KTÜ eğitim ve öğretime başladı

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, kadro sorunu, mali bütçelerdeki yetersizlik ve sınırlı olanakların üniversitelerin beklenen düzeyde gelişmesine engel olduğunu söyledi. KTÜ 2008-2009 Eğitim Öğretim Yılı 46. Açılış Töreni

KTÜ eğitim ve öğretime başladı

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, kadro sorunu, mali bütçelerdeki yetersizlik ve sınırlı olanakların üniversitelerin beklenen düzeyde gelişmesine engel olduğunu söyledi.

KTÜ 2008-2009 Eğitim Öğretim Yılı 46. Açılış Töreni bugün Osman Turan Kültür ve Kongre Salonu'nda yapıldı. Törene Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Vali Nuri Okutan, Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, öğretim üyeleri ve davetliler katıldı. Törende konuşan KTÜ Rektörü İbrahim Özen, 2004 yılından bu yana sürdürdüğü rektörlük görevine 5 Ağustos 2008 tarihinde yeniden atandığını hatırlattı. Törene katılan öğretim üyelerine ve kendisine destek olan herkese teşekkür eden Özen “Sizlerin tercihi olmak benim için tarifsiz bir mutluluk ve onur kaynağıdır. Bu zamana dek olduğu gibi sizlerin teveccühüne layık olmak ve bu kurumun yücelmesi ve gelişmesi için daha çok gayret göstereceğimi bilmenizi isterim. Yine sizlerle birlikte, artan coşku ve heyecanımızla ülkemizin en köklü ve en seçkin üniversitelerinden biri olan üniversitemizi hep birlikte bulunduğu noktadan daha yükseklere taşıyacak ve yücelteceğiz” dedi.

6 il üzerinde, geniş bir coğrafyada 1955 yılında kurulan ve 1963'te eğitim-öğretime başlayan KTÜ, özellikle son iki yılda kurulan yeni üniversiteler sonucunda sadece Trabzon'da eğitim-öğretim faaliyeti yürüten bir yükseköğretim kurumuna dönüştüğünü kaydeden İbrahim Özen “Önce Rize, Giresun, Ordu sonra Artvin Çoruh Üniversitesi kurulmuş, yakın zamanda da Gümüşhane Üniversitesi kurularak Üniversitemiz bünyesinden 5 yeni üniversite doğmuştur. Bugün artık anaç üniversite vasfından hami üniversite konumuna gelmiştir. Kurulma aşamasında olan Doğu Karadeniz ve İpekyolu üniversitelerine hami üniversite olarak imza atmış ve Trabzon'da 2 vakıf üniversitesi kurulmasının önünü açarak destek vermiştir. Her ilin üniversiteye kavuşma arzusunu, bulunduğu ilin sosyo-kültürel ve ekonomik gelişimine katkısı düşünüldüğünde önemsiyor, destekliyoruz ve bunu KTÜ'nün dikey büyümesi adına bir fırsat olarak görüyoruz. Ancak yüksek öğretim, alt yapısından personeline kadar büyük sorumluluk ve hassasiyet isteyen pahalı ve zahmetli bir uğraştır. Bu nedenle yeterli kadroyu ve alt yapıyı oluşturmadan ve belirli bir gelişmişlik düzeyine erişilmemiş yörelerde atılan adımlar istenmeyen sonuçlara yol açabilir ve yüksek öğrenimden beklenen çıktılara erişilmesinde zorluklar doğurabilir” diye konuştu.

"ÜNİVERSİTELER İKİ DAR BOĞAZDAN GEÇİYOR"
Rektör İbrahim Özen, Türkiye'de üniversitelerin iki dar boğazdan geçtiğini ifade ederek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu dar boğazlar üniversitelerin beklenen düzeyde gelişimine engel olmaktadır. Bunlardan birincisi kadro sorunudur. İstenilen nitelikte ve sayıda öğretim elemanının yetiştirilerek üniversitelere kazandırılması ve araştırma geliştirmenin yapılabilmesi için yeterli sayıda kadro gereksinimine ihtiyaç vardır. İkinci dar boğaz ise üniversitelerin mali bütçelerindeki yetersizlikler ve sınırlı olanaklardır. Bu yıl yapılan öğrenci kontenjanlarındaki artışa paralel olarak üniversite bütçelerinde yeterli bütçe artışının sağlanamaması, eğitim-öğretim kalitesinde düşmelere yol açabilir. Üniversitelerde çalışan akademik ve idari personelin ekonomik beklentilerine cevap verebilecek bir ücret politikasının acilen düzenlenmesi gerekli hale gelmiştir. Üniversitemizin 14 fakültesi, 3 enstitüsü, 1 devlet konservatuvarı, 3 yüksek okulu, 7 meslek yüksek okulu mevcuttur. Öğretim üyelerimizin 231'i profesör, 120'si doçent, 327'si ise yardımcı doçenttir. Toplam 678'i öğretim üyesi olmak üzere bin 800 akademik ve bin 600 idari personelimiz mevcuttur.”

Öğrenci sayıları hakkında da bilgi veren Rektör İbrahim Özen “Öğrenci sayımız bu yıl kaydı yapılan 10 bin 450 öğrenci ile 38 binlere ulaşmıştır. İki yıl evvel öğrencilerimizin yüzde 76'sı Trabzon dışı kökenliydi. Geçen yıl bu oran yüzde 81'e çıkmıştır. Trabzon dışından gelen öğrenci sayısındaki bu artış Trabzon'a ekonomik girdinin yükselmesi anlamına gelir ki bu sevindirici bir gelişmedir. Mezunlarımızın sayısı da 122 binleri aşmış olup, çeşitli üst düzey görevlerde sorumluluk alan bu mezunlarımızla gurur duymaktayız” dedi.

KAFKASYA SORUNU'NA BAKIŞ
Rektör İbrahim Özen, geçtiğimiz aylarda yaşanan Kafkasya Sorunu'na da dikkat çekerek şunları söyledi:
“Rusya batı dünyasının, Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden Orta Asya'ya açtığı ulaştırma ve enerji koridoruna razı değildir. Eskiden olduğu gibi enerji kaynaklarının mutlak kontrolü peşindedir. Azerbaycan ve Gürcistan'ın NATO ve AB'ye girmesiyle Rusya hem Ermenistan hem Hazar Havzası ve hem de Orta Asya'nın enerji kaynakları üzerindeki mutlak kontrolünü kaybedecektir. Gürcistan, Acarya, Abhazya ve Güney Osteya ile coğrafi bütünlüğünü sağlayarak NATO ve AB'ne üye olmak istemekte ve bu yolla Rusya'nın egemenlik alanından kurtulmayı amaçlamaktadır. Buna karşılık Abhazya ve Osetya sorunları sürerken Gürcistan'ın üye olmasında güçlüklerin olduğu da şüphesizdir. Batı dünyası hem Rusya'yı uluslararası camiada saldırgan konumunda bırakmak, hem de daha küçük bir Gürcistan'ı ve Azerbaycan'ı NATO ve AB alanına kazandırarak enerji kaynaklarının kontrolünü hedeflemektedir. Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden İran'ın NATO eksenli olarak çevrelenmesi, İran'ın ulusal çıkarlarına ters düştüğü için; İran Rusya yanlısı bir yol izlemektedir. Güvenlik çıkarları Rusya'da, ekonomik ve politik geleceği Amerika güdümünde olan Ermenistan şaşkın vaziyettedir. Kulağının biri Rusya'da diğeri Amerika'dadır. Gürcistan'ın toprak bütünlüğüne vereceği destek, kendisini de Karabağ sorununda zor durumda bırakacaktır. Şanghay İşbirliği Örgütü'nün önemli bir üyesi olan Çin'in ekonomik geleceği geniş ölçüde Amerika ve Avrupa Birliği'ne bağlı olduğu için örgüt Rusya'ya açıkça destek vermekten kaçınmaktadır. Ülkemiz için ise Türkiye'yi Türk Cumhuriyetlere bağlayan en güvenilir hat, Gürcistan-Azerbaycan koridorudur. Bu nedenle Türkiye, Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü savunacaktır. Ancak enerji sektöründeki Rusya ve İran'a bağımlılık ve de özellikle Trabzon üzerinden gerçekleşen dış ticaretteki ekonomik bağların sıklığı nedeniyle ülkemizin de açıkça bir karşı tavır göstermesi de pek mümkün değildir. Montrö sözleşmesine sıkı sıkıya bağlı kalınarak, Karadeniz'deki Amerika etkinliği sınırlı tutulurken petrol ve doğalgaz boru hatlarında ve demiryolu ulaşımında ülke çıkarları göz önünden uzak tutulmamalıdır. Büyük önder Atatürk'ün yurtta barış dünyada barış ilkesi çerçevesinde ve Kafkasya Ortak Ekonomi Alanı girişimleriyle ülkelerarası dostluk ilişkileri pekiştirilmelidir.”

ULUSLARARASI EKONOMİK KRİZ DEĞERLENDİRMESİ
ABD'de şu anda yaşanmakta olan finansal krizin tüm dünyayı etkileyeceğini de hatırlatan Özen, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Derinliği ve yaygınlığı itibarıyla 1929 yılında yaşanan ABD kaynaklı Dünya Ekonomik Krizi'nden sonraki en ciddi krizdir. Bu krizi global kapitalizmin doğurduğunu akılda tutarak şu yorumları getirmek mümkündür: Kriz ülkemizi doğrudan etkilemeyecektir. Çünkü Türkiye'nin dış ticaretindeki Amerikan payı belirleyici değildir. Kriz AB ülkelerini ve Rusya'yı etkisi altına aldığında dolaylı olarak ülkemize yansımaları olacaktır. Çünkü bu ülkelerle ekonomik bağlantılarımız daha yüksek orandadır. Kriz Rusya ekonomisini vurduğunda, Trabzon ihracatı bu durumdan olumsuz yönde etkilenecektir ki ekonomik ilişkilerde oluşabilecek gerilemeleri bu nedenle sadece Osetya sorununa bağlamak akılcı olmaz. Ülkemiz finans sistemi 2001 krizinden sonra sayın Kemal Derviş tarafından yeniden yapılandırılmıştır. 2001'den bu yana uygulanan istikrarlı ekonomi politikaları sonucunda dünya ülkeleriyle mukayese edildiğinde ülkemiz ekonomisinin karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğunu da söyleyebiliriz. Bununla birlikte dolar cinsinden kazanmayan fakat dolar cinsinden borçlanan özel sektör mensuplarının risk altında kalacağı bir gerçektir. Ekonomik kriz global kapitalizmden kaynaklandığı için, krizin asgari zararla atlatılması için çeşitli uluslararası girişimler yapılmalı ve yapılacaktır. Ekonomik önlemlerin gecikilmeden zamanında alınması, ekonomik krizin geniş toplum kesimlerindeki olumsuz etkilerini minimalize edecektir.”

Öte yandan törende Polonya'da bir süre önce düzenlenen Üniversitelerarası Karate Şampiyonası'nda şampiyon olan Fatih Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenliği öğrencileri Mehmet ve Emrah Uygur kardeşlere çeşitli hediyeler verildi. Hediyelerini alan kardeşler madalyasını Bakan Faruk Nafiz Özak'a hediye etti.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Eğitim