CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ’güçler ayrılığı’ açıklamalarına ilişkin, "Bir ülkede kuvvetler ayrılığı yoksa hiç kimse güçlü kalamaz. Kendisini güçlü zannedenler bir gün halkın oyuyla o güçlerini kaybedeceklerini göreceklerdir" dedi.

 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye Gazeteciler Sendikası, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’ye gazetecilerin sorunlarıyla ilgili bir rapor sundu. Hamzaçebi, yaptığı konuşmada, "Demokrasi kuvvetler ayrılığı demektir, iletişim ve basın özgürlüğü demektir. Yürütmenin yargıya müdahale ettiği bir ülkede demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Bugün böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Bugün Türkiye’de yürütülen mücadele yargıya hakim olma, benim yargımı yaratma mücadelesidir. Eğer, insanlar, vatandaşlar, bireyler iletişim özgürlüğüne sahip değilse, basın özgürlüğü yoksa vatandaşın haber alma kanalları tıkanmış demektir.

 

Bu bizim demokrasimizin önemli bir sorunudur. Sivil toplum ikna ve uzlaşmaya dayanır. Bu özgür bir tartışma ortamını gerektirir. Bu da vatandaşların görüşlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortama sahip olmasını gerektirir. Bunlar maalesef Türkiye’de yoktur. Son krizde açık bir şekilde ortaya çıkmıştır ki, medya iktidar yanında yer almak gibi bir ikilemle karşı karşıya kalmıştır. Özgür eleştiri, habercilik yoktur. Bugün medya patronları kriz fırsatçılığı yapmaktadır. Bundan hareketle gazeteci arkadaşlarımızın işlerine son verilmektedir. Biz, CHP olarak bu sektörün her türlü güvenceye sahip olmasını, hem de vatandaşın haber alma özgürlüğünün güvence altına alınmasını şart görüyoruz. 212, çok daha ileri taşınmalı ki vatandaşımız haberini alabilsin. Dosyayı en iyi şekilde parlamentoya getireceğiz" dedi.

 

Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün güçler ayrılığı açıklamalarını hatırlatması üzerine Hamzaçebi, "Bir ülkede kuvvetler ayrılığı yoksa hiç kimse güçlü kalamaz. Kendisini güçlü zannedenler bir gün halkın oyuyla o güçlerini kaybedeceklerini göreceklerdir. İnternet ortamındaki haberleşmeye sansür getirecek düzenlemeler vardır. Bu da son derece tehlikelidir. Hiç kimse halktan aldığı oyu meşruiyetin tek şartı olarak görmesin. Hükümetler doğru ve adil işler yaptıkları kadar meşrudurlar" diye konuştu.

 

 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto ise, "Bildiğiniz gibi 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, sahada görev yapan muhabir, kameraman, foto muhabiri arkadaşların günü. En zor koşullar altında çalışan arkadaşların grubu bu grup. İktidarın son zamanlarda gazeteciler üzerinde giderek yoğunlaşan baskısı, özellikle toplumsal olaylarda gazetecilere yönelik polis şiddeti doruğa ulaşmış durumda. Biz de oluşturduğumuz raporu 4 partinin grup başkanvekillerine sunmak istedik" dedi.

 

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç de, "Artık gazetecilik mesleğini yapabilmenin imkanları çok sınırlanmıştır. Medyada hakim gruplar gazeteci arkadaşlara baskı uygulamaktadır. Bu baskılar neticesinde basın özgürlüğü güvence altında değildir. Hem iş hem can güvenlikleri kalmamıştır. Sektörde arkadaşların özlük hakları garanti altında değildir. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ve grup başkanvekillere hazırladığımız raporu sunmak üzere geldik" şeklinde konuştu.