"Avukatı aramak namusuna el sürülmesi demek"

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, “Avukatın üzerinin ve çantasının aranması demek vatandaşın namusuna, mahremine el sürülmesi demektir” dedi.‘Türkiye’de Demokrasi ve Hukuk’ konulu konferans vermek üzere, Hatay’ın İskenderun

"Avukatı aramak namusuna el sürülmesi demek"

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, “Avukatın üzerinin ve çantasının aranması demek vatandaşın namusuna, mahremine el sürülmesi demektir” dedi.

‘Türkiye’de Demokrasi ve Hukuk’ konulu konferans vermek üzere, Hatay’ın İskenderun ilçesine gelen Feyzioğlu, ilk olarak İskenderun Gazeteciler Cemiyetini (İGC) ziyaret etti. Feyzioğlu, Hatay Büyükşehir Belediyesi bando takımı tarafından törenle karşılandı. Feyzioğlu’na Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, Kilis Barosu Başkanı Muammer Fazlıağaoğlu, CHP’den istifa edip Hatay bağımsız milletvekili adayı olan Refik Eryılmaz ve İGC Başkanı Şehmus Aslan’da eşlik etti.

Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Feyzioğlu, Cumhuriyetin savcısı, devletin hakimi vatandaşın ise avukatı olduğunu ifade edip avukatların tabi oldukları tedbire hakim ve savcıların da zorunlu olduğunu söyledi.

Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın ölümünün ardından sorgulanacak bin tane şey olduğunu ifade eden Feyzioğlu, şöyle konuştu:

“Türkiye’de Ortadoğu’dan habersiz kuş uçmazken burnumuzun dibine girmiş teröristlerden mi haberdar olamadık. Bir kişi canlı bomba şüphesiyle tutuklanmış vaktiyle listelerde yer alıyor ve daha sonra tahliye edilmiş. Polis bunun izini nasıl kaybetti diye sorgulardık. Bu istihbarat zaafını çok ciddi sorgulardık. Adliyelerde başsavcı ve başsavcı vekili dışındaki hassas görevdeki savcıların yakın korumaları niye çekildi diye sorgulardık. Sorgulanacak bin tane şey var. Sahte avukat kimliği turnikeyi çevirmez. Sahte avukat kimliğiyle içeriye girmeye çalışan teröristler yaklaştığında özel güvenlik turnikeden geçemeyeceğini bildiği bu şahısların rahatlıkla geçsin diye niçin emniyet şeridini çekti ve buyurun buradan geçin dedi. Biz bunları sorgulardık. Halende sorguluyoruz. Olayda avukatlar ile ilgili bir konu yok. Olayda tamamen A’dan Z’ye planlanmış bir terörist eylem ve bu terörist eylemi de bir takım provokatif amaçlı kullanmak isteyen acımasız bir siyaset var."

"ÖZEL HÜKÜM VAR"

İnsanların, savcıların, hukukçuların, vatandaşların kanı üzerinden siyaset yapmanın kimseye hayır getirmeyeceğini, küçülteceğini söyleyen Feyzioğlu, "Türkiye bunu hak etmiyor. Biz çantamızda bomba taşımıyoruz ki neden çantamızı x ray cihazını koymayalım. Ya da silaha ayarlanmış duyarlı kapılardan geçmeyiz demedik ki. İlk günden bu yana demedik bunu. Avukatın üzerinin ve çantasının aranması demek vatandaşın namusuna, mahremine el sürülmesi demektir. Avukat çantasında kendi aşk mektubunu taşımaz. Avukat çantasında müvekkilinin kendi ve mesleğin namusuna emanet edilmiş özel belgelerini taşır. Ve bunlar ancak zamanı geldiğinde uygun yöntemle mahkemeye sunulur. O yüzden bir polis memurunun avukatın o belgesini alıp elinde sallaması vatandaşın namusuna, davasına tecavüzdür. Biz bu sebeple üstümüzün ve çantamızın elle ve gözle aranmasını kabul etmeyiz. Nitekim bu sebeple kanunda hakim kararıyla ve hakim tarafından aranma diye özel bir hüküm var. Cumhuriyetin savcısı var, devletin hakimi vatandaşın da avukatı var. Burada bu üçlü de avukatın Cumhuriyet Savcısıyla ve hakimle eşit statüde olması vatandaşın devletle yargılanırken eşit statüde olması anlamına geliyor. Savcı ve hakimin karşısında avukatı bir alt statüye attığında birileri vatandaşı alt statüye atıyor. Dolayısıyla vatandaşın boynu bükülüyor. Avukata tanınan bu eşit statü vatandaş içindir. O yüzden biz hangi tedbiri tâbiysek hakimde savcıda aynı tedbire tabi olmak zorunda. Kaldı ki güvenlik protokol zaafı kaldırmaz. Ben kimim sen biliyor musun maçoluklarına tahammülü yoktur. Adliyeye bir gün bir silah veya bomba girecek olursa ve o adliyede hakim ve savcılar taramadan geçmiyorsa ilk söyleyeceğim şey bu adliyeye bu bombayı bu silahı biz sokmadığımıza göre kim soktu? Acaba bir hakim veya savcı sokmuş olabilir mi diye sorgularım” diye konuştu.

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, çok sayıda vatandaş ve hukukçuların katılımıyla bando takımı eşliğinde kortej yürüyüşü ile İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’na geçti. Feyzioğlu, burada ‘Türkiye’de Demokrasi ve Hukuk’ konulu konferansın sunumunu gerçekleştirdi.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler