Fındık fiyatları ne kadar? En güncel fındık fiyatları- 17 Ağustos

Fındık fiyatları yeni sezona ne kadardan giriş yaptı ve son durum nedir? Detaylar burada

Fındık fiyatları ne kadar? En güncel fındık fiyatları- 17 Ağustos

Türkiye'de her yaz dönemi büyük emeklerle toplanan ve yaklaşık 2 Milyon insanın geçim kaynağı olan fındık fiyatları ile geçen sezon üreticiyi oldukça üzmüştü. Yıl boyunca düşük ilerleyen rakamlar 7 TL'yi bile görerek isyan noktasına getirmişti. Bu yıl ise durum biraz daha farklı olacak. Özellikle Trabzon ve çevresinde bahçelerde yaşanan küllenme ve küf ürüne büyük darbe vurdu. Yok denecek kadar azalan ürün nedeniyle fındık fiyatının bu yıl daha yüksek olması bekleniyor. İlk açıklanan rakamlarda ise fındık fiyatları 11 - 12 TL bandında ilerliyor. Ancak yetkililerin ifadelerine göre rekoltenin düşük olması beklendiği için bu rakam en az 15 TL'yi bulacak.

Yetkililer geçen yıl emanete verme hatasını bu yıl üreticinin tekrar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

GÜNCEL FINDIK FİYATLARI

Şube En düşük En yüksek
Akçakoca 11,50 TL 12,00 TL
Çarşamba 11,50 TL 12,00 TL
Düzce 11,50 TL 12,00 TL
Fatsa 11,75 TL 12,25 TL
Gi̇resun 12,00 TL 12,50 TL
Ordu 11,50 TL 12,00 TL
Sakarya 11,50 TL 12,00 TL
Samsun 11,50 TL 12,00 TL
Terme 11,50 TL 12,00 TL
Trabzon 11,75 TL 12,25 TL
Ünye 11,75 TL 12,25 TL
Zonguldak 11,50 TL 12,00 TL

İşte yapılan son açıklamalar;

"Hem ekonomiye hem sağlığa yararlı"

TÜBİTAK Marmara Merkezi Beslenme ve Gıda Teknolojisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Pala ve ekibi ‘Fındık ve Fındık Yağının sağlık açısından değerlendirilmesi’ projesi kapsamında bir araştırma yaparak sonuçlarını açıkladılar. Prof. Dr. Pala, fındık ve fındık yağının ulusal ekonomiye 1 milyar doları aşkın katkı sağladığını ve onun yanında besleyici özellikleri ile fındığın en önemli besinlerden biri olduğunu söyledi.

Fındığın kalp ve damar hastalıklarına faydalı olduğunu belirten Pala, “Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, Enerji değeri 639 kcal/100 gram olan fındığın protein içeriği yüzde 8.2 olarak bulunmuştur. Bu değer bitkisel kaynaklı proteinler için önemli sayılmaktadır. İncelenen fındık çeşitlerinde ortalama yağ oranı yüzde 62.7 olarak saptanmıştır. Bu yağın, yağ asitleri bileşimin yüzde 82 sini oleik asit oluşturmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda fındıkta çok yüksek düzeylerde bulunan tek çift bağlı doymamış yağ asidi oleik asidin kanda kolesterol yükselmesini önlediği ve böylece kalp-damar hastalıklarına karşı korucu etki gösterdiği bilinmektedir. Fındığın ve fındık yağının bu açıdan önemi Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletinde yapılan 6 yıl süreli bir araştırma ile de belirlenmiştir. Bu çalışmaya göre günde en az bir kere fındık yiyen veya fındık yağı kullanan bir insanın, hiç fındık yağı kullanmayan insana göre enfarktüs yani atar damar tıkanmasından ölme riski yarı yarıya azalmaktadır” dedi.

“TÜRK ÇOCUKLARININ YÜZDE 90’NI B2, YÜZDE 84’ÜNÜN DE B6 VİTAMİN YÖNÜNDEN YETERSİZ BESLENDİKLERİ GÖZLENMİŞTİR”

Fındık ve fındık yağının çocuklar üzerinde besleyici olduğundan bahseden Pala, “Fındık ve fındık yağı vücutta karbonhidrat protein ve yağ metabolizmasında düzenleyici olarak görev yapan bazı B gurubu vitaminler için önemli bir kaynaktır. B1 ve B2 vitaminleri için iyi, B6 vitamini içinse çok iyi kaynak olduğu saptanmıştır TÜBİTAK tarafından ülke çapında 960 okul çocuğuyla yapılan bir tarama çalışmasında Türk çocuklarının yüzde 90’nı B2, yüzde 84’ünün de B6 vitamin yönünden yetersiz beslendikleri gözlenmiştir. Kan yapımı ve ruhsal sağlık açısından gerekli olan B2 ve B6 vitaminleri fındık ve fındık yağında önemli düzeylerde bulunduğundan bu besinin her gün düzenli olarak tüketilmesi ülkemiz çocuklarının iki ana beslenme sorununa pratik bir çözüm olarak düşünülmektedir. Fındık ve fındık yağı E vitaminin bilinen en iyi kaynağıdır. Bu vitaminin kalp ve diğer kasların sağlığı ve üreme sisteminin normal çalışması için gereklidir. Alyuvarların parçalanmasını önleyerek yine ülkemizde yaygın olan kansızlığa karşı koruyucu etki oluşmasını önleyerek veya oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek kanser hastalığına karşı korumasıdır. Fındıkta ve fındık yağında E vitamini yüksek, çok çift bağlı doymamış yağ asidinin az olması vücutta özellikle kalp dokularındaki hücrelerin korunmasını sağlamaktadır” ifadelerini kulandı. “Fındık ve fındık yağının kemiklerin ve dişlerin yapımı için gerekli olan en iyi kaynaklarında birisidir” diyen Pala, ”Kalsiyum kan yapımında görev alan demir büyüme ve cinsiyet hormonlarının gelişmesinde rol oynayan çinko için en iyi kaynaklarında birisidir. Ayrıca sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun çalışması için gerekli olan potasyumda zengindir. İşte bu yüzden fındığın ve fındık yağının insan yaşamında değerli bir yeri olduğu görülmektedir” şeklinde konuştu.


Fındığın dünya üzerinde 36-41 enlemlerinde yetişebilen ve kendine özgü iklime ihtiyaç duyan bitki olduğunu ifade eden Pala, “Kıyılardan en çok 30 km içerlerde ve yüksekliği 750-Bin 800 m yi geçmeyen yerlerde yetiştirilir. Dünyada en önemli fındık dikim bölgeleri Türkiye, İtalya ve Amerika kıtasındadır. Fındık dikimine ve yetiştirilmesine en uncun koşullara sahip ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Türkiye fındık rekoltesinin hemen hemen tamamına yakın bölümünü en uygun toprak ve iklim koşullarına sahip Karadeniz Bölgemizden elde edilir. Bugün ülkemizde başta doğu kesimleri olmak üzere tüm Karadeniz yöresinde 300 bine yakın aile yaklaşık 600 bin hektar alanda fındık yetiştiriciliği yapmakta ve yine yaklaşık 8 milyon kişi doğrudan veya dolaylı olarak geçimini Fındık tarımından sağlamaktadır” diye konuştu. E vitamininin bilinen en iyi kaynağı fındık yağı olduğuna dikkat çeken Pala, “Bu vitamin kalp ve diğer kasların sağlığı ve üreme sisteminin normal çalışması için gereklidir. Alyuvarların Parçalanmasını önleyerek kansızlığa karşı koruyucu etki yapmaktadır. E vitaminin son yıllar da ortaya konan bir başka özelliği de kanser yapıcı etmenlerin oluşmasını önleyerek veya oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek bu korkunç hastalığa karşı vücudu korumasıdır. Görülüyor ki içerdiği zengin vitamin yapısıyla fındık yağı, kalp damar hastalıkları ve kansere karşı da koruyucu etkiye sahiptir" şeklinde konuştu.  1986 Yılı Çernobil Nükleer patlamasından en çok etkilenen bölgelerden birincisinin Trakya, ikincisinin ise Doğu Karadeniz Bölgesi olduğunu hatırlatan Pala, açıklamalarına şöyle devam etti:  “1968 yılında Türkiye Atom Enerji Kurumunca yapılan tetkiklerde de diğer illerde örneğin Bursa'da kanserli hasta oranı binde iki iken Karadeniz Bölgemizde bu oran on binde bir olarak belirlenmiştir, bu durumda fındığın kansere karşı koruyucu etki yaptığını göstermektedir. Bileşimdeki minarelerle gelince fındık yağı kemiklerin ve dişlerin güçlenmesi için gerekli olan kalsiyum kan yapımında görev alan demir büyüme ve cinsiyet hormonlarının gelişimde rol oynayan çinko için en iyi bitkisel kaynaktır. Ayrıca sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun çalışması için gerekli olan potasyumca zengindir. Bu açıdan da bakıldığında fındık yağı sağlıklı yaşamda yeri olan değerli bir yağ olduğu görülmektedir.”

ORDU

CHP Ordu İl Başkanı Atila Şahin, fındık fiyatlarının bir türlü istenilen seviyeye gelmemesi üzerine üreticilere çağrı yaparak, “Fındıklarını emanete bırakmasınlar. İhtiyaçları kadar satsınlar” dedi. 
2015 sezonunun üreticiler açısından verimli geçmediğini, fındık sektöründe bilinçli dalgalanmalar yaşandığını, fındık piyasasını kontrol eden güçlerin istedikleri fiyattan fındık alım satımı yaptığını belirten CHP Ordu İl Başkanı Atila Şahin, üreticinin emeğinin sömürüldüğünü ve alın terinin heba edildiğini belirtti. Fındığın tekelci piyasanın insafına bırakıldığını savunan Şahin, “Oynanan oyunlar sonucunda başta üretici ve esnaf olmak üzere mağdur olmayan kimse kalmadı. Doğrudan iç piyasanın belirleyicisi konumuna gelmiş olan birkaç yabancı şirketin kazancı uğruna, ülkemize en çok döviz kazandıran tarım ürünü olan fındığa sahip çıkılmadı. Devletin müdahil olması gerektiği konusunda yapılan tüm uyarılarımıza iktidar sahipleri kulaklarını tıkadı. Ve bu tutum sonucunda Ordu ili de, Karadeniz Bölgesi de, ülkemiz ekonomisi de kaybetti” diye konuştu. Bu yılki rekoltenin çok düşük olduğuna dikkat çeken Şahin, “Şu anda tüccarlar üreticinin elindeki fındığı almak için kapılarına arabalar gönderiyorlar. Fındığın yaş yada kuru olduğuna bile bakmıyorlar. Peki fiyatlar niye artmıyor? Fındığın fiyatı hala 10-11 TL seviyelerinde olmasının sebebi nedir? Bu işten ne üretici ne de tüketici karlı çıkıyor. Çünkü üretici ucuza satıyor, tüketici ise pahalı yiyor. Aradaki bu para kimin cebine gidiyor? Aradaki fark ne yazık ki birkaç yabancı şirketin cebine giriyor. Fındık üzerinde oyun oynanıyor” açıklamasında bulundu.

“Üreticiler emanete fındık bırakmasın”
Şahin, şöyle devam etti: “2014 yılında don afetine uğrayan fındık kadar bir üretim gerçekleşecek bu sene. 2014 yılında fındık 20 liranın üstüne çıkmıştı. Peki, şimdi fiyat niye yükselmiyor. İktidara buradan bir kez daha sesleniyorum. 2016 fındığını da heba etmeyiniz. Üreticiyi perişan etmeyiniz. Fındığımızı, üreticimizin alın terini birkaç yabancı şirkete peşkeş çekmeyiniz. Bin bir zahmetle üretilen fındığımızı gerçek değerine ulaştıralım. Fındığa devletin müdahalesi şart olmuştur. Bu aşamada Fiskobirlik devreye sokulmalıdır. Biz sonuna kadar, üreticimizin hakkını ve hukukunu korumaya devam edeceğiz. Geçen sene üreticimiz üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Fındığını pazara indirmedi. Ancak bunca kumpastan sonra mağdur oldu. Üreticilerimize buradan bir kez daha sesleniyoruz. Fındıklarını emanete bırakmasınlar. İhtiyaçları kadar satsınlar. Hükümetin temsilcilerine sesleniyorum. Bu oyunu bozacak olanlar sizsiniz. Piyasayı kontrol edici mekanizmaları oluşturun. Fındık üreticisine kumpas kuranların oyunlarını boşa çıkarın. Bunu her yıl ülkemize 3 milyar dolar döviz getirisi sağlayan fındık üreticisine borçlusunuz. Bu gelir devletin kasasına girdiğinde üretici ve esnafımız bundan yararlanacak, aksi halde birkaç tane büyük fındık alıcısı bu durumdan karlı çıkacaktır. Geçen sene mağdur olan üreticimizi bu sene mağdur etmemek için gerekli önlemler alınmalı aksi taktirde gerek üreticimiz ve esnafımız dolayısıyla bölge ekonomimiz bundan büyük zarar görecektir.”
findik-fiyatlari-003.jpg

ORDU

Ordu’nun Fatsa ilçesinde 2016 yılı fındık hasat döneminde sona yaklaşılırken, Fatsa Ticaret Borsası(FATBO) sezonun ilk fiyatını açıkladı. Fatsa Ticaret Borsası Başkanı Ali Feyzi, borsa binasında yaptığı basın açıklamasında 2016 yılı 50 randımanlı fındığın fiyatını 11.50 TL olarak açıkladı. FATBO Başkanı Ali Feyzi konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “2016 yılı fındık sezonu hayırlı olsun. Fındık fiyatlarını Fatsa Ticaret Borsası olarak belirledik. Artık piyasada şaibe kalmadı. Borsamızın fiyatları tüm esnaflarımız ve üreticilerimize verdiğimiz gerçek fiyattır. Fiyatla ilgili spekülasyonlar bugünden sonra olmayacaktır. Bu verilen fiyatların dışındaki rakamlara itibar etmemeliyiz. Borsamızın fiyatına her zaman itibar etsinler üreticilerimiz” dedi. 2016 yılında eski fındıkla ilgili sorunların olduğun belirten Feyzi, “2015 yılından kalan eski fındık halen üreticilerimizin elinde var. bizlere uygulanan bir uygulama var ihracatçılar tarafından. Eski fındığı yeni fındığı oranla 1 TL aşağıdan alıyorlar. Fındık tüccarı arkadaşlarımızda üreticilerden eski fındığı 1 TL eksiğe alacaklar. Üreticilerimizi bu konuda bilgilendirmek istiyorum. Bu fiyat farkı bizim esnafımızdan kaynaklanan fındık farkı değildir. Esnafımızla, üreticimiz karşı karşıya gelmesin. Bu farkı fındığın ihracatçıların uyguladığı bir durum olduğunu belirtmek istiyorum” diye konuştu. 

GİRESUN

Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından açıklanan fındıkta 468 bin ton rekoltenin çok daha altında bir rekolte beklendiğini belirterek, "Fındık üreticisi büyük bir ürün kaybıyla karşı karşıya. Geçen yıla oranla 10’da bir oranında ürün bulunuyor" dedi.

1 Ağustos’tan itibaren hasada başlayan üreticilerin bahçede fındık arar olduğunu kaydeden Karan, "Üretici soğlama yapar gibi fındık toplamaya çalışıyor. Fındıkta hasat çok kısa sürdü, çuvala giren fındık emek dahi korumadı. Üreticilerimiz bu yıl fındık olmadığını ifade etmektedir. Çok kötü bir hasat dönemi geçirdiklerini belirten üreticilerimiz, geçen yıl en az bir ton fındık topladıkları bahçelerde bu yıl 100 kilonun altında fındık çıktığını söylemektedir. Haziran ayının sona kadar görülen fındıktan eser kalmadığını aktaran üreticilerimiz, ürünün buharlaşıp kayıp olduğunu, bu yıl harmanların boş kaldığını kaydetmekte. Şu günlerde fındık harmanları dolup taşması gerekirken çimen bağladığını söyleyen üreticilerimiz ‘bu yıl biz fındığa, fındık bize hasret’ diyor" ifadelerini kullandı.

“Olmayan fındıkta fiyat beklentisi büyük”
Birçok üreticinin erkenden hasadını tamamlayarak olan fındığını çuvalladığını vurgulayan Karan, “Pazara bir kilo fındık inmiyor. Fındıkta bu yıl fiyat beklentisi çok büyük. Şu anda 12 lira civarında işlem gören fındık fiyatına kimse kulak dahi vermek istemiyor. Üretici bu fiyatı beğenmiyor. Şimdiden telaffuz edilen rakamlar oldukça yüksek diyebiliriz. Üretici bu yıl az olan ürünün iyi bir fiyattan paraya çevirmek istiyor. Zaten başka türlü de maliyetini dahi karşılayacak gibi görünmüyor. Bazı kesimler tarafından fındık fiyatlarının 15 lirayı çok rahat göreceği, bunun üzerindeki rakamları hiç kimsenin kestiremeyeceğini ifade edilmeye başlanıldı. Bu sezon rakamları üretici kendi belirleyecek çünkü güç onların elinde. Bir kilo fındık altın kadar değerli” şeklinde konuştu.

“Tekelci firmalar fındık fiyatında baskı oluşturma peşinde”
Tekelci firmaların fındık manavlarına baskı yaparak fiyatın çıkmasını engellemeye çalıştıklarını belirten Karan, “Ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar baskı kurmaya çalışırlarsa çalışsınlar. Sezon başında dillendirdikleri onlara göre 150 bin ton bize göre yarısı kadar var veya yok olan geçen sezondan stok iki aylık ihtiyaçlarına yetmez. Üretici geçen yıldan boyunu ölçüsünü aldı. Şuna inanıyoruz ki, çok acil ihtiyacı olmayanlar hariç, üreticinin kafasındaki fiyat oluşmadan ne pazara ne bir kilo fındık iner, nede bir kilo fındık emanete bırakılır” diye konuştu

“Rekolte tespiti Temmuz ayında yapılmalıdır”
“Bundan sonraki yıllarda rekolte tespit çalışmasının Temmuz ayında yapılması gerekir” diyen Karan, “Mevsimsel değişiklikler ve son birkaç yıldır ürünümüze musallat olan küllenme hastalığı rekolte tespitinde yanılmalara neden olmaktadır. Bu yıl Haziran ayında yapılan rekolte tespitinden örnek verecek olursak, yapılan tespitin ardından fındıkta büyük dökülme meydana geldi. Rekolte tespitinin en sağlıklı bir şekilde yapılması için bundan sonraki yıllarda Temmuz ayını öneriyoruz. Çünkü küllenme hastalığı fındıkta kayıplara yol açmakta ve hastalığa bağlı olarak en fazla dökülme Haziran ayında gözükmektedir” dedi. 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler