Anahtar Deliği 14-04-2016

TRABZON’UN GÖZÜ BAŞKENTTE   Yomra’da MHPli meclis üyesinin darp edilmesi ve Of’ta dini bir kadın eğitimcinin sahneden indirilmesi olayları ile ilgili Ak Parti Genel Merkezi, Ak Parti Trabzon İl Başkanı Haydar Revi’yi Ankara’ya çağırdı.   Haydar Revi görüş

Anahtar Deliği 14-04-2016
TRABZON’UN GÖZÜ BAŞKENTTE
 
Yomra’da MHPli meclis üyesinin darp edilmesi ve Of’ta dini bir kadın eğitimcinin sahneden indirilmesi olayları ile ilgili Ak Parti Genel Merkezi, Ak Parti Trabzon İl Başkanı Haydar Revi’yi Ankara’ya çağırdı.
 
Haydar Revi görüşlerini ve hazırladığı raporu sunacak. Yomra Belediye Başkanı İbrahim Sağıroğlu, “Olayı kınıyorum hiçbir şekilde haberim yok. Olsaydı engellerdim” diyor. Bu sözleri de dosyaya girdi. Ak Partili belediye başkanı hakkında karar verilecek. Disipline sevkedilip edilmeyeceği konuşulurken gözler başkente çevrildi. Diğer taraftan Of’ta yaşanan kadın eğitimciye yapılan terbiyesizliği ise Trabzon’un tek kadın vekili Ayşe Sula Köseoğlu da takip ediyor. Bakalım tavrı ne olacak? Köseoğlu’nun Of’ta Ak Partili beeldiye başkan yardımcısının böyle birşey yapmasından dolayı üzüntü içinde ama birazda yumuşak tavır sergiliyor sanki.
 
1461 MAÇINDA KOLTUKLARI KİM SAYDI?
 
Karadeniz’de Son Nokta Gazetesi’nde köşesine ince bir ayrıntıyı taşıyan Servet Özkara, 1461 Trabzon maçındaki tribünlerin boş oluşundan dem vurdu.
 
Özkara, “TFF’nin maçlardan önce zorunlu kıldığı bir anons var. ‘Koltuğunuzda oturanı ilgililere haber verin’ diyor. Başka maçlar için neyse de bu anons 1461 Trabzon’un Avni Aker’deki maçlarında komik kaçıyor. Çünkü pilot takım boş tribünlere oynuyor. Elazığspor maçında üşenmeyip bir kez daha saydım Maraton tribününde sadece 26 seyirci vardı. 3-5 tane de çocuk! Değil yerinizde oturacak bir başkası neredeyse 100 koltuğa bir kişi düşüyor!” ifadeleriyle taraftarlara göndermede bulundu.
 
Bu konuya Haber61 de tepkisiz kalmamıştı. Maçın hemen ardından, “Ancak car car konuşursunuz Hani neredesiniz?” manşeti atan Haber61 Spor Merkezi Müdürü Tuncay Lakot da sıkı bir göndermede bulunmuştu
 
KTÜ-İŞ DÜNYASI VE PARALELLİK 
 
Bugünlerde Trabzon’da en çok konuşulan konulardan biri de paralel operasyonlar. Öyle şeyler kulağımıza geliyorlar ki bazen gülüyoruz bazen sinirleniyoruz.
 
Mesela iş dünyasında söylenene göre bir kaç iş adamı hala yurt dışından gelmediler. Dönmediler. Belkide kaçtılar. Kimine göre ziyaretteler  yada iş yapıyorlar. İş dünyasında espri konusu bile olmuş. Yurt dışını arayan bir iş adamı aradığı kişiye, neredesiz diyor. Yurt dışındayım dediğinde ‘vay operasyondan mı? kaçtın diyormuş. Böyle enteresan espriler konular tartışmalar duyuyoruz. Şimdi gelelim KTÜ’ye. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde de bazı akademisyenler Rektör beyin kapısını tırmalıyormuş. Nedeni ise yurt dışındaki üniversitelere paralel geçiş yaparak orada göreve gitmek. Yada tayin edilmek. Bilemiyoruz tabi. Bunlar duyum. Kimisine göre olacak olan bir operasyondan kaçmak kimine göre başka nedenden. Kimseyi de karalamak yada değerli akademisyenlerimizi zan altında bırakmak istemiyoruz. Bunlar konuşuluyor ve şu sıra sıkça hemde!
 
GÜNEBAKIŞ VE KARADENİZ SAVAŞINDA SON PERDE
 
Bildiğiniz gibi Günebakış Gazetesi ile Karadeniz Gazetesi arasında müthiş bir derin savaş var. Dönem dönem bu savaş gün yüzüne çıkıyor. Bu dönemde ’ paralel ‘ yakıştırmasıyla hortladı. Karadeniz Gazetesi Günebakış Gazetesi’nin paralelciler tarafından yönetildiğini iddia etti. Hemde hiçbir dayanak olmadan. Ardından bu iddiasını paralel operasyonlarla asılsız bir şekilde süsledi. Şimdi mahkemelikler sanırız. Manşetlerde yaşanan bu savaş köşe yazılarına taşındı. Karadeniz Gazetesi Yayın Yönetmeni Asım Kemal Güner “Aklını kendini sakla” diyerek Günebakış Gazetesi sahibi Ali Öztürk’ü isim vermeden eleştirdi. 
 
O yazısı şöyle; 
 
AKLINI KENDİNE SAKLA
 
Trabzon’da her gazete kendi yol haritasını belirler, ona göre okurları ile buluşur. Aklı sıra ahkam kesen, gazetecilik dersi vermeye kalkanların, zurnanın zırt dediği yerde ötmesi ile bu işler olmaz. Hele hele eline geçirdikleri oyuncakları ile ona buna sataşma alışkanlığında olanların zırvalıkları ile hiç olmaz. Mesleğimizin içinde bulunanların; kendi kapısının önünü süpürme yerine ya da kendi gözündeki çapağı temizleme yerine, başkalarının ne yaptığına bakması ise ‘tükenmişlik sendromu’na kapılmanın ürünüdür. Sana ne kardeşim diğer gazetelerin izlediği yoldan. Sana ne be haberlerini kullanış şekillerinden, sana ne gazetelerin yayın adına aldıkları kararlardan... Başka kapıya, artık bu salvolar prim yapmıyor. Dedim ya; tükenmişlik girdabında yoğrulurken, başka gazetelerin üzerinden prim yapma alışkanlıklarını artık kamuoyu da yemiyor, böyle biline...
Kısaca, herkes baksın kendi davasına, gitsin kendi bildiği yolda. Takdir saygıdeğer okurlarındır. Akıl satanlara söyleyeceğim ise, git kendi bildiğin yolda. Bırak her şeye maydanoz olmayı. İyi biliyorsan, kendi aklını kendine sakla...
Bugünde Ali Öztürk kendi köşesinden yine aynı şekilde isim vermeden Asıl Kemal Güner’i eleştirdi.
 
Günebakış’ın sahibi Ali Öztürk ise “Mehmet Ali Yılmaz’ın gazetesinden yükselen garip ses” başlıklı yazısında şöyle göndermede bulundu;
 
Gazetecilik etiğine ilişkin eleştirel yazımız Mehmet Ali Yılmaz’ın gazetesini yönetenlerle ilgili değildi. Ama onlar aynaya bakınca kendilerini görmüşler. Meğer onlar da da benzer zor varmış. M. Ali Yılmaz’ın kalemşörü dün kendince bize cevap vermiş!.. Her gazetenin yayın çizgisi kendini ilgilendirirmiş…! Her gazete evinin önünü süpürsün yetermiş.. Ona buna sallayıp ahkam kesmemeliymiş.. Zurna ile süslediği üslubuna girmiyoruz.  Üslubunu, kültür seviyesine veriyoruz. Başkaları için yazılan bir yazıdan alınganlık gösterenler demekki aynı çerçevenin içindeler. Zorlarına gitti demekki! Nasıl gitmesin! Yaptığı haberi M. Ali Yılmaz’a endeksleyen ‘Acaba patron bu habere ne der?’ endişesiyle gazetecilik yapanlar..
 
Trabzonspor şikeye karşı onur mücadelesi verirken şikeyi yok sayanlar tabiki ki bize ‘işine bak’ diyecekler! Tabiki ‘Her gazetenin yayını kendini ilgilendirir’ diyerek ayıplarını örtecekler. Elbette geçmişte kalan o kapı önünü süpürme hikayesinden bahsedecekler! Hayır efendiler! Gazeteler toplumun malıdır. Yazdıkları veya yazamadıkları yalnız gazeteyi değil toplum ve yayın yaptığı tüm çevreyi de ilgilendirir. Gazetecilik mesleğinin yerlerde süründüğü bir ortamda herkes işine baksın devri çoktan bitmiştir. Herkesin herkesten ve meslek ahlakından sorumlu olduğu bir dönemdeyiz. Birbirimizin hatalarını da yazıp uyaracağız. Gazeteciler kendilerini yalnızca evlerinin önündü süpürmekle mükellef göremezler. Onlar tüm mahallenin, şehrin ülkenin ve hatta dünyanın temizliğinden de sorumluluk hissederler. M. Ali Yılmaz beyin gazetesindekilere sesleniyoruz. İsterseniz gazeteler bazında analiz yapalım. Biz varız. Yarın cevap verelim. Her zaman başkalarını değil, bazen de kendimizi tartışalım. Gazetecilerin bazen başkalarının yaptıklarından da utanması gerektiğini anlatalım. Var mısınız?
 
O İŞ ADAMINA KİM ‘HERYERDE SEN ÇEKİL KENARA’ DEDİ
 
Kuzey Ekspres’in köşesinde yine enteresan bir yazı yayınlandı.
Spor kulisinde ki köşede Trabzonspor MP Basketbol Kulübü’nde yönetici olan iş adamı Adnan Bayram’a seslenilen yorumda bakın ne diyor; “Siyasette sen. Futbolda sen. Damda sen! Kısacası her yerde, en önde sen.. Belki bu işleri seviyor, bu işlerden hoşlanıyor olabilirsin. E mübarek arada bir yeri de pas geç, bir yeri de boş bırak! Belki yanındakiler birşey diyemiyor ama biz buradan sesleniyoruz, sevgili Adnan Bayram. Çok iyi niyetli, çalışkan birisin, kabul. Ama her yerde olunca, olmuyor işte! Biraz göz önünden çekil. Bak gör kazanan sen olacaksın.”
 
Yani bundan anladığımız Adnan Bayram’a ‘neden sosyal oluyorsun az çekil’ deniyor.
Bizim de anladığımız; Demekki yeri doldurulamıyor dolduramıyorlar.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler