Diğer

Diğer

Yazın Sağlıklı Olalım Derken Hayatınızdan Olmayın?

Havaların ısınmasıyla birlikte insanlar yavaş yavaş kapalı alanlardan uzaklaşıp açık havayı tercih ediyorlar. Spor yapmayı ve zinde kalmayı seçenlerin çoğunun Beşirli sahilinde eşini ve çocuğunu alıp yürüyüşe çıktıklarını görmek bizleri sevindiriyor. Bu hafta bu noktada dikkat edilmesi gereken bazı konulara eğilmek istedim.

Yaz ayına girilmesiyle birlikte havalar haliyle ısındı. Tabi ki havaların ısınmasıyla bizlerinde vücut ısımızda artmış oluyor. İnsanlar, iç ısısı sabit canlılardır. Hayatta kalabilmenin en önemli şartlarından biri iç ısımızı sabit tutabilmektir. Eğer bunu sağlayamazsak, önce bedenimiz işlevlerini tam olarak yerine getiremez, sonra da hastalık ve ölümle sonuçlanacak durumlar ortaya çıkar. Böyle istenmeyen kötü sonuçların oluşmaması için, vücudumuz olağanüstü mekanizmalarını, karmaşık kimyasal iletiler kullanarak çalıştırır.

İnsan vücudunun, işlevlerini verimli biçimde yerine getirebilmesi ve sağlığını sürdürebilmesi için vücut iç ortam sabitliğini, oldukça dar sınırlar içinde tutma zorunluluğu vardır. İç ortam sabitliğinin gerçekleşmesinin en önemli unsurları da vücut ısısı ve sudur.

Yaz aylarında su üzerinde yapılan gerek egzersiz, gerekse yarışmalarda, hava ısısı, güneşten kaynaklanan radyasyon ve hava nemi, vücut ısısının kontrolünü güçleştireceği gibi normalin üzerinde artmasına da neden olabilir.

Vücut ısımız normal şartlarda 37° C’dır ve gündelik sapma 0.5° C’dır. Bu iç değerden (ağır bedensel aktiviteler dışında) sapma menstruasyon siklusunda ve hastalık durumlarında görülür. Vücut ısısının artmasına dış etkenlerin yanı sıra egzersiz ve yarışma sırasında artan bedensel gereksinimler dolayısıyla daha hızlı çalışan metabolizma da sebep olur. Eğer ısı düzenleme mekanizmaları olmasa idi, hiçbir dış etki olmaksızın sadece bedensel aktivite bile organizmanın ısısını her beş dakikada bir derece arttırırdı. Oysa mükemmel ısı düzenleme mekanizmalarımız etkin bir şekilde çalışarak iç ısıyı 39 – 40° C arasında sabit tutabilmekte ve daha fazla yükselmesini engellemektedir.

Şimdi gelelim ısı düzenleme mekanizmalarının nasıl çalıştığına: Egzersiz ve yarışma sırasında, vücudumuzdaki kasların enerji gereksinimi normalin çok üzerinde olur. Bu gereksinimin oluşturulması kaslarımızın ve tabii vücudumuzun ısısının daha hızlı yükselmesine neden olur. Bu ısı 41 – 42° C’a çıkarsa sıcaklık çarpması oluşur. Baş dönmesi, karın ağrısı, kusma ve nihayet bilinç kaybını içeren belirtiler ortaya çıkar.

Peki Yazın Egzersiz Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz? 

*Sıcak havalarda egzersiz yaparken mutlaka bizi serin tutacak kıyafetler giyilmeli.

*Terleme nedeniyle çok su ve mineral tüketildiğinden, günde en az 2-2,5 lt (12-14 bardak)  su içilmelidir. Yaz aylarında bolca tüketilen ve şeker oranı yüksek olan serinletici içecekler yerine ayran, süt, şekersiz komposto, şekersiz soğuk bitki çayları tercih edilebilir.

*Egzersiz sonrası muz, yoğurt ve badem gibi elektrolit içeren besinler yemeye çalışın. Bu sporda yorduğunuz kalbiniz ve sindirim sisteminiz için çok iyi gelecektir.

*Egzersiz saati için öğle saatleri tercih edilmemelidir.

*Egzersiz yapılacak alan güneşte fazla kalacak yer olmamalıdır.

*Egzersiz yapılacak olan alan Açık hava yada bol oksijen olan bir ortam olmalıdır.

*Bulunan ortam çok sıcak ise çok ağır efor sarfettirecek sporlara yönelilmemelidir. Egzersiz diğer dönemlere göre daha aza indirgenmelidir.

Evet yaz aylarında havaların ısınmasıyla insanları sahillerimizde egzersiz yaparken görmek çok güzel.Bu güzelliğin bozulmaması için dengeli ve sağlıklı beslenip kontrollü spor yapalım.

Herkese sağlıklı günler…..

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR