Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, Karadeniz Bölgesinde hidroelektrik santralleri (HES) projelerinin kıymetinin zamanla anlaşılacağını söyledi.
Özgenç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Doğu Karadeniz Bölgesinde debisi müsait dereler üzerinde kurulmasında son aşamaya gelinen ve yapımına başlanmış olan çok sayıdaki HES'in engellenmek istenmesinin, 1970'li yıllarda 'köprüye hayır' sloganlarını ve engelleme hareketlerini hatırlattığını savundu.
Zamanında 'Boğaziçi köprüsüne hayır' diyenlerin, günümüzde üçüncü köprünün ihtiyaç olduğunun farkına yaşayarak vardıklarını ifade eden Özgenç, ''Karadeniz bölgemizde HES projelerinin kıymeti zamanla anlaşılacaktır. Doğu Karadeniz bölgesinin coğrafi yapısı elverişli olmadığından büyük sanayisi yok. Turizmde ise Akdeniz Bölgesi gibi kumsalı olmaması ve yaz mevsiminin kısa sürmesiyle birlikte bu sektörden istenildiği gibi faydalanılamıyor.
Demiryolu ulaşımı olmadığı için komşu devletlerle istenilen taşımacılık gerçekleşemiyor ve herhangi bir gelişim gösteremiyor'' dedi.
Özgenç, bu sebepler göz önünde bulundurulduğunda kalkınmaya fayda sağlayacağını umdukları HES'lerin bölgede gerekli yatırımlar olduğunu düşündüklerini belirterek, ''Bölgemizde deniz mavisinin ve yeşilin her tonunun olmasının, olağanüstü bir durum olduğunun bilincindeyiz.
Bölge dışında yaşayan insanlarımız burayı gördükleri zaman 'burası bir doğa harikası, buraya sahip çıkmalıyız' diyebilirler. Fakat tarım ve sanayi gelişimine elverişsiz olan bu yerlerde ikamet etmekte olan halkımız yaşam mücadelesi vermek için kestane yaprağı öğütüp, yanında da deniz suyu mu içecek'' diye konuştu.
HES'LER EKONOMİYE KATKI SAĞLAYAN YATIRIMLARDIR
HES projelerinin hem Doğu Karadeniz BÖlgesi hem de Türkiye için stratejik yatırımlar olduğunu vurgulayan Özgenç, şöyle devam etti:
''Biz ülke olarak enerjimizde tamamen dışa bağlı bir ülkeyiz. Milyonlarca dolar kaynak her sene enerji için dış ülkelere akıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın açıklamalarına göre, çok yakın tarihlerde elektrik sıkıntısı çekmeye başlayacağız. Ülkemizi, sanayimizi ve ekonomimizi geliştirmemiz açısından her çeşitten enerjiye ihtiyaç var.''
Özgenç, Rize'de çevreci sivil toplum kuruluşlarının asıl yapmaları gerekenin, yeşilliği koruma altına almak olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
''Fakat bugün Karadeniz'de yeşillik alanların çarpık yapılaşma ve beton yığınlarıyla dolu olduğu görülüyor. Bu kuruluşlar bölgedeki problemlere bir çözüm getirirse eğer, kamuoyunda çevreye daha duyarlı olduklarını ve yeşilin korunmasında samimi olduklarını göstermiş olurlar.
Halkımız sözde çevreci gösterilerin, dereleri koruma mantığının ötesinde sanki yabancı ellerce organize edilen gösteriler haline dönüştüğü izlenimi ve algısını taşıyor. Boşa akan derelere sahiplik yapmak isteyenler, bölge insanının gelişmişlikten faydalanmamasını, işsizliğin sürmesini, bölge insanının yaşam kalitesinin yükselmesine mani olmayı, daha doğrusu lahanaya talim etmesini istemektedirler.''
Kaynaklarda görüldüğü gibi dünyanın her yerinde HES yapıldığını ve bu potansiyelin en iyi şekilde değerlendirildiğini belirten Özgenç, ''Bu konuda biz geç bile kalmışız.
ABD şu anda HES potansiyelinin yüzde 80'ini, bazı ülkeler ise yüzde 100'ünü kullanıyor. Biz hala bunun yüzde 33'ünü kullanıyoruz. Bunların yapılması şart ve elzemdir. Ayrıca HES'lere yapılan tepkinin olumlu olduğu gözükmüyor. HES'ler bölge ve ülke ekonomisine yüzde 100 katkı sağlayan yatırımlardır'' dedi.
Özgenç, bu projeleri KOBİDER olarak desteklediklerini, HES'lerin yapıldığı bölgelerdeki insanların da bu santrallere destek vermesi gerektiğini düşündüklerini kaydetti.