Karadeniz hala keşfedilmedi

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Gelişli, Türkiye'nin petrol bulunabilecek sahalarının yeterince aranmadığını, Karadeniz ve Ege Denizinin petrol potansiyellerinin henüz tespit edilmediğini söyl

Karadeniz hala keşfedilmedi

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Gelişli, Türkiye'nin petrol bulunabilecek sahalarının yeterince aranmadığını, Karadeniz ve Ege Denizinin petrol potansiyellerinin henüz tespit edilmediğini söyledi.

Prof. Dr. Gelişli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm dünyada, birincil enerji kaynakları arasında ilk sırada yer alan fosil yakıtlardan petrolün, stratejik konumunu uzun yıllar daha sürdürmesinin beklendiğini belirtti.

Türkiye'nin üretilebilir petrol rezervinin 300 milyon varil, doğal gaz rezervinin ise 6,2 milyar metreküp kadar olduğunu vurgulayan Gelişli, ''Bu verilere göre hidrokarbon kaynakları bakımından fakir bir ülkeyiz. Yıllık petrol üretimimiz iki milyon tonun biraz üzerinde. Toplam enerji ihtiyacımızın büyük bir kısmını ithalatla karşılıyoruz. Enerjide dışa bağımlıyız ve bu da ekonomimizi olumsuz etkiliyor'' dedi.

Türkiye'de petrol araştırmalarının ilk olarak 1933 yılında özel bir kanunla oluşturulan Petrol Arama İdaresine verildiğini anımsatan Prof. Dr. Gelişli, şöyle devam etti:

''Bu teşkilat 1935 yılından itibaren Maden Teknik Arama Enstitüsünün bir kolu olarak çalışmalarına devam etti. 1954 yılında milli petrol şirketi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) kurularak, petrol arama faaliyetleri bu kuruma bırakıldı. TPAO bugüne kadar petrol bulduğu 1000'in üzerinde kuyuyu aktif halde tuttu. Ancak kapanların küçük olmasından dolayı yurt içi üretimin günlük yaklaşık 30 bin varil civarında oldu.

Petrol arama çalışmalarında ülkemizin jeolojisinden kaynaklanan zorluklar var. Petrol havzalarda bulunur. Türkiye toprakları tektonik hareketlere maruz kalmış, aktif bir fay kuşağındadır. Çok büyük jeolojik hareketlilik büyük yapısal kapanların oluşmasına imkan vermez. Tektonik faaliyetler petrol kapanlarını bozar, dağıtır. Türkiye komşularına göre rakım olarak daha yüksektedir. Ayrıca, bizim sahalarımız ağır petrol içermektedir. Petrol imkanları yüzde 10 ihtimalinin altındadır. Ülkemizin kara ve denizlerinde petrol arama maliyetleri diğer ülkelere göre yüksektir. Türkiye'de ham petrol üretiminin varil maliyeti dünyada üretim yapılan diğer bölgelere göre daha yüksektir.''

 

Türkiye'nin petrol bulunabilecek sahalarının yeterince aranmadığını vurgulayan Gelişli, ''Karadeniz ve Ege Denizinin petrol potansiyelleri henüz tespit edilmemiştir. Halen petrol çıkarılan bölgelerde derin yataklarda arama yapılmamıştır. Topraklarımızda bugüne kadar arama çalışmaları ağırlıklı olarak Trakya ve Türkiye'nin güney doğusunda yapılmıştır. Örneğin Ege Bölgesinin petrol potansiyeli tam olarak ortaya konulmamıştır'' dedi.

     -''KARADENİZ UMUTLU BİR SAHA''-

Karadeniz'in henüz yeterince aranmamış geniş bir saha olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gelişli, ''Sadece Akçakoca'da üretim yapılmakta. Karadeniz'de iki bin metre su derinliği var. Bu, aramalarda ilave bir maliyet ve risk demektir. Yapılan iki ve üç boyutlu sismik çalışmalar Karadeniz'in risk alınmasını değecek potansiyel bir saha olduğunu ortaya koyuyor. Karadeniz'de kara ve deniz alanlarında petrol bulunabilecek uygun yapılar olduğu anlaşılıyor.

TPAO ve BP ortaklığında Çayeli açıklarında yapılan bir araştırma sondajı boş çıkmıştı. Daha sonra yapılan bir sondaj daha boş çıktı, ancak, Karadeniz umutlu bir saha olduğu için petrol şirketleri, sondaj verilerini de kullanarak burada TPAO ile arama yapmak istiyor. Şu anda Sürmene açıklarında bir arama sondajı devam ediyor'' dedi.

Türkiye'nin petrol açısından yeterince aranmış bir ülke olmadığının altını çizen Gelişli, ''Ülkemizde bugüne kadar 3 binden biraz fazla kuyu açıldı. Oysa ABD'de bir yılda açılan kuyu sayısı neredeyse bu rakama denktir. Şimdiye kadar açılmış kuyuların 1100 tanesi arama kuyusudur. Bu kadar az veri ile 'Türkiye'de petrol yoktur' demek temelsizdir. Türkiye yeterince aranmamıştır, çok daha arama yapılmalıdır. Yeni teknikler ve takımlarla bazı bölgeler tekrar aranmalıdır'' diye konuştu.

Petrol aramanın çok ileri teknoloji gerektirdiğine işaret eden Gelişli, şunları söyledi:

''Üç bin metre yerin altını araştıran jeofizik ve jeoloji mühendislerinin işi çok zordur. Türkiye'de iyi jeoloji ve jeofizik mühendisleri yetişmektedir, ancak hala komşularımıza göre etkili petrol sondajı takımlarımız yetersizdir. Yerli yabancı şirketlerin arama faaliyetlerini artırmaları için yasal düzenlemeler yapılmalı, bu arada ülke menfaatlerinden de vazgeçilmemelidir. Yabancı arama yapsın diye ülke payı çok düşürülürse petrolün bizim topraklarımızdan çıkarılmış olmasının bir anlamı kalmaz.''

TPAO'nun yatırımlarında son yıllarda artış gözlendiğini de ifade eden Gelişli, ''Bunun sonucu olarak son yıllarda gerçekleştirilen toplam arama alanı miktarı ve sondaj uzunluğu giderek artmaktadır. Ülkemizde petrol oluşumuna ve toplanmasına uygun sahalar vardır. Bunların en önemlilerinden birisi Karadeniz'deki deniz alanıdır. Petrol bulmanın tek çaresi ileri jeolojik, jeofizik projelerden sonra mümkün olduğu kadar fazla sayıda sondaj yapmaktır. Aramalar jeoloji ve jeofizik olarak devam etmelidir'' dedi.  

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler