'Kadrosu yaşlanan PKK okullara saldırıyor'

Polis Akademisi Başkanlığı'ndan Doç. Dr. Başıbüyük, PKK terör örgütünün dağ kadrosunun yaşlandığını ve genç militanların örgüte çekilemediğini belirterek, "Dağdaki örgüt mensuplarının yüzde 63'ü 30 yaş ve üzeri. Şu anda dağ kadrosu yaşlandı. Okulları molo

'Kadrosu yaşlanan PKK okullara saldırıyor'

Polis Akademisi Başkanlığı'ndan Doç. Dr. Başıbüyük, PKK terör örgütünün dağ kadrosunun yaşlandığını ve genç militanların örgüte çekilemediğini belirterek, "Dağdaki örgüt mensuplarının yüzde 63'ü 30 yaş ve üzeri. Şu anda dağ kadrosu yaşlandı. Okulları molotoflayarak öğrencilerin alternatif yaşam tarzı geliştirmesine engel olmaya çalışıyor" dedi.

 
Antalya'da dün İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in katılımıyla başlayan ve Pazar günü sona erecek 4'üncü Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu'nda PKK/KCK terör örgütü tüm boyutlarıyla tartışıldı. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nden Dr. Hacı Duru ve Dr. Nadir Gergin tarafından hazırlanan ve 'PKK/KCK Terör Örgütünün Türk Güvenlik Güçlerine Saldırı Taktikleri'ni analiz ettiği çalışmada terör örgütünün, askeri operasyonlar sonrasında misilleme, öç alma duygusuyla hareket ettiği belirtildi.Dr. Nadir Gergin'in gerçekleştirdiği sunumda, örgütün 5 Eylül 2006 ve 24 Temmuz 2007 arasında gerçekleştirdiği 31 ilde 895 olay analiz edildi. Yapılan analiz çalışmasının sonucunda Dr. Gergin, güvenlik güçlerinin şehit verme olasılığının terörist ölümünden hemen sonraki günlerde en yüksek düzeyde olduğunu söyledi. Bu olasılığın gün geçtikçe azaldığını kaydeden Dr. Gergin, teröristin hangi sahada öldürüldüğünün önemli olmadığının altını çizdi.
 
Terörist ölümü sonrasında şehit verme olasılığının örgütün 6 bölgeye ayırdığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, bütün bölgelerde yüksek olduğunu belirten Dr. Nadir Gergin, "Örgütün Orta ve Botan sahası dediği alanlarda askerin şehit verme olasılığı Serhat ve Amanos sahalarından daha yüksek. Bunun sebepleri arasında Orta Saha ve Botan bölgesinde teröristlerin hareketliliği çok daha yüksek. Örgüt buralarda çok daha fazla eylem arayışı içinde" diye konuştu.
 
Ayrıca her iki bölgede PKK'ya verilen halk desteğinin de daha yüksek olduğunu, PKK'nın bölgedeki milis ağının nispeten daha güçlü olduğunu aktaran Dr. Gergin, askerin aktivitesinin alandaki şehit verme riskini artırmadığını ifade etti. Aksine, asker bölgede ne kadar çok arazi arama ve taraması veya pusu gibi askeri faaliyetlerini artırdıkça hedef olmadığını belirten Nadir Gergin, "Asker alan hakimiyetini artırdıkça, terörist unsurlar kaçınıyorlar" dedi.
 
Yapılan çalışmanın sonucunda güvenlik kuvvetlerinin, askeri operasyonlar sonrasında karşı eylemlere hazırlıklı olması gerektiğinin kendini açıkça gösterdiğini belirten Dr. Gergin, "Özellikle ertesi ve sonraki günlerde çevre güvenliği arttırılıp, İHA gibi araçlar görevlendirilmelidir. Herhangi bir sahada gerçekleşen teröristin ölümü üzerine tüm sahalarda hazırlıklı olunmalı ve örgütün 'Orta Saha' ve 'Botan Sahası' olarak adlandırdığı bölgede asker alan hakimiyetini artırmalıdır" diye konuştu.
 
4 BİN 880 SİVİL HAYATINI KAYBETTİ
 
Terör örgütü PKK/KCK'nın sivillere yönelik şiddet eylemlerini değerlendiren çalışmasıyla Emniyet Genel Müdürlüğü'nden Dr. Fatih Yamaç, örgütün kuruluşundan bugüne 4 bin 880 sivili öldürürken, saldırılarda 8 bin 219 sivilin yararlandığını söyledi. Terör örgütünün KCK yapılanmasına geçiş dönemi 2009 yılı ile birlikte bölgede demokratik, ekolojik, cinsiyetsiz toplum olarak ifade edilen 'cennet' vaadinin bulunduğunu kaydeden Yamaç, "KCK yapılanması içinde bugüne kadar, özellikle yaz dönemlerinde artan şiddet olaylarında, 18'i çocuk, 16'sı kadın olmak üzere 106 sivil hayatını kaybederken, 650'nin üzerinde sivil yaralandı" dedi.
 
PKK KÜRTLERİ ÖLDÜRÜYOR
 
Sivillere yönelik şiddet eylemleri açısından dikkat çekici bir başka noktanın terör örgütünün etkinlik gösterdiği bölgelerde meydana gelmesi olduğunu belirten Dr. Yamaç, "Örgüt bölgede Kürt kökenli vatandaşlar için var olduğunu söylüyor ama en fazla bu bölgedeki Kürt kökenli vatandaşları öldürüyor, onları yaralıyor" değerlendirmesinde bulundu. Sivillere yönelik şiddet eylemlerinin talimatını örgüt yönetim kadrosu dışında alınamayacağı, aksi durumlarda örgüt içi cezalandırmaların söz konusu olduğunu dile getiren Fatih Yamaç, sivillere yönelik eylemlerinin örgüt için politik irade üzerinde baskı unsuru olarak kullanıldığını kaydetti. Yamaç, bu haliyle şiddetin terör örgütü için bir araç olmaktan çıkarak bir amaca dönüştüğünü kaydetti.
 
ÖRGÜTTE TABAN KAYMASI
 
Polis Akademisi Başkanlığı'nda görevli Doç. Dr. Oğuzhan Başıbüyük ve Dr. Hüseyin Akdoğan ise PKK/KCK'nın gerçekleştirdiği eylemlerin zamansal ve mekansal analizini yaptığı çalışmada 1984 yılından 2011 yılına uzanan 27 yıllık süreçte PKK terör örgütünün gerçekleştirdiği eylemleri incelendi. Doç. Dr. Oğuzhan Başıbüyük, örgüt eylemlerinde 1994 yılına kadar kademeli olarak artış göründüğünü söyledi. Bu yıldan itibaren görünen düşüşün özellikle 2007 yılından sonra artmaya başladığını kaydeden Doç. Dr. Başıbüyük, "Özellikle o dönemde siyasi iradenin demokratikleşme adımlarıyla bölgedeki tabanını kaybetme telaşına kapılan örgüt yeniden sivillere ve güvenlik güçlerine yönelik eylemlerinde arttırdı" dedi.
 
Eylemlerin illere göre dağılımının örgütün etkinlik alanıyla örtüştüğünü kaydeden Doç. Dr. Başıbüyük "Bölücü örgüt, kendi hakkını savunduğunu söylediği bölge insanı üzerinden, onların kanı üzerinden, eylemlerini stratejisini gerçekleştiriyor" diye konuştu. 2009 yılına kadar örgütün şiddet içeren eylemleriyle artan şehit sayının paralel giderken 2009 yılından sonra şiddet içeren eylemlerde artışa rağmen şehit sayılarında paralelliğin kaybolduğunu belirten Doç. Dr. Başıbüyük, bunun nedenlerini bölgedeki önleyici istihbarat sayısının artışı, güvenlik güçlerindeki uzmanlaşma, uzman personelin bölgede görevlendirilmesi ve güvenlik güçlerinin teknik kabiliyetinin artmış olması şeklinde sıraladı.
 
Doç. Dr. Oğuzhan Başıbüyük, örgütün, son dönemde, şehir merkezlerindeki KCK operasyonlarından polisleri sorumlu tutup, öç alma ve intikam duygusuyla polisler üzerinde saldırıları yoğunlaştırdığına da konuşmasında dikkat çekti. Son dönem itibariyle PKK/KCK yapılanmasının Kürt halkına dayalı bir devlet koymaktan ziyade kendi hakları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan gündemden başka bir gündemi olmadığını kaydeden Doç. Dr. Başıbüyük, bu nedenle örgütün bölgede baskı ve korku düzenine devam etmesini istediği değerlendirmesinde bulundu. Doç. Dr. Başıbüyük, bu ortamı sivillere yönelik eylemlerle sağlarken, örgüte katılım oranının en yüksek olduğu Hakkari, Şırnak ve Siirt'te kendi oluşturduğu şiddet sarmalı üzerinden ciddi bir potansiyel sağladığını kaydetti.
 
DAĞ KADROSU YAŞLANIYOR
 
Doç. Dr. Başıbüyük, örgütün dağ kadrosunun yaşlanması ve genç militanları örgüte çekememelerinden dolayı okulların bölücü terörün hedefi haline geldiğini kaydetti. 2 binin üzerinde örgüt militanının özgeçmişlerini üzerinden yaptıkları incelemenin sonuçlarına göre örgüte katılanların yüzde 44'ünün 18 yaşından önce örgüt saflarına katıldığını, yüzde 56'sının ise 18 yaş üzeri olduğunu belirten Doç. Dr. Başıbüyük, "Dağdaki örgüt mensuplarının yüzde 63'ü 30 yaş ve üzeri. Şu anda dağ kadrosu yaşlandı. Okulları molotoflayarak öğrencilerin alternatif yaşam tarzı geliştirmesine engel olmaya çalışıyor" diye konuştu. Doç Dr. Başıbüyük, örgütün saldırılarında bugüne kadar 5 bin sivil, 300 çocuk, 5 bin 500 kamu görevlisinin hayatını kaybettiğini söyledi.
 
5 İLÇEDE 5 BİN DÖNÜM UYUŞTURUCU ARAZİSİ
 
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürü Dr. Hakan Cem Çetin, 'Diyarbakır özelinde terörün finansmanı olarak uyuşturucu madde kaçakçılığı' başlıklı sunumunda PKK'nın kuruluş yıllarından bu yana uyuşturucu kaçakçılığının içinde olduğunu söyledi. Eroin trafiğinde Balkan rotasının giriş noktalarının örgütünün faaliyet alanı içinde bulunduğunu kaydeden Dr. Çetin, Diyarbakır'da 2010- 2011 yılları uyuşturucu madde kaçakçılığıyla ilgili operasyonlarda yakalanan 1745 şüpheliden 139'unun terör örgütüyle bağlantısının saptandığını kaydetti. Örgütün Diyarbakır- Bingöl kırsalında uyuşturucu faaliyetlerinden vergi adı altında haraç aldığını kaydeden Şube Müdürü Çetin, örgütün Diyarbakır'ın Lice, Hazro, Kocaköy ve Hani ilçelerinde 5 bin dönüm arazide kenevir üretimi yaptığını kaydetti.
 
Bölgenin aynı zamanda esrar üretim merkezi olduğunun da altını çizen Hakan Cem Çetin, 100'ye yakın köyde yapılan bu ekim ve üretimin 500 milyon dolarlık rant yarattığını kaydetti. Bölgeye 18 Temmuz'da jandarma ve polis destekli 12 köyü kapsayan bir operasyon gerçekleştirdiklerini kaydeden Çetin, operasyon kapsamında 3 milyon kök Hint keneviri söküldüğünü söyledi.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Gündem