Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, Türk Kızılayının ihtiyaç anında dayanışmanın, ızdırap anında şefkatin, farklılıklar karşısında hoşgörünün, savaşın en kızgın anında insancıllığın, merhametin ve tarafsızlığın simgesi olduğunu söyledi.
Küçükali, Trabzon'un Sürmene ilçesindeki Kızılay Tesislerinde düzenlenen Türk Kızılayı bölge toplantısında yaptığı konuşmada, Türk Kızılayı'nın 141 yıldır dünyadaki ihtiyaç sahibi insanlara, Türk insanının merhamet elini uzattığını, din, dil, ırk ayrımı gözetmeden ihtiyacı olan herkese, ihtiyacı kadarını taşıyan dünyanın saygın kuruluşlarından birisi olduğunu belirtti.
Türk Kızılayı'nın ihtiyaç anında dayanışmanın, ızdırap anında şefkatin, farklılıklar karşısında hoşgörünün, savaşın en kızgın anında insancıllığın, merhametin ve tarafsızlığın simgesi olduğunu ifade eden Küçükali, ''Türk Kızılayı ve mensupları, şuna çok net inanırlar ki, 'ha yakut taş üzerinde ölmüşsün, ha kara taş üzerinde'. Yeter ki can bedenden temiz çıksın. Hizmeti bu anlayış içerisinde götüren Türk Kızılayı'nın mensupları bilirler ki, merhametin olmadığı yerde insanlık da olmaz ve dünyanın her yerinde gözyaşının rengiyle gözlerin dili aynıdır. Türk Kızılayı olarak biz inanırız ki yüzümüzde taşıdıklarımız, sırtımızda taşıdıklarımızdan daha önemlidir'' diye konuştu.
Bu nedenle hiçbir yoksulun evine vergi, haciz memuru gibi gidip kapıyı çalmadıklarını vurgulayan Küçükali, ''Biz yoksulun onuruna kendi onurumuz kadar inanır ve o insanı o ölçülerde taşımaya gayret ederiz. Bu çerçeveden baktığımızda biliriz ki yoksulun onuru madem bizim onurumuzdur, bu Türk milletinin de onurudur. Bunun için dünyanın neresinde olursa olsun dilini, dinini, ırkını, rengini ayırmadan o insana yardım götürürüz''dedi.
-''DÜNYAYA YENİ MODELLER SUNMAKTA''
Kızılaycıların bulundukları yerlerde azınlıkta olduklarına dikkati çeken Küçükali, şöyle dedi:
''Medeniyetlere katkısı olanların büyük bir kısmı düşünen azınlıklardır. Azınlığın gücü azaldığında da o ülkenin ve dünyanın çöküşü kaçınılmazdır. Azınlıklardaki maksadım, ırkçı azınlık değil, düşünen azınlıktır. Bu noktadan bakıldığında Türk Kızılayı, dünyaya yeni modeller de sunmaktadır. Bize göre toplumun liderleri öğretmenler, din görevlileri ve muhtarlardır. Bu kişiler, toplumun içindeki azınlıklardandır.
Bu bakımdan azınlıkta olan insanlar olarak yapmış olduğumuz görev, hizmet çok önemli ve mukaddestir. Çünkü siz hiçbir ad altında ücret almadan, insanlığa hizmet taşıyan insanlarsınız. Böylesine önemli işleri yaparken de elbette ki şöhret ve şan kazanmak için de bu işleri yapmazsınız. Çünkü Allah, kim işlediği hayrı şöhret kazanmak için halka duyurursa onun gizli işlerini ortaya çıkartır. Demek ki bizler hiçbir şekilde omuzumuzda televizyon kamerası, elimizde de mikrofon, fukaranın evine girip o insanı ağlatarak, sızlatarak masa, sandalye, halı yiyecek vermeyiz. Biz bu işi gizlice yaparız.''
-''YAPMAYA ÇALIŞTIKLARIMIZ, HZ. ÖMER'İN YAPTIKLARIDIR''-
Türk Kızılayının 141 yıllık kuruluş olduğunu hatırlatan Küçükali, ''Bizim bugün yapmaya çalıştıklarımız, bin 400 yıl önce Hazreti Ömer'in yaptıklarıdır. Biz o mirası taşıyoruz. Onun için çok daha dikkatli, vasıflı ve güzel işler yapmalıyız. Mazlumu sızlatmanın ciddi bir vebali vardır. Yapmış olduğumuz işlerin tamamında mazlum insanlar var. O insanlarla haşır neşir oluyoruz, bu nedenle adaletli davranmalıyız'' diye konuştu.
Herkesin hakkını gözetmeye çalıştıkları için dünyada saygın yerlere gelmeye başladıklarını ifade eden Küçükali, ''Dünyada saygın bir yere gelirken de öyle sıradan veya sıradanlık arz eden işlerle kesinlikle uğraşmıyoruz. Türk Kızılayı, hem dünyada 186 ülkenin üye olduğu Kızılhaç Federasyonuna hem de yönetim kuruluna üye. 186 ülke arasında ilk 5'in içindeyiz. Bunun içinde ABD, Almanya, Fransa da var. Biz bunlarla yarışmayı kafaya koyduk'' dedi.
-PAKİSTAN DEPREMİ-
Pakistan depreminde Türk Kızılayı'nın çağrısı üzerine 3 milyon 80 bin kişinin bankalara giderek Kızılay'a yardım yağdırdığını anımsatan Küçükali, şunları söyledi:
''Bu, Türkiye'de yapılmış en büyük kamuoyu yoklaması, en büyük katılımdır. Çin'e, Hindistan'a rağmen biz bunu başardık. Bu ülkeler aynı zamanda Pakistan'ın sınır komşusu. Bize böylesine katkı, gönül, destek veren milletin evlatları olarak bize de yakışan Türk Kızılayını bir numara yapmaktır. Her yaptığımız işte de 'dünyayı, değişimi nasıl yakalarız' diye çok ciddi faaliyetlerin içine giriyoruz. Değişmeyen hiçbir nesne gelişemez. Geçmiş yıllarda değişimi yakalayamadığımız için olumsuz sonuçlara katlandık. Ama bundan sonra öyle olumsuz sonuçlara kesinlikle tahammül edemeyiz. Biz hiçbir işten endişe etmeyiz, korku duymayız.''
Küçükali, sözlerine şöyle devam etti:
''Hedefleri doğru koyduğumuzda, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimizde ulaşamayacağımız mesafe yok. Birlik beraberlikte gönüllülük esastır. Çağrılmadan giden, istenmeden veren, sevilmese dahi sevmek zorunda kalan kişilerdir Kızılaycılar. Bu görüşe göre, milli duruşumuzu ortaya koyarız. Yaptığımız işlerden dolayı hiçbir şekilde endişe ve şüphe duymayız. Bizdeki dönüşüm zihinsel dönüşümdür. Bunu yakalayabiliyorsak, dünyayı yakalayabilmişiz demektir. Türk Kızılayı bu noktada ciddi adım atmıştır. Tarlada izi olmayanın, harmanda da gözü olmaz. Biz gönüllülük esasına göre kendimizi yönlendirip, bilgilendirip yola çıktık ve tarlada izimiz var, harmanda da gözümüz var. Dünyada bir numarayı yakaladığımızda o bizim harmanımız olacak.''
Küçükali, konuşması sırasında salonda sürekli cep telefonu çalması üzerine, konuşmasını bölerek, katılımcılardan cep telefonlarını kapatmalarını ya da sessiz konumuna almalarını istedi.
Sürmene Kaymakamı Mustafa Özaslan, Sürmene Belediye Başkanı Fikri Usta, Türk Kızılayı Trabzon Şube Başkanı Fuat Adıgüzel ve çok sayıda Kızılay gönüllüsünün katıldığı toplantı, daha sonra basına kapalı olarak devam etti.