Otomotivde ÖTV'de sona doğru

Hükümetin ekonomik önlem paketleri kapsamında açıkladığı ve 30 Eylül'e kadar uzattığı ÖTV indirimi sona ererken, sektör temsilcileri Avrupa ülkelerinde olduğu gibi hurda teşviki istiyor. Geçen yılın son çeyreğinden itibaren dünyada etkisini gösteren globa

Otomotivde ÖTV'de sona doğru

Hükümetin ekonomik önlem paketleri kapsamında açıkladığı ve 30 Eylül'e kadar uzattığı ÖTV indirimi sona ererken, sektör temsilcileri Avrupa ülkelerinde olduğu gibi hurda teşviki istiyor.

Geçen yılın son çeyreğinden itibaren dünyada etkisini gösteren global ekonomik kriz, eş zamanlı olarak Türkiye'yi de etkilerken, Türk ekonomisinin lokomotifi konumundaki otomotiv sektörü krizin en çok hissedildiği sektörlerin başında geldi.

Gerek sektör temsilcileri gerekse hükümet tarafından alınan önlemlerle sektör ayakta tutulmaya çalışılırken, sektöre ilk destek mart ayında yürürlüğe konulan ÖTV indirimiyle geldi.

İndirimin olumlu yansımaları, uygulamanın sona eriş tarihini uzatırken, otomotiv firmaları da düzenledikleri çeşitli kampanyalarla pazarın daralmasının önüne geçmeye çalıştı.

Özellikle binek otomobiller üzerinde ağırlığını hissettiren ÖTV indirimi sayesinde, kriz yılı olmasına rağmen yılın 8 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre kıyasla satışlar yüzde 5,9 oranında arttı.

ÖTV indirim döneminde otomotiv sektöründe yaşanan hareketlilik sektöre nefes aldırdı, stokların azalmasına yardımcı oldu, otomotiv sanayisinde çarklar döndü, işçiler yeniden fabrikalara çağrıldı.

Bu dönemde kısa çalışma ödeneği taleplerinden vazgeçildi. Tüketici de fiyat avantajını görünce talebini öne çekti ve yoğun bir alım dönemi başladı.

Hükümetin ekonomik önlem paketi kapsamında açıkladığı uygulamanın sonuna doğru yaklaşılırken, sektör temsilcileri indirimin devamında, sektöre hurda teşviki ile destek olunması görüşünde.

-VERGİ ORANLARI...-

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Başkanı ve Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de taşıt alımında yabancı ülkelerdekinin çok üzerinde vergi oranları uygulandığını belirtti.

Aybar, ÖTV üzerinden KDV alınıyor olmasının vergileri daha da arttırdığını dile getirerek, 2008 yılından itibaren süregelen krizle Türkiye'de otomotive uygulanan vergilerin Avrupa ülkelerine oranla ne kadar yüksek olduğunun da bir kez daha görülmüş olduğunu kaydetti.

Ekim 2008 itibariyle iç pazarda da belirginleşen global krizin etkilerinin devamı olarak 2009 yılının Ocak ve Şubat aylarında binek ve hafif ticari araç pazarında toplam yüzde 38 civarında bir daralmanın söz konusu olduğuna değinen Aybar, ÖTV indiriminin devreye girdiği Mart ayı ortasından itibaren otomotiv sektöründe büyük bir hareketlilik olduğunu ifade etti.

-ÖTV İNDİRİMİYLE YÜZDE 50 ARTIŞ-

Aybar, Mart ayının ikinci yarısının, ilk yarısından 5 kat daha fazla satış getirdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
''Sektöre verilen bu destek sayesinde, ÖTV indiriminin yapıldığı ilk dönem olan 16 Mart?15 Haziran araında, geçen yılın aynı dönemine göre binek otomobil satışlarında yüzde 50 artış sağlandı. 16 Haziran itibariyle değişen ÖTV oranlarıyla yeni bir 3,5 aylık dönem başlamış oldu. ÖTV indirimi bu dönemde kamu maliyesine de katkı sağlamış, ek vergi gelirleri elde edilmiştir. İşte yaşadığımız son 5,5 aylık süre, bu indirimlerin bize ne kadar olumlu sonuçlar getirdiğini somut olarak ortaya koydu.
Bu teşvikin özellikle binek otomobiller üzerindeki ağırlıklı etkisiyle ocak-ağustos döneminde 228 bin 870 adet otomobil satılırken, geçen yılın ilk 8 ayındaki binek araç satışları yüzde 5,9 oranında geçilmiş oldu. Ancak hafif ticari araçlarda geçen yılın ilk 8 ayına kıyasla kümülatifte yüzde 18'lik daralma sürüyor.''

Global ekonomide yaşanan kriz, petrol fiyatlarındaki artışlar ve çevreci kaygılar nedeniyle emisyon oranlarının düşürülmesinin, otomotiv sektörünü son yıllarda yeni arayışlara yönlendirdiğini belirten Aybar, AB ülkelerinde ve Kyoto Sözleşmesini imzalamış ülkelerde, çevrenin korunması ve çevre kirliliği ile mücadelenin öncelikli ve temel konulardan birisi olduğunu bildirdi.

İbrahim Aybar, Avrupa Birliği'nin (AB) çevre kalitesinin arttırılması amacıyla yeni taşıtların alımında uygulanan satış vergisinde kirlilik ve yakıt tüketim değerlerini kriter olarak aldığını ve daha az kirleten aracı vergi uygulamalarıyla da teşvik ettiğini kaydederek, global krizin etkilerini azaltmak amacıyla önlemler alınırken havayı daha çok kirleten eski teknoloji araçların trafikten çekilmesinin ve çevreci araçlarla yenilenmesinin sağlandığını anlattı.
Hurda uygulamasının Türkiye için yeni bir konu olmadığını anımsatan Aybar, Türkiye'de daha önce de araçların pazardan çekilmesini teşvik eden ÖTV Kanunu ile başlayan uygulamanın ''hurda indirimi'' olarak adlandırıldığını ve uygulamaya alındığını ancak alt yapı eksikliği ve denetim boşluklarından da doğan olumsuz gelişmelerin, uygulamanın kısa sürede hükümet tarafından devre dışı bırakılmasına yol açtığını hatırlattı.

-2003 YILINDA, HURDA İNDİRİMİ İLE PAZAR BÜYÜDÜ-

Aybar, bu süreçte toplam 322 bin adet motorlu taşıtın trafikteki kaydının silindiğini ve bu uygulamanın amacına ulaşarak 2003 yılında pazarın yüzde 20 büyümesini sağladığını hatırlattı.
''Sanayimizin yeni bir çöküntüye uğramaması için ÖTV indirimi döneminin ardından satış ivmesinin devamı çok önem arz ediyor'' diyen Aybar, bunun için, Avrupa ülkelerindeki uygulamalara benzer eski araçların yenisiyle değiştirilmesiyle ilgili daha uzun dönemi kapsayan teşviklerin yapılması gerektiğini ifade etti.
Aybar, ABD ve AB ülkelerinde krizin etkilerini azaltacak önlemler arasında öncelikli olarak eski araçların pazardan çekilmesi ve sanayinin devamına fırsat verecek yeni ürünler için de pazar yaratma gayretlerinin öne çıktığını dile getirerek, bu kapsamda hükümetlerin tesis ettikleri özel fonlarla eski ürünlerin yeni ürünlerle değiştirilerek pazardan çekilmesini sağlayacak destekleri uygulamaya koyduklarını söyledi.
''Ekonomik ömrünü tamamlamış'' olan araçların pazardan arındırılmasına ilişkin yönetmelik'in Çevre ve Orman Bakanlığınca hazırlandığını ve yürürlük aşamasına gelindiğini anlatan Aybar, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu sayede hükümetimizce sektöre ivme kazandıracak bir teşvik ile araç değişiminin desteklenmesi halinde önceki uygulamada karşılaşılan sorunların ortadan kalkması imkan dahiline girmiş olacaktır. Nitekim hazırlanan yönetmelik kapsamında kurulacak olan geri dönüşüm merkezlerine kaydı silinecek olan araçların teslimi ile yasal olmayan tasarruflar da önlenmiş olacak ve sektörümüzün gelişmesi ve devamlılığı yönünde çok önemli bir adım atılacaktır.

-''ESKİ ARAÇLARA İLİŞKİN GEREKLİ DEĞERLENDİRME SÜRATLE YAPILMALI''-

Bugün itibarıyla ülkemizde 2 milyon 158 bin adedi binek olmak üzere toplam 2 milyon 963 bin adet 16 yaş ve üzeri trafikte olan araç bulunuyor. Gerek çevre koruma düşünceleri gerekse sektörümüzün ileriye dönük çağdaş teknolojik atılımları için olduğu kadar, sektörün girdiği dar boğazdan çıkış için de hükümetimizce eski araçlara ilişkin gerekli değerlendirmenin vakit geçirmeden yapılması araç parkının yenilenmesinin teşvik edilmesi zorunluluk arz etmektedir.''
Aybar, AB ülkelerindeki uygulamalara benzer bir hurda teşviki uygulamasının yapılması durumunda iç pazarın genişleyeceğini ve büyümesinin sağlanacağı dile getirerek, araç yenileme potansiyeline ilave talep artışıyla vergi gelirlerinde, araç satın alma ve genç motorlu araçların yüksek yıllık motorlu taşıtlar vergileri ile kamu maliyesine ilave katkıların sağlanacağını ifade etti.
Bu ilave talep artışı vasıtasıyla ana ve yan sanayide üretim artışı ve fabrikalardaki istihdamın da korunmasının sağlanmış olacağını dile getiren Aybar, ''Hurdaya çıkan araçların geri dönüşüm bertaraf sektörleri gelişecek, ekonomiye ek dönüşümle vergi çalışma alanı, ekonomik ham madde girişi kaynakları yaratılacaktır. En önemlisi ekolojik dengeyi bozan, havayı kirleten eski araçlar azaltılarak, Kyoto Protokolünü imzalayarak taraf olan ülkemizde çevre kalitesinin arttırılmasına büyük katkı sağlanacaktır'' diye konuştu.
İbrahim Aybar, 30 Eylül 2009 tarihinde sona erecek ikinci ÖTV indirimi sonrasına yönelik hükümetin sektöre desteğinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, Türk ekonomisinin lokomotifi olan otomotiv sektöründe hükümetin desteği ile iki basamaklı uygulanan vergi indiriminin, 2009 yılında krizin etkilerini azalttığını ancak 2010 yılı talebini de teşvikler sayesinde öne çektiğini söyledi.

-''2010 YILI, SEKTÖR İÇİN KRİTİK BİR YIL''-

Bu nedenle 2010 yılının kritik bir yıl olduğunu savunan Aybar, otomotiv sektörüne herhangi bir destekleyici tedbir açıklanmadığı takdirde 2010 yılında satışların doğal olarak düşeceğini belirtti.
Aybar, Türkiye'de yaşlı otomobillere uygulanacak sürekli bir vergi ve maliyet avantajının önemli bir adım olacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
''Başta Almanya olmak üzere, İngiltere, İspanya ve İtalya'da sektöre verilen bu tür teşvikleri takiben elde edilen olumlu sonuçlar somut birer örnektir. Almanya'da, Ağustos 2009 rakamlarına göre büyüme yüzde 28,4 oranında devam etmiştir. İtalya'da yüzde 8,5 pazar büyümesi gerçekleştiği gibi, yıl başından beri uzun süredir ciddi pazar daralması yaşayan İngiltere'de bile mayıs 2009'da uygulamaya konulan eski araçların yenileriyle değiştirilmesine yönelik teşvik, İngiltere pazarını Ağustos ayında yüzde 6 oranında büyütmüştür.''

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Ekonomi