Doğumdan bir hafta önce eşi Yılmaz Gökmen'i yüksek gerilim hattında elektrik akımına kapılması sonucu kaybeden Zehra Gökmen, bir yandan kalbi delik ve bedensel özürlülüğü bulunan dördüz çocuklarının hastalıkları ile, diğer yandan da maddi sıkıntılar ile boğuşuyor.

Suruç'ta ki bir tıp merkezinde eşiyle birlikte tedavi gördükten sonra dördüz bebeklere hamile kalan Zehra Gökmen, doğumdan bir hafta önce eşini kaybedince mutluluğu acıya dönüştü. Gökmen, 7 yıl aradan sonra çocukları olmayınca ilaç tedavisi görmeye başladığını, dördüz bebekle hamile kaldığını öğrenince büyük mutluluk yaşadığını ifade etti. Çocuklarının sevincini yaşamak isteyen Gökmen, eşinin ölüm haberini alınca dünyasının başına yıkıldığını dile getirdi. Doğumdan bir hafta önce Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde evinin çatısını onarmak isteyen Yılmaz Gökmen, yüksek gerilim hattına kapılarak hayatını kaybetti. Gökmen’in ölümü hamile eşinden tam 52 gün boyunca gizlendi. Dünyaya babasız getirdiği 3 kız 1 erkek bebeğinin de hasta olduğunu öğrenen Zehra Gökmen, eşinin acısını yaşayamadan bebeklerinin yaşam mücadelesine başladı. Fidan, Ecrin Zozan, Hebun ve Şervan Yılmaz isimli minik bebeklerin 2’sinin kalbi delik, diğer 2’si ise kolları ve bacakları kısa.

Eşini kaybettikten sonra dördüzlerini ve 7 yaşındaki oğlunu alarak Eyüp Sultan Mahallesi’ndeki baba ocağına dönen Gökmen, tek gözlü odada yaşam mücadelesi veriyor. Sosyal sigortası ve maddi geliri olmadığı için çok sıkıntı yaşadığını dile getiren anne, tek istediğinin dördüzlerinin sağlığına kavuşması olduğunu dile getirdi. Çocukların mamalarını ve bezlerini karşılamada zorluk çektiğini belirten Gökmen, eşinin sigortasını tamamlaması için 28 gün eksik olduğu için emekli olamadığını vurguladı. Anne Zehra Gökmen, şunları kaydetti: “Hamile kaldığımı duyduğumda sevinmiştik, çünkü 7 yıl sonra tekrar hamile kalmıştım, çocuğum olmuyordu. 7 yıl sonra dördüz olduğunu öğrenince sevindim. Ama sevincim yarım kaldı. Çünkü doğumdan bir hafta önce eşim yüksek gerilim hattında çarpılarak vefat etti. Çocuklara bakamıyorum. Hiçbir gelirim yok. Eşimin vefat ettiğini 52 gün benden sakladılar, 52 gün sonra söylediler. Çocuklarımın ikisinin kolları ve bacakları kısa, ayrıca damakları delik. İkisinin de kalbi delik. Sağlık güvencemiz de yok. Eşim vefat ettiği için maddi durumumuz, gelirimiz yok. Yardım bekliyoruz. Hasta oldukları için bakımları da zor. Her gelişlerinde enfeksiyon tutuyor, hastaneye yatırıyoruz. Mamaları, bezleri pahalı.”

Bağkur emeklisi dede Ethem Özkan(62) ise 4 çocuk okuttuğunu ve dördüz torunlarına da bakmakta yetersiz kaldığını ifade etti. Özkan, “Kızım şimdi yanımda kalıyor. Kendisine bir oda verdim ben de bağkur emeklisiyim. Okuyan çocuklarım var, bir de kızımın büyük oğlu okula gidiyor. Bir emekli maaşımla bunların geçimini yapıyorum. Çocukları hasta, sosyal güvenceleri de yok. Damadımın 900 gün sigortasını doldurması için, emekli olması için 872 günü var. 28 gün günü eksik. 28 günü tamamlaması için nereye başvuracağımızı bilmiyoruz” diye konuştu. Çocuklarının sağlık ve bakım ihtiyaçlarını karşılamada zorluk yaşadıklarını belirten aile, yetkililerden yardım istedi.