyor. Bir kere inşaat bitmemiş nasıl oynayacaksın. İkincisi yapılan bütün protokoller Gençlik Spor ile TOKİ arasında yapılır. İşte protokole bakın. Gençlik Spor’a ait olan bir yer.

Dolgu izni Bayındırlık Bakanı Faruk Özak döneminde verilmiş. Ve bura dolgu izni yapılıyor. Gençlik Spor,  Ey TOKİ ben sana Avni Aker’i bir de Fatih’i vereceğim, sen de burayı  yapacaksın’ demiş. Bunu bilmeyecek kadar cahil bunlar. Trabzonspor burayı ne zaman alabilir, alma değil kiralama yapabilir. Galatasaray’ın, Gaziantep’in, Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ınki gibi... Bakın Beşiktaş kendi cebinden yapıyor. Yine kiralayacak. Trabzonspor kendi cebinden yapmıyor. Bir kere bu nimeti iyi bilsinler. İkincisi burası Gençlik Spor’undur. Gençlik Spor TOKİ ile anlaşmıştır, bittikten sonra TOKİ Gençlik Spor’a teslim edecek, Avni Aker ile diğer tarafları alacaktır. Gençlik Spor da Trabzonspor ile mukavele yapacaktır. Bunu bilmemek Trabzonspor’u yönetenler açısından büyük bir cehalettir. Biliyorlarsa da yalancılık ve iftiradır. Bir kere Trabzonlu bunu bilsin. Biz burada Trabzon’un hakkını koruduk, Trabzonspor bunu kendi cebinden yapamazdı, bu mümkün değildi. Şu anda şunu görmek lazım, Beşiktaş’a haksızlık yapılıyor, kendi cebinden yapıyor. Bunu da açıkça söylüyorum. 

İşinize geleni destekleyip işinize gelmeyeni desteklemiyorsunuz, öyle mi?

Özak: İftira atıyorlar. Her gelene ben destek verdim. Fatih Tekke’yi bu kulübe kazandıran benim. İstanbul’da Kartal Tesisleri’nde köşeyi parselleyip bir akaryakıt istasyonuna sattılar. Şu anda akaryakıt istasyonu 14 milyon dolar geri istiyor. Yasal olmayan bir şekilde yapıldı. Onu da düzeltmeye çalışan Abdi Serdar Üstünsalih ile Faruk Özak’tır. Onları da sonra anlatacağız. 



Akyazı konusunu kapatalım. Ben bir soru sormak istiyorum. Burada çok ağır bir ifade kullanıyor size, ‘seccadeli sahtekar’ gibi alnı secde gören bir mü’minin kabul etmesinin mümkün olmadığı bir hakaret biçimi bu. Bu toplumsal bir rahatsızlık verdi. Bu aynı zamanda namaz kılanlarla alakalı, namaz üzerinden bir hakaret. 

Özak: Hem ayıp hem günah. Bu sadece bana değil, namaz kılan herkese... AK Parti’ye ve Sayın Başbakan’a bir saldırı aynı zamanda. İl Başkanımıza, milletvekillerimize...

 Sözcü Gazetesi, ‘AKP’liye hakaret, seccadeli sahtekar’ diye verdi haberi...

Özak: Sözcü Gazetesi’nin bunu yazması çok iyi oldu. Çünkü Sözcü Gazetesi’nin Hükümetimize, Tayyip Bey’e, evlatlarına yaptığını biliyorsunuz. Bizimle ilgili de servis yapılmıştı. Aynı şekilde bu Karadeniz Gazetesi, Sözcü Gazetesi’ni basıyor burada. Aynı frekanstalar. Allah affetsin. Ben tabiî ki bazılarını mahkemeye vereceğim. Ben dikkat ederseniz muhatap olmadım. Bir yıldır sırf şike sürecinde zarar görmemeleri için hiç eleştirmedim. Bir defa Danışma Meclisi’nde, çok kibar bir şekilde ‘siyaset yapmayın’ dedim. Hiçbir yerde bunlarla ilgili bir ifadem olmadı. Ama teke tek oturmamda, gerçekten bu başkanın kulübü yönetemeyeceğini, yüzümüzü kızarttığını, bu kulübün ve bu Trabzon şehrinin buna layık olmadığını söyledim. 


 Hiç görüşmeniz olmadı mı? Neden bu kadar düşman size?

Özak: Bilmiyorum, benim ismimle önemleşmek; şöhret olmak istiyor. Onun lafına ve sözüne ben cevap veremem. Onun çıtası çok düşük, çukur birisi o. Nuri Albayrak Bey döneminde bu başkan benim aleyhime çok konuşuyordu, ben Bayındırlık Bakanı idim. Aleyhime çok konuştu konuştu. Bir gün baktım Bakanlıkta gelmiş kapıda oturuyor, yanında boksör Selçuk Aydın ve yanında bir de onun Amerikalı menajeri. Dünya şampiyonu, profesyonel, hoş geldin falan. Ben bunu içeriye almayabilirdim. Ama ben Haydar Hafız’ın oğlu olarak terbiyem yakışmazdı.

Bir vatandaş ve Allah’ın yarattığı bir kul olarak ne diyeyim. Adam’ın hastalığı var ben bilmiyorum veya müfteri onu ne bileceğim, yalancı bilemem. Geldi yemek yedik, ilgilendik ve Selçuk’a sponsor olarak katkıda bulunduk. Çıkarken, ‘bir dakika görüşebilir miyim’ dedi. Ve odaya geçtik. Bana, ‘Sizden çok özür dilerim. Faruk Bey, sayın Bakanım, sizden özür dilerim. Size çok mahcubum, size çok saygısızlık yaptım ama siz ne kadar hoşgörülü, dürüst bir insanmışsınız’ dedi. Ben de ona, ‘Bak sana abin olarak nasihat edeyim, bu camiada yer almak istiyorsan, daha vefalı, daha akıllı ol. Düşünmeden konuşma, konuşmadan düşün. Değerleri değersiz hale getirme’. Gittiler, bir ara aradı sordu. 

Daha sonra Sadri Bey’in son dönemindeki zor dönemindeki zor zamanlarda ben deplasmanlara gidiyordum. Üzülüyorduk, başımız ağrıyordu. O da gelip gidiyordu. Daha sonra sayın Çakıroğlu ile geldi bana. ‘Abi ben aday olacağım’ dedi. Ben hiç karışmayacağım’ dedim. ‘Aman sen hiç karışma’ dedi. Ben de, ‘Bıktık günah keçisi olduk, karışmayacağım’ dedim. Sonra bu seçildi. Seçildikten sonra bir defa eleştirdim. Sayın Çakıroğlu beni aradı, ‘Sizden özür diliyoruz,  hasta çıktı bu arkadaşımız. Size bu saygısızlıktan dolayı özür diliyoruz’ dedi. Kendisine teşekkür ettim. Diğer birkaç arkadaş özür diliyorlar.  Bu Trabzon’un büyük bir sorunu. En büyük sorun bana göre bunun devam etmesi. Kulübü ve şehri bitirecek. 1461’i pazarlıkla birilerine peşkeş çekip onlardan rey alıp o kulübü düşürmek çok büyük saygısızlık. Ama şehirde bu konuda hiçbir tepki yok. Ondan da önemlisi bu kulübü ele geçirmek için 2 bin kişiyi üye yapmış. Öyle diyorlar. Ben öyle duydum. 1400 kişi. Bu çok büyük bir ayıp. Buna Trabzon mutlaka müdahale etmeli, nasıl edebilir, onlar da üye olur, ederler.

Yargıtay’a gidip dosyayı takip etmişsiniz, doğru mu?

Özak: Şimdi ben Yargıtay’ın kapısını bilmem. Hukuk’a saygılı bir insanım, Yargıtay’ı takip ediyor’ diyorlar. Ben Yargıtay’dan içeri girmiş değilim. Ama Yargıtay’ı kimin takip ettiği belli oldu. 


Ne olacak, çözüm ne? Olağanüstü kongre mi, imza mı?

Özak: Gitmiyor zaten. Ben ibra konusunu söyleyeyim. Nuri Albayrak’ın ibra edilmemesi olayına şiddetle karşı olduğumu o zaman da söylemiştim. Nuri Albayrak ibra edilmeyecek... Ne yaptı ki ibra edilmiyormuş? Açık söylüyorum. Ama bugün beni o yine delilsiz suçluyor, mahkum ediyor. İftira atıyor, yalan konuşuyor. Benim dahlim yok, Allah şahit, zaten benim  o kadar gücüm olsa İskender Önal’a seçim kazandırırdım. O kadar gücüm yok, Ben kimseye üye ol, rey ver demem. Trabzon’da kim iyiyse biz ona hizmet ederiz. Bu diğer konularda Özkan Sümer benimle görüşmek istedi, ben görüşmek istemedim. Çünkü Özkan Sümer’e çok kırgınım. Çünkü Trabzonspor’u çok tahrip etti. Şimdi imzaydı, şuydu buydu ben bu işlere karışmam. Bunu buraya getirenler ya kongreyi bekleyecek, yahut da Yargıtay’ı bekleyecekler. Trabzonspor bu yılı kaybederse inanılmaz geri kalır. 

Sizin ve eski değerleri yok sayarak başkanlık yapması nasıl yorumlanmalı?

Özak: Şu anda Trabzonspor’a hizmet edecek çok değerli insanlar, inanılmaz vizyon sahibi insanlar var. Şu anda böylesine seviyesiz, saygısız Trabzonspor’un değerlerinden habersiz müfteri bir kişiyle Trabzonspor yönetildiği zaman Trabzonspor’un geleceğini çok karanlık görüyorum. 

Ben vasiyet ve nasihat olarak da söyleyebilirim. Ben 68 yaşındayım. Kadir benim kardeşim, Cemil, Şener, Mustafa, Ali Rıza, Büyük ve Küçük Bülent Ölmüş. Bunların hepsi bizden küçük. Biz lige çıktığımız zaman prim almaya utandık. Bunlar bizim o büyük zaferimiz üzerine gelip bugün burada idareci olabiliyor. Olsunlar ama hala bize saygısızlık yapabiliyorsalar buna rey verenler iyi düşünsün. Fatih Tekke’yi, Hüseyin’i, Serdar’ı, Ömer Eyüboğlu’nu, Hayrettin Hacısalihoğlu’nu, Ünal Karaman’ı, Mustafa’yı, Hami’yi kullan kenara at. Bunlar olayın insani boyutunu gösteriyor. Şimdi buraya Halilhodzic’i getirecekse, Elazığspor’un iki basit oyuncusuna 10 milyon veriyorsa, 32 yaşında emekli olmuş sporculara Trabzonspor büyük paralar veriyorsa, Trabzonspor’da oynaması çok zor bir oyuncu, Trabzonspor’u küçültücü bir şekilde helikopterle getirtilebiliyorsa, Celutska, Halil, Giray, Serkan, Cech gibi oyuncular kulüpten uzaklaştırılıyorsa (ki burada kulübün 25 milyon zararı var) bunu düşünmek lazım. Bu da olayın futbol bilgisi boyutunu gösterir.


Sadri Şener’i savunmak sizin için önemli miydi?

Özak: Şunu söyleyeyim. Ben Sadri Şener’in avukatı değilim, en ağır hakaretleri Sadri Şener’e yapmışım ve, ‘Kulübü bu kadar büyük borca soktunuz’ dedim. Onu derken de, şike yapmadıkları için teşekkür ettik. Teşekkür ettik şampiyon yaptıkları için, teşekkür ettik HES yaptıkları için, teşekkür ettik TV’de bizi iyi temsil ettikleri için. Teşekkür ettik, bize Tolga’yı, Onur’u, Olcan’ı Avrupa’ya giden bir takım bıraktıkları için. Ama eleştirdik bu kadar gereksiz transfer yaparak kulübü borçlandırdıkları için. Ben kimseye hatır etmem, babamın oğlu değil. Ama Sadri Şener’e birisi hırsız dediği zaman karşısında bizi bulur.

Ve bu Trabzonspor’da büyük yaralar açar. Rüzgar eken, fırtına biçer. Şimdi ben bu kadarla kapatayım. Çok daha konuşulacak şey var. İleride bir basın toplantısı yapabilirim. Fakat ben basın toplantısı yapmak istemiyorum. Çünkü muhatap olduğum kişi çok alt seviyede, müfteri kişi. Faruk Özak nasıl bir kulüp yönetti diyenlere şunu alın, 12 milli oyuncu. 3 milyon dolar para, herkesin sevdiği Federasyonda etkili, havuz sistemini, KDV mükellefiyetini getirmiş, patent almış, Türkiye’de en çok sevilmiş Federasyon’da istediğini yaptıran, MHK tarafından saygı duyulan bir Trabzonspor bıraktım. Beni buradan eleştirebilirse eleştirsinler, güçleri yetiyorsa. 
 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Gündem