Erol Önsel

Erol Önsel

Yazık

Daha kaç maç sonrası bu kelimeyle bir maçın analizini yaparız bilmiyorum fakat bir karşılaşma buraya getirildikten sonra kaybediliyorsa gerçekten söylenecek başka söz yok.  Ligin zirvesindeki bir takımın karşısına 10 oyuncuyla çıkıyorsunuz,  bench katkınız neredeyse hiç yok, oyunun son 10 saniyesi 3 sayıyla öndesiniz, takımınızın faul hakkı dolmamış, dolsa da rakibin yapacağı 2 atış en iyi ihtimalle isabetli olduğunda  sonrasında  top sizde olacak ve faul yapamıyorsunuz. Akıl alacak bir durum değil bu. Ligdeki konumundan dolayı can alıp can veren Trabzonspor Medicalpark oyuna kazanılması zorunlu bir karşılaşma anlayışıyla çıktı. İlk periyotta bu anlayışını sahaya yansıtamasa da ikinci periyotla birlikte inanılmaz bir direnç ortaya koyarak kısıtlı rotasyonuyla sahada resmen savaştı. Boyalı alanda rakibin etkili ismi Stimac’a yardımlaşarak savunan takımımız oyuncunun moralinin de bozulmasıyla bu bölgeyi kontrolüne aldı. Zaten karşılaşmanın sonunda alınan 43 rebound yanında rakibin 29 reboundda kalması bunun göstergesi oldu.  Özelikle Julian Wright ortaya koyduğu enerjiyle çember altını domine etti ve bunu aldığı 13 rebondla taçlandırdı. Yine Kadji, bu bölgede ciddi bir mücadele veren oyunculardandı. Fakat rakipte 2.08 lik Earl Clark’ın dışarıdan yaptığı sayılara engel olmakta zorlandık. Savunma adına dışarıda oynayan oyuncuların ısrarla birebirde sürekli rakiplerinin karşısında kalmaları ve geçilmemeleri, içeriye yapılacak delici penetreleri önleyince çember altındaki oyuncuların da konsantrelerini tamamiyle o bölgede savundukları oyunculara odaklamaları, boyalı alanın savunulma başarısında son derece önemliydi. Aynı zamanda rakibin pick’n roll oyunlarına sürekli karşılarında kalarak kısaların penetresini önlemek de içeriye yardımda çok önemliydi.

Fakat yine oyunun sonunda en önemli sorunlardan biri olan oyun kurucu pozisyonunun eksikliği maçın elimizden kayıp gitmesine sebep oldu. Karşılaşmanın son bölümlerinde Moody ve Guiterrez’in kaybettiği akıl almaz toplarla rakibin gerek skor olarak, gerekse moral motivasyon açısından takımımızı yakalaması bizim olan maçın kendi ellerimizle rakibe verilmesi demekti, öyle de oldu. Zaten yazının başında belirttiğim son 10 saniyedeki o pozisyonun nasıl olabileceğini düşünüyorum ve mantıklı bir cevap veremiyorum. Bütün bu olumsuzluklar peş peşe eklenince Beşiktaş Sompo Japan gibi bir takımın bu yanlışları cezalandırmamasını beklemek en iyi ifadeyle saflık olur. Takım adına ekstra bir galibiyet anlamındaki son derece önemli bir karşılaşma kaybedilmiş oldu.

Beşiktaş Sompo Japan maçı takımımız adına farklı bir konsantrasyonla çıkılan bir karşılaşmaydı. Her müsabakaya bu düzeyde motivasyonla çıkmazsınız. Dolayısıyla kazanılması hem sıralamadaki konumun biraz daha rahatlaması hem de özgüvenin yerine gelmesi adına son derece önemliydi. Böylesi bir mücadelenin ardından kazanamamak, takımdaki moral motivasyonu olumsuz etkileyen bir durum oluşturabilir. İlk yarının bitimine iki hafta kala oynayacağımız müsabakalardan galibiyetle ayrılmamız çok önemli. İşin kötüsü bundan sonra ligin altındaki her takımın en az bizim kadar motive olarak sahaya çıkacağı gerçeği.
 

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR