TFF'nin yaptıklarına ne dediler?

Türkiye Futbol Federasyonu Türkiye'nin büyük bir merakla beklediği kararı açıkladı. .TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, küme düşürme olmayacağını ve karar verilmesi için iddianamenin hazırlanmasının bekleneceğini ifade etti. Turgay Demir - Fotomaç Gazetesi

TFF'nin yaptıklarına ne dediler?

Türkiye Futbol Federasyonu Türkiye'nin büyük bir merakla beklediği kararı açıkladı. .TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, küme düşürme olmayacağını ve karar verilmesi için iddianamenin hazırlanmasının bekleneceğini ifade etti.

Turgay Demir - Fotomaç Gazetesi Yazarı

Bu zamana kadar bu olayın üzerine çok sert gittim. "Fenerbahçe mi küme düşecek, TFF mi?" demiştim. Federasyon küme düştü. Türkiye'de iyiler vardır kötüler vardır. Bu açıklamadan sonra kötüler kazanmıştır. Türkiye'de şikeciler vardır, masumlar vardır. Şikeciler kazanmıştır. Bu açıklamayla Federasyon Türk futbolunun anahtarını şikecilerin eline teslim etmiştir.

Haşmet Babaoğlu - Sabah Gazetesi yazarı

Dostlar Futbol Federasyonu'nu alışverişte gördü ama inanmadı. Nasıl inanalım ki! "Soruşturmada gizlilik var, bize bütün kanıtlar ve dosyalar verilmedi " diyorlar. E, bu zaten başından da belli değil miydi. Niye bu "topa" girdiler. UEFA'yı, FİFA'yı ve Türkiye'deki Türkiye'deki futbol kamuoyunu kandırmak için mi? Etik Kurulu'nun bir parça 'etik'i var idi ise bunu en baştan söylerdi. İşin gerçeği şu: "Küme düşürmeler ve ağır cezalar olursa, futbol ekonomisi çöker" diye herkesi korkutan lobi kazandı. Ekonomiyi kurtarmak için spor ahlakını kaybetmeyi göze alıyorlarsa söylenecek laf yok. Bir şeyi daha anladık: Dünyanın her ülkesinde ceza hukukuyla, spor hukuku ayrı işler. Bizde spor hukuku falan hikayeymiş! Şimdi iddianamenin kabulü beklenecek. Ben de o zaman diyorum ki futbolseverleri çocuk gibi kandırmanın alemi yok. İddianamenin kabulüne kadar ligleri başlatmasınlar. Çünkü tersi bir durum suçu bile oldu bittiye getirecektir."

Bir federasyon başkanı "kendini şüpheli gören takımlar katılmayabilir, onlar bilir" diyebilir mi? "Katılmasalar iyi olur" imasıyla konuşabilir mi? Asla diyemez ama demiş, inanamıyorum. Benim gözümde TFF Başkanı Aydınlar küme düşmüştür. Şaka gibi bir şey. Bunu demek "UEFA bu takımları büyük ihtimalle ihraç edecek ama ben ceza vermeye cesaret edemiyorum" demektir. Gerçekten bunu dediyse ben böyle komedi görmedim. Bu Fenerbahçe'ye de Beşiktaş'a da haksızlık. Yani gönül rahatlığıyla Avrupa'da oynayamayacaklar mı?

 

 

Esat Yılmaer- Spor yazarı

 

Ben başından beri Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) bu kararı erken alabileceğini sanmıyordum zaten. Yorumlarımda da bunu dile getirdim. Görünen o ki TFF topu yargıya attı. Ligler belirlenen tarihte başlayacak. Sezon sonundan önce de kararın açıklanmasını beklemiyorum açıkçası.

Şansal Büyüka- Maraton Programı Yapımcısı

Türkiye Futbol Federasyonu savunma hakları kullanılmadan kesin bir karar almayışını normal karşılıyorum. Ancak savunma hakları kullanıldıktan ve dosya üstündeki gizlilik kararı kalktıktan sonra sanıyorum ki gerçekçi bir karar alınabilecek. Bu kararlara da taraftar duygularıyla değil, hukuka ve kurallara saygı içinde bakmamız gerekecek.

Atilla Gökçe - Milliyet Gazetesi Yazarı

TFF olayı öteleyerek iyi yapmadı. Avrupa'da bunun örnekleri var. Avrupa federasyonları bunu cesurca yaptı. Mesela İtalya bunu yaptı, karara vardı. Şüpheye ve kanaata göre cezaları verdi. TFF de bunu yapabilirdi.

 

 

Şadan Kalkavan - Fenerbahçe Eski Yöneticisi

Federasyon çok doğru bir karar verdi, Fenerbahçe ligden düşmeyecek ve şampiyonluğu devam edecek, Fenerbahçe sezona şampiyon olarak başlayacak, bundan sonra kulüp olarak lig başlayana kadar transferlerini yapıp, son hazırlıklarını tamamlayacaklardır, bundan kimsenin şüphesi olmasın, daha sonra sezon başlar, burada şuna dikkat çekmek gerekir, bu iş burada kapandı diye bir şey söz konusu değil, iddianame kabul edildiğinde bu iş tekrar gündeme gelecek o zaman Fenerbahçe suçlu bulunursa yargı kararına göre küme düşürülür, ama buna yargı karar verecek" diye konuştu.

Aziz Üstel - Spor Yazarı

Federasyon bu kararla, "Teşvik primi serbest, herkes bildiğini yapsın, yeter ki elinde parayla yakalanmasın" demiş oldu.

Teknik direktör sahaya giriyor, ceza veriyorsun, oyuncu diğerine yumruk atıyor ceza veriyorsun burada da sen kararını ver eğer itirazı olan varsa tahkim diye bir müessese var, herkes oraya başvursun.

Ama Federasyon Başkanı bir karar alamıyor, kulüplerden çekiniyor, taraftardan çekiniyor, ötekinden, berikinden çekiniyor...

9 Eylül'de lig başlayacak sen 15 Mart'ta bir karar alırsan o zaman ne olacak? Dediğim gibi federasyon bu kararıyla "Minareyi çal, ama kılıfına uydur" diyor. Sporda şiddet yasası niye bir yasa çıktı, niye çıktı bu yasa peki?

 

 

SELÇUK YULA (spor yazarı)

 

Kamuoyu aceleyle karar alınması beklentisi içindeydi ancak bu soruşturmanın süreci diğer ülkelerdeki örneklerde olduğu gibi yürümüyor. Ülkemizdeki şike soruşturması geçmişte İtalya, Portekiz gibi ülkelerde olduğu gibi federasyon kanalıyla değil, emniyet kanalıyla yürütülmektedir. Savcılığın öngördüğü belgelerle kozmik odaya kapanıp adaletin işlemesindeki en büyü ketken olan savunmayı bile dinlemeden TFF'den hayati kararlar almasını bekleyenler vardı, hem de iki hafta içerisinde. El insaf yahu! TFF soruşturmayı kendi yürütse bile 2 haftada nasıl bir karar verebilirdi. Yargı kendi yolunda ilerleyecektir, TFF de elbette kendi ayrı yetkilerini kullanacaktır. Bu kararın adaletli olması için gazetelerdeki haberlere göre değil, futbolumuzun kendi içinde yürüteceği yargılamayla nihai sonuca ulaşılabilir.

Suç işleyen elbette cezasını çekecektir, buna kimsenin itirazı olamaz. Ama hatırlayacak olursa 3 Temmuz'da belge ve bilgilere dayalı 19 şikeli maç olduğu söyleniyordu. Daha 1 ay içinde geldiğimiz nokta neresi?

Fatih Kuşçu (A Haber spor müdürü)

2 Soru tek yanıt!

Günlerdir aradığımız bu bizim;

1-Şike yapıldı mı?

2-Teşvik primi verildi mi?

Telefon tapelerinden haberdar olan, dahası 1 hafta 3 kez gazete okuyan herkes, dünya kadar tuhaf ve "vay be!" dedirten konuşmaları gördü.

Federasyon görememiş.

"Şüphe var, kanaat oluşturmaya yeterli belge yok" dedi Aydınlar.

2 soruya tek yanıt verdi federasyon: BİLMİYORUZ!..

Biz biliyoruz. Hepimiz biliyoruz. Herkes konuşuyor, konuştu.

Nasıl bildiğimizi açıklamak federasyonun boynunun borcu.

Olmadı, yapamadılar.

Tribünlere nefret ektiler, şiddet biçilecek!..

En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir.

2.Şike Savaşları Meydan Muharebesini de başlatmış oldular.

Yazık, ilk kez bu kadar şaşırmak istemiştik, şaşırmadık!

Hukuku hukuka karşı kullanma zekasını gösterebiliyorlar, tebrikler.

 

 

MURAT ÖZBOSTAN (SABAH Spor Müdür yardımcısı)

Türkiye Futbol Federasyonu çok tartışma yaratacak bir karar aldı. İddianameyi beklemek ne kadar sağlıklı bir karar ki? Kasım'da, Aralık'ta yeni bir tufan daha mı kopacak? Bol sorulu ve az yanıtlı günlere yelken açıyoruz. Ortada bir kanıt ve belge eksikliği varsa neden o kadar insan PFDK'ya sevk edildi. Hep gizlilik deniyor. Bu gizlilik kararı başından beri var. Sanki yeni bir şey mi? Yani yazımızın çoğu soru işaretleriyle dolu. Gerçek olan, reel olan Futbol Federasyonu sınıfta kalmıştır. Küme düşmüştür.. Bu kadar medyayı toplayıp otel tutup bir açıklama yapmaya gerek yoktu. TFF'nin sitesinden açıklasaydınız o zaman. Zaten karar önceden verilmiş.. Formalite icabı yapılan bir toplantıydı. Dünkü tarihi diye nitelenen toplantı. Herkes kararı biliyordu.

Ahmet Çakar - Sabah Gazetesi yazarı

Federasyon'da günler önce bir kozmik oda kuruldu. Savcılıktan birçok delil ve belge Federasyona ulaştı. Üstelik bu belgeleri ulaştıran kişi, konuya oldukça vakıf, savcı Mehmet Berk...

Etik Kurulu denen bu kurul, günlerce toplandı. Ve dün sonucu açıkladılar. Tam bir skandal. Açıklamaya bakın, soruşturmada gizlilik varmış, bu yüzden şüphelilere bu belgeler gösterilemezmiş. Peki siz bunu yeni mi öğrendiniz? Kozmik oda kurulurken, Etik Kurulu ilk toplantısını yaparken, soruşturmanın gizli olduğunu bilmiyor muydunuz? Bazı maçlarda şike var diyorsunuz. Peki niye gereğini yapmıyorsunuz?

Açıklamanıza göre, iddianame kabulünden sonra karar verecekmişsiniz. Yalan! İddianame açıklansın, o zaman da 'mahkemenin sonucunu bekleyelim' diyeceksiniz. Etik Kurulu'nun ve dolayısıyla Federasyon'un bu kararı tam bir eyyamdır. Topu taca attılar. Artık 'biz özerk bir Federasyonuz' falan demesinler. Geçen dönemki Federasyon, Ankaraspor'u düşürürken, mahkemenin kararını mı bekledi? Çatır çatır düşürdüler.

Peki, şimdi Federasyon yetkililerine çok önemli bir sorum olacak? Diyelim ki iddianame Ekim ayında mahkemece kabul edildi. Yani tüm deliller aleniyet kazandı. Ve Etik Kurulu, tüm belgelere ve tüm ifadelere sınırsız şekilde ulaşabilecek konuma geldi. Üstelik gizlilik de ortadan kalktığına göre, kozmik odada toplantılar tekrar başladı. Hadi diyelim ki bir ay ya da iki ay, kozmik oda toplantıları devam etti. Ve Ocak ayında Etik Kurul bir karar verdi. Aslında karar da veremez ya. Federasyona iletmiş olduğu görüşünde, A takımının B takımının ve C takımının şike yaptıklarını tespit ettiklerini belirttiler.

Diyelim ki, bu takımlar da Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor olsun. Aslında bu üç akımın da olması ihtimal dahilinde zira, başkan ve idarecileri yargılanıyorlar. Devre arası gelmiş, Fenerbahçe lider ve Şampiyonlar Ligi'nde de doludizgin gidiyor. Beşiktaş ikinci, Trabzonspor da üçüncü sırada olsun.

Her ikisi de UEFA Avrupa Ligi'nde gruplarından çıkmışlar. Peki ne olacak? Ligin yarısı geride kalmış, bu üç takımı küme mi düşüreceksiniz? UEFA'ya ne diyeceksiniz? 'Bu üç takım şike yapmış, biz ligden düşürdük, siz de UEFA'dan atın' mı diyeceksiniz?

 

 

HER KARARDA YARGIYI BEKLEMEK GEREKECEK

Peki UEFA size ne diyecek? Cevabını siz çok iyi biliyorsunuz. Peki sezon ortasında küme düşürülmesi icap edecek bu üç takım, Bank Asya'da ne zaman oynayacaklar? Zira Bank Asya'da o ana kadar zaten ligin yarısı oynanmış durumda. Neresinden bakarsanız bakın, bir eyyam karar, Türk futbolunu ne hale sokacak! Eyyam, eyyamı getirecek. İddianame açıklandıktan sonra da Futbol Federasyonu bir karar veremeyecek. O zaman da diyecekler ki, 'yargının sonucunu bekleyelim'. Sonuçta yargının kararı, belki de yıllarca sürecek.

Ve açıklandığında da çok şey geride kalmış, kaybedilmiş, dünyaya rezil olunmuş konuma gelinecek. Bunun çözümü artık Futbol Federasyonu'nda değil. Bu işe Hükümet el atmalı. Zira, artık Federasyon hem özerkliğini hem de inandırıcılığını yitirmiştir.

Bundan sonra birçok kararda yargıyı beklemek zorunluluğu ortaya çıkacak. Çünkü canı yananlar, "karar verme yargıyı bekle" diyecekler. "Nasıl olsa yaptın ya, bizim için de yapıver" diyecekler.

Hıncal Uluç - Sabah Gazetesi yazarı

Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, gizlilik kararı nedeniyle savunma alamadıklarını belirterek, kararın gizlilik kalktıktan sonra verileceğini açıkladı. Bu kararla ilgili görüşünüz nedir?

Şimdi bu karar, hukuksal bir karar. Ama yürekli bir karar değil. Günümüzde hukuk değişik boyutlara geldi. Geçen hafta köşemde Almanya'dan çok ilginç bir kararı yazdım. Adam, 9 yaşında bir çocuğu kaçırmış, çocuk ortada yok. Polis şüpheliyi yakalamış ve çocuğun hayatını kurtarması için acele etmesi lazım. Adama demişler ki; "İtiraf etmezsen seni işkence ile konuştururuz." Adam bülbül gibi konuşmuş. Çocuğu kendisini ele verir diye korktuğu için öldürdüğünü söylemiş. Çocuğun cesedini bulmuşlar, adamı yargılamışlar, müebbet hapse mahkum etmişler. Aradan aylar geçtikten sonra adam bu defa Almanya devletini mahkemeye vermiş. "Beni işkence ile tehdit ettiler. Bu, insan haklarına aykırı" diye. Ve mahkeme Alman Hükümeti'nin bu caniye 3 bin Euro tazminat ödemesine karar vermiş. Adama işkence yapılmamış, yalnız "Tehdit edildim" dediği için tazminat ödenmiş.

Şimdi hukuk bu boyuttayken, herhangi bir kurum ve kişi hakkında savunma hakkı kullanılmaksızın alınar karar, ileride büyük tazminata sebep olabilir. Ki bu belgeler gizli olduğu için kimseye gösterip, savunmayı da alamıyorsun. "Ben hukuken savunma alınmadan bir karar vermem" diyorsun. Bu hukuksal bir durumdur. Ama yürekli bir karar değil. Yürekli olsa şöyle olurdu: "Çıkabilecek bütün sonuçları göze alıyorum. 9 Eylül'de başlayacak ligin selameti uğruna, bu kararları bugün bu koşullarda olmama rağmen alıyorum" derdi ve 9 Eylül'de insanların güvendikleri, inandıkları, rahat izleyecekleri bir lig başlardı.

Bu hukuksal karar, 9 Eylül'de başlayacak ligi karanlıkta bıraktı. Ben, bırak gazeteciyi, bir seyirci olarak, kaderi belli olmayan bir ligi seyretmek istemem. Bana heyecan vermez. Sayın Başkan bir tarih koydu. "İddiamanenin kabulü ile gizlilik kalkar. O zaman ben bütün bu iddiaları sanıklara ve şüphelilere açıklarım, savunmalarını alırım ve kararımı veririm" dedi. Şimdi ligin ikinci, dördüncü ya da dokuzuncu haftasında iddianame kabul edildi. Ne olacak? Başlamış olan lige, "Durun bakalım, arkadaş durum değişti. Ben şu takımlara küme düşme cezası verdim. Bunun yerine Bank Asya'dan takım alıp Banka Asya'yı da alt üst ettim!" Yani bütün Türkiye ligleri bir kaosa girecek.

Basın toplantısından sonra, bir yığın alakasız soru soruldu. Sonuncu arkadaşımız, "9 Eylül'de başlayacak lig sürerken bu kararlar alınırsa ne olacak?" dedi. Başkan orada tamamen kaçamak yanıt verdi: "Onu o zaman düşünürüz." Böyle bir yöneticilik olur mu? Tsunami geliyor, ben diyorum ki "Geldiği zaman düşünürüz." Orada deprem olmuş, deprem dalgası oluşmuş sahile doğru geliyor, cevap "Gelsin, düşünürüz." Böyle bir cevap yok. Ama bu cevaptan benim çıkardığım bir sonuç var. Bu sene ligler 9 Eylül'de başladığı gibi bitecek. Arada diyelim ki, iddianame kabul edildi. Tabii edilmezse bütün bunlar düşer. Edilirse, TFF bütün bu savunmaları alıp karar verecek. Bu karar, kesin mi? Hayır. Kulüplerin Tahkim Kurulu'na gitme hakları var. Tahkim Kurulu da federasyonun kurulu. Yani federasyon kararını uzatabilir, tahkim de uzatabilir ve de ligin sonuna yaklaşılır. Ligin sonuna doğru Tahkim de onayladı diyelim. Uluslararası mahkeme CAS'a başvuru hakları var. "Efendim işte bunu da bekleyelim ki, ileride büyük tazminatlarla karşı karşıya kalmayalım" denebilir. CAS'ın son sözü ancak kararı kesinleştirir. O zaman da bu sezon biter. Ama bu sezon bittiği gün, inanmadığımız bir ligi izlemiş, o kupayı belki alıp almayacağı belli olmayan bir takıma vermiş olacağız. Özetle; bu liglerin hepsi Haziran ayına kadar oynanacak bitecek. Kararlar, ondan sonra verilecek ve kesinleşecek. Ama bu ligler kimse için heyecan taşımayacak.

Aydınlar'ın Etik Kurulu raporundan okuduğu bölümde "Mevcut şartlarda kesin hüküm verilecek bilgi ve bulgulara rastlanmamış, kanaat oluşturulamamıştır. Bazı maçlarda şike ve teşvik primi iddiaları kapsamında adı geçen kişiler hakkında yeterli kanıt bulunmamaktadır" ifadesi yer alıyordu. Ancak 52 kişi PFDK'ya sevk edildi. Bu nasıl yorumlanmalı?

Şimdi, Federasyon da, Etik Kurul da kendi kendilerini tekzip ediyorlar. "Yeterli kanıt bulunmamaktadır" şeklinde rapor hazırlanıyor. Buna rağmen, halen tutuklu bulunan herkes tedbirli olarak PFDK'ya gidiyor. Tedbirli ne demek? Tutuklu yargılanmanın futboldaki karşılığı tedbirli olmaktır. Yani yargının tutukladığı herkes için "Ben de sana katılıyorum. Bunların futbolun içinde bulunmaları ben de istemiyorum" diyor. "Senin tutuklamadan dava açtıklarını ben de aynen tutuklamadan yani tedbirsiz olarak Disiplin Kurulu'na veriyorum" diyor. Kararlar baştan aşağı savcı ve mahkeme kararlarına pararel, bire bir uyumlu. Ama iş kulüplere gelince, "Ben yeterli belge bulamadım. Onun için bir kanaate ulaşamadık." Savcı kimi tutuklamışsa hangi sebeple olursa olsun, bire bir bu doğrultuda karar veriliyor. Savcı kimi tutuklamadan mahkemeye vermişse, onlar da aynen tedbirsiz olarak PFDK'ya sevk ediliyor. Yeterli değilse neden aynen uyuyorsun? Bu bir çelişki değil mi?

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler