MİT'çinin dehşet itirafları!

KCK’nın MİT'in’in himayesinde kurulduğuna ilişkin deliller üzerine KCK soruşturmasını yürüten savcılığın Hakan Fidan’ı ifadeye çağırması gündeme oturdu. Başbakan bunu kendisine yönelik bir müdahale olarak gördü ve emekli ve görevdeki MİT mensuplarının tam

MİT'çinin dehşet itirafları!

KCK’nın MİT'in’in himayesinde kurulduğuna ilişkin deliller üzerine KCK soruşturmasını yürüten savcılığın Hakan Fidan’ı ifadeye çağırması gündeme oturdu. Başbakan bunu kendisine yönelik bir müdahale olarak gördü ve emekli ve görevdeki MİT mensuplarının tamamını yargılanamaz hale getiren bir yasal düzenleme hazırlattı.

Tüm bu tartışmalar sürerken, MİT’in kısa tarihi yeniden gündeme geldi. MİT’in kısa tarihi aslında karıştığı onlarca şaibeli olayla anılıyor. Üstelik ileri sürülen iddiaların bazıları dudak uçuklatacak cinsten. İşte o iddialardan bazıları:

İKİZ PATLAMA

AK Parti hükümetini iktidarının emekleme günlerinde sarsmaya yönelik olarak yorumlanan İstanbul’daki ikiz patlamalar. O olayda MİT’in saldırıyı yapan El K aide Grubu'nun takibini polisin elinden aldığı konuşulmuştu. Ama o günlerde başbakanın ayakta kalmasını sağlayan, bugün başbakanın müdürlerini görevden aldırdığı polis istihbaratıydı. Yıllar sonra o saldırının arka planı ve öncesiyle ilgili MİT'in içinden bir kişi itiraflarda bulundu. Bu bilgi daha önce medyaya hiç yansımadı.

İşte ilk defa okuyacağınız çok flaş ayrıntılar.

İŞTE FLAŞ OLAYLAR:

1-) Danıştay Saldırısı anında çalışmayan güvenlik kameralarının sahibi eski MİT'çi Orhan Çoban çıktı. Saldırıdan sonra Mehmet Eymür görüntülerin MİT'çi Orhan Çoban tarafından silinmiş olduğunu iddia etti.

2-) Ergenekon firarisi Bedrettin Dalan tam gözaltına alınacakken bir MİT görevlisi olan Özel Yılmaz'ın bilgi sızdırmasıyla operasyonu önceden öğrenip yurtdışına kaçtı.

3-) 2004'te yakalanan mafya örgütü lideri Alaatin Çakıcı'nın üzerinden MİT mensubu Faik Meral'e ait bir pasaport çıkmıştı.

MİT elemanı Süleyman Seba’nın 1984 yılında Beşiktaş Spor Kulübü Başkanı seçildiğinde güvenliğinin Alaattin Çakıcı’ya emanet edilmesi ise, aslında işbirliğini 1987 öncesine de dayandığını gösteriyordu.

MİT eski Kontr-Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, Alaattin Çakıcı MİT tarafından 1990’lı yıllarda da kullanıldığını belirtiyordu

4-) İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Akın Birdal suikastının bir numaralı sanığı Ergenekondan içerde olan Semih Tufan Gülaltay. Suikastı üstlenen yeni Türk İntikam Tugayı’nın önde gelen üç yöneticisi olan Cengiz Ersever, Semih Tufan Gülaltay ve Cemal Kulaksızoğlu idi.

Suikastın azmettiricisi Mikail Sarı kod adlı Mehmet Cemal Kulaksızoğlu'nun, MİT görevlisi Yavuz ATAÇ ve Kaşif Kozinoğlu ile yakın ilişki içerisinde olduğu biliniyor.

Cemal Kulaksızoğlu Milli İstihbarat Teşkilatı yöneticilerinden Yavuz Ataç’ın operasyon ekiplerinde 1995’te bir süre görev almış bir sivildi.

5-) MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'nun 2005'te 5 milyarlık yolsuzluk olayında ismi geçti. Buna göre Kozinoğlu işadamı İbrahim Selçuk'un alacaklarının tahsili için devreye giriyordu.

Yine Kozinoğlu ile ilgili Eski Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ile MİT Operasyon Başkanlığı`nda 6. Daire Başkanı olan Kozinoğlu`nun yaptığı bir telefon görüşmesi kamuoyuna yansıyınca,`MİT-Çakıcı-Yargıtay` skandalı patlamıştı. Telefon kayıtlarına göre, Kozinoğlu, Çakıcı`nın Yargıtay`daki dosyasının geciktirilmesi yönünde kulis yapıyordu. Daha sonra Kozinoğlu ve Özkaya`nın Yargıtay`da bir araya geldikleri de tespit edildi.

6) Kâşif Kozinoğlu ismi ise Sauna Çetesi lideri Kasım Zengin`e verildiği iddia edilen `gerektiğinde yardımcı olun` yazan ve MİT imzalı bir kartı imzalayan kişi olduğu şeklinde gündeme gelmişti.

7) Eski MİT`çi olan Kozinoğlu, aynı zamanda Özel Kuvvetler Komutanlığı`nda iken 1992`de Azerbaycan`da Ergenekon sanığı Levent Göktaş`la birlikte görev yapmıştı.

8) Kozinoğlu aynı zamanda Ergenekon iddianamesinde de yer alıyor. Gizli tanık Kıskaç`ın ifadesinde, Kozinoğlu`nun Alaattin Çakıcı`ya `Reis` diye hitap ettiğini ileri sürüyor.

9-) Türkiye tarihinin en büyük terör eylemlerinden birisini El Kaide’den yedi. Hatta Başbakan Erdoğan terörün verdiği mesajı ayaklarımın altına alıp çiğniyorum dedi ama bu açıklamadan sonra el kaide yeniden istanbul’da büyük bir eylem gerçekleştirdi. 15 ve 20 Kasımda yapılan toplam 4 bombalı saldırıda toplam 61 vatandaş öldü 100’den fazla da vatandaş yaralandı.

Olayın arka planı ise şöyle:

11 Eylül’den sonra MİT CİA ile doğrudan ve çok açık çalışmaya başlamıştı. MİT’in yakaladığı bazı isimler birkaç gün sonra soluğu Guantanamo’da alıyordu. MİT CİA’in “sidekick”i “yancısı” olmuştu.

2002 yılında MİT Louie Sakka’yı kaçırıp sorguya aldı. Bu sorguda elde ettiği bilgileri de “istihbarat koordinasyonu” diyerek CIA ile paylaştı.

Bu sorgunun ardından Sakka’nın hamile olan eşi de kaçırılarak sorguya alındı. Hamile olan bayan Sakka MİT sorgusu sırasında düşük yaptı. MİT bunun üstüne bayan Sakka’yı hemen yurtdışına çıkarıp serbest bıraktı.

Eşinin MİT tarafından kaçırıldığını ve düşük yaptığını öğrenen Louie Sakka el kaidenin en üst düzey yöneticilerindendi ve Türkiye’ye yönelik eylem talimatını Türkiye’deki Habip Aktaş hücresine verdi.

MİT aslında Sakka ile birlikte onun eylem talimatı verdiği hücreyi de canlı takibe almıştı. Hücrenin lideri Habip Aktaş’ın sağ kolu İrfan Kavak da kaçırıp sorgulanmış ve Aktaş hücresi hakkında detaylı bilgi alınmıştı. Bu bilgiler üstüne MİT El Kaide Türkiye’nin Şurasında yani karar mekanizmasında yer alan Adnan Ersöz’ü de dinlemeye aldı.

MİT 2002 yılının ortalarında ulaştığı Habip Aktaş grubunu sonuna kadar takip etti. Yani 15-20 Kasım 2003 İstanbul saldırılarına kadar. Üstelik MİT’in telefon kayıtlarında saldırının tüm detayları yer alıyordu. Yani MİT gerçekten de eylemi planlanışından gerçekleştirilene kadar canlı canlı izledi. Hatta artık mümkün olmayacak gibi görünse bile eğer bir savcı mitin arşivlerine el atsa eylem taimatının mit tarafından dinlendiği günlere ait telefon tapelerine de ulaşabilir. Ancak bu yazı tabi bitte ivedi bir arşiv imhasına da neden olabilir. Hakan fidan gerçekten hükümetin deseteğini hak ediyorsa mesela bu yazıyı ihbar kabul edip hesabını sormakla işe başlayabilir.

10-) Hrant Dink Agos Gazetesi'nde Sabiha Gökçen'in Ermeni kökenli olduğunu yazınca ortalık karıştı. Tam o dönem Hrant Dink İstanbul Valiliği'ne çağrılarak vali yardımcısı Erol Güngör ve iki MİT görevlisi tarafından tehdit edildi. Tehdit eden MİT'çilerden birinin Bedrettin Dalan'a gözaltına alınmadan hemen önce "operasyon olacak kaç" diyen Özel Yılmaz olduğu ortaya çıktı. Dink bu tehditten 3 yıl sonra öldürüldü.

11-) Erhan Tuncel, Hrant'ı öldürmesi için Yasin Hayal'i kışkırttı. Bu sırada Yasin Hayal'le tanışan MİT'çi İhsan Kasap, Hayal'in Yargıtay'daki McDonalds bombalamasından dolayı devam eden dosyasını çektirebileceğini belirterek suikast için zemin hazırladı.

*****************************

12-) Mesut Yılmaz'ın 1996'da Budapeşte'de yumruklanması olayının arkasında MİT'in olduğu iddia edildi. Tansu Çiller'in o dönemki danışmanı Hüseyin Kocabıyık, Mesut Yılmaz'ın başbakan olabilmek için devlet ve istihbarat tarafından da kullanılan çetelerin üzerine gitmeye çalıştığını (Çatlı grubu gibi) ve bu yüzden Mehmet Eymür ve Mehmet Ağar ekibi tarafından yumruklatıldığını iddia etti.

Nazlı Ilıcak da konuyu açıklamaya çalışan bir yazı kaleme aldı. Yazıya göre Mesut Yılmaz'ın o gün Budapeşte'de kalacağını kimse bilmiyordu. Ve Yılmaz'ın yurtdışına çıktığı 23 Kasım 1996 gün Yeşil'le beraber iki MİT mensubu daha yurtdışına çıkış yaptı. Olaydan sonra Alaattin Çakıcı ile Erol Evcil telefonda konuşurken Çakıcı olayın "Gözlüklü" (MİT Kontr terör Birimi Başkanı Mehmet Eymür) tarafından yapıldığını söyledi.

Ayrıca internette yumruk atan Veysel Özerdem isimli kişinin Yeşil tarafından olaydan önce telefonla arandığına dair iddialar da mevcut.

13-) Öcalan'ın eşi Kesire Öcalan, MİT mensubu Ali Yıldırım'ın kızı. MİT'in Öcalan'ı 1972'de girdiği hapisten kurtardığı iddiaları mevcut. Uğur Mumcu'nun bu olayın üstüne giderken öldürüldüğü iddialar arasında.

14-) Şamil Tayyar son kitabında Öcalan'ın 1979'da yakalanmak üzereyken MİT'in haber vermesi üzerine Suriye'ye kaçtığını yazdı.

Daha sonra Suriye'de Öcalan'ı öldürmek için iki kez operasyon planlandı fakat Öcalan ikisinden de kurtulmayı başardı. Birincisinde bomba yüklü bir Mercedes'in erken patlaması sonucunda ikincisinde de Bekaa'ya doğru aracıyla giderken aniden ters yöne hızla kaçarak ölümden kurtulmuştu Öcalan. Bu planlamaları önceden haber aldığı iddia edildi. Haber verenler hakkında soru işaretleri gitmedi. Fakat o dönem Öcalan'ın MİT tarafından adım adım takip edildiği basına sıklıkla yansıdı.

15-) MİT müsteşarları Teoman Koman sonrasına kadar asker kökenli idi. Bu süre zarfında hiçbir darbe girişimini hükümete haber vermeyen MİT darbeleri engellemeye yönelik bir girişimde de bulunmadı. Süleyman Demirel'in MİT ile ilgili "Angola'daki kabile savaşlarını haber verirler ama Ankara'da sizin altınızın oyulduğunu haber vermezler" sözü unutulmadı.

16-) Zirve Yayınevi Katliamının sanıklarından Emre Günaydın olayın azmettiricisi olarak suçlanan Varol Bülent Aral'ın kendisine "Biz devlet olarak seni koruruz" dediğini söyledi. Aral MİT elemanı olabileceği ileri sürülüyor.

17-) Uludere'de 34 kişinin öldüğü bombardımanda MİT'in yanıltıcı istihbarat verdiği ileri sürüldü. Baransu MİT’in Uludere hakkında yazdığı yazıların evrak tarih ve sayılarını verdi. İçeriğini yazdı.

18) Hatay’da muhalif lider albay hermuşun 100 bin dolara MİT Görevlisi Ö.S tarafından Esad yönetimine satılması ve Hermuş’un kurşuna dizilerek öldürülmesi.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler