İLETİŞİM ÇAĞINDA TRABZON’A YAKIŞMIYOR!
Trabzon’da bazı belediye ve kamu kurumlarının internet sitelerini zaman zaman ziyaret ediyoruz. Fakat birçoğunun "güncelleme" yapmadığını, belirtilen kategorilerin boş olduğunu görüyoruz. İletişim çağını yaşadığımız şu dönemde bu ciddi bir eksiklik. Hatta bir adım daha ileri giderek "sorumsuzluk" olduğunu ifade edebiliriz.
Trabzon, eğer "kültür ve turizm kenti" olmak istiyorsa, kurumlarının bu konuda daha büyük bir hassasiyet içinde olması gerekiyor. Bırakın Türkçe’yi, birkaç yabancı dilde dahi kurumların sitelerinde açık ve net bilgileri aktarması gerekiyor.
Yurt içinden veya yurt dışından Trabzon’a gelecek olan turist, Trabzon’u gezmek için kapsamlı bir araştırma yapmak üzere öncelikle gezeceği yerlerin araştırmasını yapıyor. Gezmek istediği bir alan; ilgilendiği sanat eseri, tarihi eser, dere, göl, şelale, ırmak, müze, kilise, el sanatları ve benzeri birçok şey olabilir.
Bu araştırmayı yaparken girdiği bir kamu kurumu sitesinin açılmadığını veya açıldığında tıkladığı kategorinin boş olduğunu görünce hayal kırıklığı yaşayabilir. Dediğimiz gibi, yaşadığımız dönem iletişim çağı. İnsanlar bir tuşla bilgilerin önüne serilmesini istiyor.
"Kültür Başkenti" olmaya aday bir kentte özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının resmi internet sitelerini güncellemesi gerekiyor. Trabzon Valiliği, kent içinde bir genelge yayımlayarak kurumları uyarmalı ve gereğini yapmalıdır.

***
AKYAZI’DA MAÇ GÜNÜ KAOSU: SORUMLULUK ŞART!
Trabzonspor ile Eyüpspor arasında oynanan karşılaşmaya taraftarlar yoğun ilgi gösterdi. Stadyum içi taraftarlarla, dışı ise araçlarla dolup taştı.
Trabzonspor’un galibiyeti ile moral bulan taraftarlar, birkaç kendini bilmezin araçlarını gelişi güzel stad çevresine park etmesi yüzünden adeta sinir krizi geçirdi. Maç günlerinde Akyazı Stadyumu'nun çevresi adeta "ana-baba" gününe dönüşüyor.
Bir tarafta seyyar satıcılar, diğer tarafta park halindeki otomobiller…
Akyazı yolu üzerinde iki bazen üç sıra halinde park edilmiş araçlar, maç günlerinin bitmeyen çilesi hâline gelmiş durumda. Hele aracını gelişi güzel park edip maça yetişmeye çalışan vatandaşları anlamak mümkün değil.
Bu kendini bilmezler, aracını öyle kritik bir bölgeye park ediyor ki, yüzlerce aracın yolda kalmasına neden oluyor. “Hadi aracını yanlış park ettin, bari maç bitmeden birkaç dakika önce gel de taşıtını park ettiğin yerden al.” Bırakın erken gelmeyi, neredeyse en son gelen yine aynı kişi oluyor!
E tabi, bu kadar sorumsuzluğun sahibi olan birinden bu konuda “sorumluluk” beklemek “saflık” olur!
Sonra ne mi oluyor?
Vatandaş deliriyor, adeta cinnet geçiriyor! Yanlış park edilen araca “Allah ne verdiyse” tekme tokat giriyor!
Eyüpspor maçında da aynısı oldu…
Beklemekten usanan taraftarlar, yolu tıkayan aracı tekmeleyerek stres attılar!
Olacak iş mi Allah aşkına!
Sonra aracın sahibi geliyor, başlıyor kendisini bekleyen çileden çıkmış taraftarlarla tartışmaya. Kavga büyüyor, polis olaya müdahale ediyor, ortam yatıştırılıyor, sonra herkes dağılıp evinin yolunu tutuyor.
Yani bir kişinin sorumsuzluğu yüzünden galibiyetin neşesi, mutluluğu, sevinci öfkeye dönüşüyor…
Gerek var mı? Yok! Sadece biraz “sorumluluk sahibi” olmak kâfi.
O yüzden siz siz olun, aracınızı doğru ve nizami bir şekilde park edin… Yoksa sonuç belli!

***
ÇAVUŞOĞLU’NDAN TEPKİ: “GEMİYİ TERK ETTİN, ARTIK SUS!”
Trabzon İYİ Parti’de kongre süreci sürerken mevcut il başkanı Muhammet Erkan, şimdilik tek aday olarak öne çıkıyor.
Ancak geçtiğimiz haftalarda sosyal medyada dikkat çeken bir paylaşım yapıldı. Paylaşımın sahibi, İYİ Parti Trabzon teşkilatında önemli ağırlığı olan Oktay Çavuşoğlu’ydu. Çavuşoğlu, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Parti içinde mücadele edersin, derdini anlatırsın, fikir ortaya koyarsın. Olmazsa? İstifa eder yoluna bakarsın. Bu kadar basit. Çünkü nasıl üye olmak tek taraflı bir iradeyse, istifa da kişisel bir tercihtir ve buna herkes saygı duymak zorundadır.
Ama anlamadığım, asla da anlamayacağım bir kesim var: Partiden istifa etmiş, yani gemiyi kendi isteğiyle terk etmiş… Fakat hâlâ bordo pasaportlu tayfa gibi her tartışmanın altına atlıyor, her olumsuzlukta ‘ben demiştim’ diye ortaya çıkıyor, bir türlü sükûneti öğrenemiyor.
Madem ayrıldın, madem yolları ayırdın; o zaman susmayı da bileceksin. Sürekli arkadan konuşmak, eski yuvasına taş atmak ne siyasi duruşa sığar ne de insanlık onuruna.”
Parti içinde birleştirici çizgisiyle tanınan Çavuşoğlu’nun bu çıkışı, siyasi gözlemciler tarafından dikkat çekici ve manidar bulundu.

***
ATATÜRK’ÜN ADI PARİS’TE YENİDEN YAŞIYOR
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya’nın Atatürk hassasiyetini bilmeyen yoktur. Siyasi hayatının başlangıcında Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanlığı yapan Kaya, bugün de “ölümsüz Türk’ün adının geçtiği” her yere ayrı bir özen gösteriyor, adeta koşarak gidiyor.
Hafta sonu da bu hassasiyetin yeni bir örneği yaşandı. Paris Trabzonlular Derneği’nin daveti üzerine Fransa’ya giden Kaya, daha önce dernek tarafından Paris’te yaptırılan Atatürk büstünün açılış törenine katıldı. Bilindiği üzere söz konusu büst bir süre önce saldırıya uğramış, ardından dernek yönetimi tarafından kısa sürede yeniden yapılmıştı.
Ahmet Kaya’nın bu açılışa katılımı, yalnızca bir davete icabet değil; yurt dışında yaşayan Trabzonlular üzerinden Atatürk’ün mirasına sahip çıkma kararlılığının da sembolik bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Özellikle Avrupa’daki Türk diasporasının son dönemde artan kültürel baskılar ve provokatif saldırılar karşısında “yalnız olmadığı” mesajının verilmesi de siyasi açıdan dikkat çekici.

Kaynak:Haber61