Trabzonspor için namus mücadelesi veriyoruz

Avrupa’da da bu şike sürecinde çeşitli eylemler yapılıyor, bunu bırakmamak lazım. Ama mesela bazı köşe yazarları ‘herkesle kavgalı olan Trabzonspor’ diye bir cümle öğrenmişler. Şikede hakkını aramak kavga etmeyi gerektiriyor. ‘Herkesle namusu uğruna kavga

Trabzonspor için namus mücadelesi veriyoruz

Avrupa’da da bu şike sürecinde çeşitli eylemler yapılıyor, bunu bırakmamak lazım. Ama mesela bazı köşe yazarları ‘herkesle kavgalı olan Trabzonspor’ diye bir cümle öğrenmişler. Şikede hakkını aramak kavga etmeyi gerektiriyor. ‘Herkesle namusu uğruna kavga eden bir Trabzonspor’ cümle kullanılırsa daha güzel olur.

Adamın kökü Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaşlı. Seni antipatik yapmaya çalışıyor. Bunun gibi Trabzon’da da bazı arkadaşlarımız var, ‘Herkesle kavgalı olan Sadri Şener’ diyor. Sanki kendi yerim-yurdum için savaşıyorum. Trabzonspor için savaşmaya çalışıyorum. Beceriyorum ya da beceremiyorum. Ama hiç de taviz vermiyorum.

Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener, geçtiğimiz hafta yaşanan olağanüstü gelişmeler ve değişimler sonrası soruları cevaplandırdı. Şenol Güneş’in gidişi ile Tolunay Kafkas’ın gelişine, Akyazı Stat Projesi’nden transferlere kadar pek çok konuda açıklıkla cevap veren Başkan Sadri Şener, zaman zaman kırgınlıkları olmasına karşın kimseye küs olmadığını ifade etti.

Şenol Hoca istifa etti, anında istifayı kabul ettiniz, Tolunay Hoca ertesi gün göreve başladı, özellikle yönetim kanadına ve şahsınıza yönelik bir an önce istifa etmeniz konusunda eleştiriler var, neler söyleyeceksiniz?

Trabzonspor olarak 11. sırada oluşumuz, Karabük’e sahamızda ardından Elazığ’da yenilmemiz ki bunlar bizim rakibimiz bile değil. Bu gelişmeler son noktayı koymuştu. Elazığ maçından önce Hocayla ve futbolcularla yaptığımız toplantıda Elazığ maçının son şans olduğunu hepsine ilettim orada. Cezadan dolayı maça gidemedim, mağlubiyetin ardından Hoca beni aradı. Hoca’ya sizler de, ‘niye hemen başkanı aradınız, bir gün sonra da arayabilirdiniz’ denebilirdi. Bu tarz halkın pek hoşuna gitmiyor belki halkın. Hoca bize, ‘Bir kan değişikliği lazım’ dedi. Ben de ‘doğrudur’ dedim. Gayet medeni bir şekilde ayrıldı. Benim de hemen karar vermem lazımdı. Tolunay Hoca da hep bildiğimiz kulübün B planlarından biriydi. Bizim kulübün B planı mutlaka olmalı, onu yürürlüğe koyduk. Biraz daha geç kalsaydık bu kez de ‘bu kulübü nasıl yönetiyorsunuz, B planınız bile yok’ diyecektiniz. Ya da bir gün geç olsaydı, ‘Şenol Hoca istifa, yönetim istifa denecekti. Şimdi ters döndü, Trabzon ve Türk halkı biraz duygusal. Ama benim biraz gerçekçi olmam lazım.

Şenol Güneş’in getiriliş ve gönderiliş şekline tepki var, giderken niye bu kadar sessiz sedasız gidişine evet denildi?

Biz burada kendisine bir plaket vererek teşekkür etmeyi planlamıştık, kendisi istemedi. Bunu çok abartmayın. Trabzonspor daha büyük. Yönetim de büyüklükte fena değil. Kırgınlık yok. Kötü bir şey yapmadık ki. Trabzonspor mağlup oluyor ve 11. sırada, hala tepkiler. Benim gitmem hiçbir şeyi çözmez, çözerse hemen, hatta 5. dakika sonra gideyim. Öyle bilindiği gibi kolay değil. Bu kadar büyütmenin anlamı da gereği de yok, kan değişikliği doğaldır.

Dedikodular sizi yoruyor mu? Yoruyor mu sizi?

Mutlaka. Eskiden yerel gazeteleri çok daha fazla okuyordum, şimdi az okumaya başladım. Ama etkilediğini de söyleyemem. Yerel basına bir kırgınlığım yok. Ancak ben eleştiriye açık bir insanım ama doğru eleştiriye açığım. Ötekileri kale bile almıyorum, ciddiye bile almıyorum. İç dünyayı bilmiyorsunuz, öyle kolay değil kulübü yönetmek.

Yönetimle aranızda kırgınlıklar oluyor mu?

Çook. Mesela ben çabuk konuşuyorum onlar daha cümlenin başında oluyor. Ben öbür sayfaya geçiyorum. Ama 15 değişik yapıdaki insan bir araya geliyor bir kulübün menfaati için. Mesela bu hafta çoğunun işi var, ben gidiyorum Eskişehir’e. Maça giremeyeceğim ama takımın başında duracağım.

Tolunay Kafkas’tan ne bekliyorsunuz?

Tolunay genç bir arkadaş, iddialı, futbol konusunda çok iyi eğitim görmüş. Bunlar benim kriterlerim. Dört kişilik ekibi var. O ekip kendisiyle dolaşıyor. Bu çok önemli. Hepsi TFF’den istifa edip geldi, bunlar artıları. Agresif tarafları çok, bu da benim hoşuma gidiyor. Biçim futbolcularda biraz dağınıklık vardı, bizimkilere biraz o tip lazımmış. Kadro da bu dedik, o konuda bir sıkıntısı yok. Bir de hoca izleme komitesini lağvetmemizi istedi ve ettik. Çünkü kendisinin çok geniş bir portföyü var, eğitim almış. Bundan da faydalanma imkanımız olacak.

 

Eğitim konusuna çok önem verdiğinizi sık sık dile getiriyorsunuz?

Eğitimli olmak çok klas bir şey. Olmamak iyi bir şey değil. Günümüzde bu kadar okul sayısı, eğitim imkanlarının iyi olduğu bir dönemde, ‘ben okuyamadım’ demek çok inandırıcı değil. Benim rahmetli babam yoksunlukta 1943’te Ziraat Fakültesini okumuş, o da Trabzonlu. Okuyacaksın. Eğitimini alacaksın, iyi eğitimli olacaksın, bunlar güzel şeyler. Eğitimli olunca öne geçiyorsun. Niye herkes çoluk-çocuğunu iyi okullarda okutmak istiyor. Eğitimli olmayanlarla da mücadele edeceksin. Trabzonspor çok sivil toplum örgütünden daha önemli bir kurum. Burada da eğitimli insanların olması lazım. Kılık kıyafetten tutun her anlamda dikkat etmeleri lazım.

Siyasiler her zaman sporun içinde,  bazı söylem ve verilen sözler sonrası ortalıkta kimseler kalmıyor, zaman zaman kendinizi yalnız hissettiğiniz oldu mu?

Hissettim. Ben yalnız da olsam kalabalıkta da olsam bildiğim doğruyu aynen söylerim, bir beklentim yok, hele bu saatten sonra. Siyasi arkadaşların çoğunu tanıyorum. Herkes önce haklı olarak kendi geleceklerini düşünüyor. Mebusluğu çok seviyorlar, ‘halka hizmet’ cümlesi ile onu kapatmaya çalışıyorlar. Kimseyi ayıplamıyorum. Belki genel başkanları bizi çok sevmeyebilir. Ona saygı duyuyorum. Ama seçim zamanı geldiği zaman bordo-mavi atkıyı takmasınlar.

Sizin döneminizde Trabzonspor hep Avrupa’da oldu. Şu anda ligde kötü kupada iyi giden bir  Trabzonspor. Ve Trabzonspor için en iyi görünen Avrupa, sizin için de öyle mi?

İki-üç tane seriyi yaladık mı çok puan farkı yok, yukarıya çıkarız. Doğrudur ben Avrupa kupalarına çok önem veriyorum. Kulübün ekonomisi, kulübün ve ülkenin tanınması açısından çok önem veriyorum. Doğru da olduğuna inanıyorum. Kupa daha yakın görüyor bize, daha netleşmedi ama final Fener’le gibi görünüyor. Ama bu tarafta da ilerlemeye çalışıyoruz. Yurtdışına gitmek herkesin dünya görüşünü değiştirmesine yardımcı oluyor. Basın için de geçerli bu. Onları önemsiyorum. Avrupa’daki futbol otoriteleri takımı tanıyor. 21 Mart gibi İrlanda’ya bir dostluk maçına gideceğiz. Avrupa Ekonomik Toplu Dönem Başkanlığı İrlan’daya geçmiş. Rengi de bordo-mavi olan bir kulüple maç için oraya gideceğiz. Sayın Bakan Egemen Bağış’da bizimle gelmek istiyor, onu da ilgilendiren bir konu. Bunlar Trabzon’daki stö’lerin yapması gereken hareketler. Biz de bunların önde gideni oluyoruz diye düşünüyorum.

 

Avrupa’da da olmak önemli olmalı, hem Türkiye’de hem de Avrupa’da bir mücadele veriyorsunuz?

Kesinlikle. Avrupa’da da bu şike sürecinde çeşitli eylemler yapılıyor, bunu bırakmamak lazım. Ama mesela bazı köşe yazarları ‘herkesle kavgalı olan Trabzonspor’ diye bir cümle öğrenmişler. Şikede hakkını aramak kavga etmeyi gerektiriyor. ‘Herkesle namusu uğruna kavga eden bir Trabzonspor’ cümle kullanılırsa daha güzel olur. Ama adamın kökü Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaşlı. Seni antipatik yapmaya çalışıyor. Bunun gibi Trabzon’da da bazı arkadaşlarımız var, ‘Herkesle kavgalı olan Sadri Şener’ diyor. Sanki kendi yerim-yurdum için savaşıyorum. Trabzonspor için savaşmaya çalışıyorum. Beceriyorum ya da beceremiyorum. Ama hiç de taviz vermiyorum.

Sizinle konuşmak isteyen herkesin davetine olumlu yanıt veriyorsunuz ama sonrasında eleştiri de alıyorsunuz. Keşke konuşmasaydım, dediğiniz oldu mu?

Olmadı, ben onu düşündüm. Çıkmasam ne olur, unutulursunuz. Ben unutulmuşu çok da önem taşımıyor. Ama Trabzonspor veya Trabzon unutulur. Unutulunca değeri düşer. Onun için mecburum, bazen de seçici olmaya çalışıyorum. Ulusal basınla ilişkim iyi, iyi olması da güzel bir şey. Başkası buraya gelse iyi oluncaya kadar 10 yıl geçer.

Devre arasındaki transferlere baktığımızda üç büyükler önemli transfer yaptı. Türk futbolundaki yabancı hayranlığını nasıl karşılıyorsunuz, biz hep özümüze dönmek için bir kavga veriyoruz

Trabzonspor için birincisi, kafada mücadele etme mecburiyeti var. İkincisi, Trabzonspor’un özelliklerinden dolayı yerel oyuncularla başta olmayı tercih ediyoruz, yerel oyuncu bulamadığımız için üçüncü maddeye geçiyoruz o da yabancı oyuncuya. Yerel oyuncuyu da a, b diye ayırıyoruz. Trabzon dışından alabileceklerimiz çıkıyor. Biz aday olunca 5-10 milyon eurolara çıkıyor. Bir de Trabzon içinden olanlar çıkıyor. Onların da hemen olmuyor. 1461’in kuruluş gerekçesi oldu. Oradan yetişenlerden bir-iki tane aldık kadroya, bir iki tane de Haziran’da alacağız. Hayran değiliz, mecburiyetten. Yabancıya gidiyorsun 2-3 taksit yapıyor sana, yerliye gidiyorsun, en fazla 8-10 ay yapıyor. Koyun kendinizi benim yerime. Kulübün de bir ödeme planı var. Galatasaray Şampiyonlar Ligi’nde olduğundan dolayı sanıyorum bu transferleri yapıyor. Ama kombinelerini de satıyor, 52 bin satıyor. Biz de satmıyoruz. Artı taraftar grupları da küsüyor. Yakında onu da 3 lira 5 lira yapacağız.

 

Taraftar gruplarının tartışmaları hala sürüyor. Bazı taraftar grupları sizin bir taraftar grubuna bedava kombine verdiğinizi ileri sürüyor?

Ben yapmam. Ben öyle bir tarz yönetici değilim. İndirim yaparım ama, yapmışımdır da belki. Ama hepsine yaparız. Hepsi gelsin seyretsin. Kapıyı açayım ama o da maliye açısından yasak. Benim bir beklentim yok, seyirci parasından vazgeçtim. Ben onun için başka finansal model bulmaya çalışıyorum. Herkes gelsin. 1461 maçında 3 liraydı bilet. Nerdeydi taraftarlar. Trabzon’u dolaşalım, kahvelerdeki insanları sayalım. Taraftarlara ihtiyacımız vardı. Taraftarlar Trabzonspor kulübünün bir bölümüdür, onlarla var olmuştur. Onlar için bu Trabzonspor vardır. Ama paraya gelince konuşmak istemiyorum bu konuda.

2014’de E-bilet yasası çıkacak ve büyük ihtimalle onaylanacak, bu sistemin taraftarları stattan uzaklaştıracak görüşüne katılıyor musunuz?

STATLAR YAŞAM MERKEZİ GİBİ OLMALI

Stat dediğiniz zaman cezbedici özelliği olan yerler olmalıdır. Yeni stat için böyle bir görüşme yapıyoruz Nurol Grubu ile beraber Bayern Münih’in Arena’yı işleten firma geldi. Çok enteresan projeler anlattı, bizim projeyi anlattı, bir teklif yapacaklar bize. Yapılırken, restorandı, cafesi şu olsun gibi. O tarza dönüştürülebilirse yaşanılabilir, cezp edilebilir bir hale getirilebilir. Maçtan sonra da oturulup sohbet edilir. İnşallah onun işletmesini de becerebiliriz.

Ara dönemde transfere çok sıcak bakmanız, neler söyleyeceksiniz?

TRANSFERİ BEN DEĞİL HOCA İSTEMEDİ

Ben değil hocalarla, bana söylemeyin. Ben heyecanlıyım. Çünkü Al al al baktım olmuyor bir daha ‘al al al’ bir şey olmuyor. Başka bir şey yapalım dedik. Benim şöyle bir iddiam var, futbolcuların özelliklerini bilgisayara koysan, şampiyon çıkar. Niye çıkmıyor, onu bulamıyoruz ama bulmaya çalışıyoruz. Hepsi milli oyuncu. Niye işte onu bilsem ben hoca olurdum zaten. Ama hocalar bilecek. Ama psikolojiktir diye tahmin ediyorum.  İnşallah şimdi hepsi hallolur. Yoksa, Yılmaz Vural Trabzonspor’a üzüldüm’ diye demeç veriyor. Ne kadar ayıp bir demeç ya. Senin öyle bir yetkin yok. Trabzonspor’a bir tek ben üzülürüm.

Trabzonspor neden Anadolu kulüpleri tarafından da çok sevilmiyor size göre?

DÜNYA BASININDA YER ALMIŞ BİR KULÜPTÜR

Çünkü teksin, eli uzanınca yetişilmeyen teksin. Üç büyük kulübü ekonomisiyle ayrı tutuyorlar. Bunlar da bu tarafta ayrı. Bir tane sen tarafta sen teksin. Diyorlar ki, ‘bu da Anadolu kulübü ben de Anadolu takımı, bunu yenmem lazım’ diyor. Müzedeki kupana da bakmıyorlar. Ama Anadolu’ya hangi maça gidiyorsak bize saygıda kusur etmiyorlar. ‘Geldim, şunu bunu protesto edelim’ dediğinizde ise, ‘edelim de sonuç vermiyor’ diye bakıyorlar. Basından yer alıp onu sağlayabilirsen bir yerlere gelebilirsin. Ama yine de 11. sırada yer almamıza rağmen büyük basında yer alıyoruz. Hele biraz daha yukarıda olursak daha çok yer alacağız. Bana göre benim başkanlık dönemimde Trabzonspor dünya basınında da yer almış bir kulüptür. Bu sadece benden kaynaklanan bir durum değildir. Ama burada sergilediğimiz yatırımlar, saha sonuçları ve basınla olan ilişkilerimizle. Mesela benim aleyhimde yazanların çoğu ile küskünlüğüm yok.

Trabzonspor Kulübü başta siz olmak üzere cezalarla beraber sayın asbaşkanın deyimiyle, TFF PFDK parayı buradan çıkarıyor’, bu tutumu nasıl buluyorsunuz, Demirören’e başkan olmadan önce söz verdiniz, size verilmiş söz vardı bu söz bir anda ortadan kayboldu?

Söz ortadan kayboldu o yüzden mücadele veriyorum. Hakemler başkanı Zekeriya dostumdur. Dünya iyisi bir insandır. Ekonomik imkanları çok geniş olan bir arkadaşımız. Hakem hatayı yapıyor, ama bilerek mi yapıyor, onu algılamak lazım. Şöyle bir serzenişte bulundum, hep doğru da çıkıyor. Benim problemim hep yan hakemlerin verdiği kararlarla oluyor. Yan hakem düzeltsin o kararları, orta ona uyacak. Onlar da diyor ki ‘Sizin Turgay Güdü’nüz var’. Bu kadar yan hakem atıyor, ne yapayım. Ona soruyorsunuz o da haklı. Karabük’ün ilk golü ofsayt imiş. Bahattin Dural, Avrupa’nın sayılı yan hakemlerinden biri. Adam maçtan sonra özür diliyor. Yapacak bir şey yok. Ama hatalı gol yedin, ama at, niye Karabük’e atmıyorsun. Her gün bir ton para veriyoruz. Karabük’ün takımı bizim iki oyuncunun bedeli yani. Kabul etmiyorum bunu da.

Sercan Kaya ile Eren’in transferi de çok eleştirildi, neler söyleyeceksiniz?

1461 Kulübü’nün iki gayesi vardı. 1461 Kulübü kurulurken; Birinci süper lige çıkamaz. 1461 Kulübü oyuncularını ya Trabzonspor’a verecek ya da satıp para kazanacak. Üçüncü bir işi yok. Burada hocaya sorduk, Haziran ayında alamam dedi, iyi de bir para verildi. Sonra Rize ile de çok kavga etmeye gerek yok. Ha Of, ha Rize. Sınırlar ayrılmış. 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Resmi İlanlar
Spor