KCK operasyonlarına tepki!

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, bugünkü operasyonlarla açıkça AK Parti hükümeti ve Başbakan'ın, partileri hakkında kapatma hükmünü verdiğini savunarak, "Partimize yönelik estirilen terörün bir tek manası vardır; bu da hükümetin BDP gibi barışı

KCK operasyonlarına tepki!

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, bugünkü operasyonlarla açıkça AK Parti hükümeti ve Başbakan'ın, partileri hakkında kapatma hükmünü verdiğini savunarak, "Partimize yönelik estirilen terörün bir tek manası vardır; bu da hükümetin BDP gibi barışı, demokrasi, özgürlükleri savunan güçlü bir muhalefete tahammül edememesi ve yargının, Anayasa Mahkemesi'nin, yasaların, hukukun, her şeyin yerine kendisini koyarak partimizi kapatmak istemesidir" dedi.

Kışanak, BDP Genel Merkezi'nde Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Muş Milletvekili Sırrı Sakık ve Hakkari Milletvekili Adil Kurt ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek, birçok ilde eş zamanlı düzenlenen KCK operasyonlarına tepki gösterdi. "Açıkça hükümet ve Başbakan partimiz hakkında kapatma hükmünü vermiştir" diyen Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Anayasa Mahkemesi'ne gerek kalmadığını, Anayasa Mahkemesi iradesinin de bir anlam ifade etmediğini, bunu hükümet icraatları ile başarabileceğini' düşündüğünü ileri sürdü.

Kışanak, hükümetin BDP'yi fiilen, pratik olarak kapatmak istediğini de savunarak şöyle devam etti:
"Yaptığı uygulamaların, partimize yönelik estirilen terörün bir tek manası vardır; bu da hükümetin BDP gibi barışı, demokrasi, özgürlükleri savunan güçlü bir muhalefete tahammül edememesi ve yargının, Anayasa Mahkemesi'nin, yasaların, hukukun, her şeyin yerine kendisini koyarak partimizi kapatmak istemesidir. Bu, 'biz parti kapatmalara karşıyız' edebiyatının ne kadar boş ve anlamsız olduğunu da gösteren bir durumdur. Anayasa Mahkemesi'nin bir hükmü kalmamıştır. Oranın parti kapatmayla ilgili bir icraat yapmasına zaten gerek kalmamıştır. Hükümet devletin bütün gücünü eline alarak, bunu otoriter bir şekilde kullanarak partimizi kapatmaya çalışıyor."


"HER İNSANIN EVİ BİR PARTİ OLUR"


Başbakan Erdoğan'a 'Bu partiyi kapatmaya senin gücün yetmez' diye seslenen Kışanak, şunları kaydetti:
"Her bir ev, bu ülkede demokrasiyi barışı, özgürlükleri savunan her bir insanın evi bir parti olur. Her bir insanımız bir parti kadrosudur. Bunu anlamadın mı daha? 6 bin insanı cezaevine tıktın, bu parti tıkır tıkır işliyor. Bir 6 bini daha cezaevine götürsen bu parti yine işleyecek. Her gün parti binalarımıza baskın yaparak, polis terörü estirerek, bizi işlemez hale getirme çalışıyorsun; ama şunu bil ki her bir evimiz bir partidir.

Biz sizin gibi siyaseti Hazine'den aldığımız paralarla, sermaye
çevrelerine peşkeş çekerek elde ettiğiniz rantlarla saltanat içinde yürütmüyoruz. Biz siyasetimizi halkımıza olan aşkımızla yürütüyoruz, özgürlüğe olan sevdamızla yürütüyoruz. Koşullarını da her fırsatta yaratırız. Siyaset yapmanın koşullarını senin zulmün ne kadar artarsa artsın, biz yaratırız, sana karşı mücadelemizi en güçlü şekilde bundan sonra da yürütürüz. Bundan medet umma.

'Bu partiyi kapatırsam, kapısına kilit vurursam, işlemez hale getirirsem, yöneticilerini tutuklarsam; artık muhalefet
yapamazlar zannediyorsan, yanılıyorsun. Biz sana muhalefet etmenin, sana karşı direnmenin, halkımızı savunmanın, özgürlükleri savunmanın bin bir yolunu buluruz. Sana ders vermek için en güçlü mücadeleyi her koşulda yürütürüz."


"HERKESE MÜCADELE VE DİRENİŞ ÇAĞRISI YAPIYORUM"

Kışanak, konuşmasının sonunda Türkiye'deki herkese, Türkiye'nin geleceğine sahip çıkmak isteyen herkese, demokrasiden, özgürlüklerden yana olan herkese bir çağrıda bulunmak istediğini söyledi. Kışanak, şunları söyledi:
"Sıranın bize gelmesini beklemeyin. Faşizmin sırası dipsiz bir kuyu gibidir. Hepimizi o dipsiz kuyunun en dibine çekene kadar faşizm kendi otoritesini, kendi baskıcı yüzünü bize gösterecektir. Bunu beklemeden hemen bugün, hemen şimdi her birimiz bulunduğumuz yerde, kendi imkanlarımızla bu faşizme karşı en güçlü mücadeleyi yürüterek bu faşizmi yenmek durumundayız.

Halkın iradesini kırabileceğine olan inancını kırmak zorundayız. Böyle bir boş hayale kapılmışlar. 'Daha fazla baskı yaparsak, Türkiye muhalefetini sustururuz' zannediyorlar; 'Kürtleri sustururuz, demokrasi güçlerini gıkını çıkaramaz hale getiririz' zannediyorlar. Bunun mümkün olmadığını, bu ülkede faşizme karşı direnecek milyonlar olduğunu göstermeliyiz. Bunu için tüm demokrasi güçlerine, demokrasiden ve barıştan yana olan herkese mücadele ve direniş çağrısı yapıyorum.

Yine halkımıza; moralinizi bozmayın. Biz çok büyük badireler atlatarak bugüne gelmiş güçlü bir direniş odağıyız, güçlü bir muhalefetiz. Halkın iradesi yenilmezdir. Kendi
gücümüze güveneceğiz. Köyde, kırda, kentte, insan hakları kuruluşlarında, partimizde, sendikalarda, sokakta, meydanda, her yerde kendimize güvenerek direnişi yükselteceğiz. Bu faşizm karşısında mücadele etmek ve direnmek insanlık onurunun, insanlığın bir gereğidir. Kendimize sahip çıkacağız, onurumuza, insanlığa sahip çıkacağız ve direneceğiz, zulüm de bu direniş karşısında diğer zalimler gibi yenilecektir. Ama bugün, ama yarın."

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Gündem