Turgay Beşyıldız

Turgay Beşyıldız

Yaz ve kış gibiydi

Turgay BEŞYILDIZ – İSTANBUL’dan yazdı

Dünya futbol mantalitesi der ki ’’Bir takımın rakibi karşısında başarı sağlayabilmesi için, orta sahayı hakimiyetine alıp, bayrağını oraya dikmelidir.’’

Trabzonspor bunu yaptı mı? İlk 45 dakika da yaptı. İlk yarı da oyuna hakim olan taraftı. Rakibine kendi evinde, kendi yarı alanında bastı, pres yaptı. İstekli ve arzuluydu. Zaten bir takım bunları 90 dakikaya yayarsa, sahadan en kötü ihtimalle berabere ayrılır.

Bordo mavililer ilk yarıda taraftarlarının da beklediği Trabzonspor’du. İkinci yarıda ise hiç beklemediği! Yaz ile kış gibi iki ayrı mevsimİ yaşadık, yaşattılar.

İlk yarı da bu kadar iyi oynayan ve yarıyı 1-0 önde tamamlayan bir takım, ikinci yarıda nasıl bu kadar gardını düşürür, anlamak zor. Zaten ev sahibi takım Sosa ile kendisine en büyük kötülüğü yapmış, orta sahada tel tel dökülmüş. Ama ikinci bölümde Sosa yerini Cisse’ye bırakınca, dirilişi başladı. Özellikle Ozan’ın orta sahayı toparlaması, Nwakaeme gibi çok şey beklenen bir oyuncunun gereksiz topa basışları, sarı lacivertlilerin işine geldi. Ekuban olmayınca Nwakaeme’de zorlanıyor doğrudur…

A.Parmak’ın orta sahada, hatta Hüseyin’inde olmaması bordo mavililer için sıkıntıydı. Bu karşılaşmayı isimler yazarak, bireysel katkı ya da bireysel hatalara çevirmeyeceğim ve bunları da dile getirmeyeceğim. Getirmekte istemiyorum.

*

Sıcak bir Pazar geçiren İstanbul’da bu gece şunu gördüm. Ülke futbolu yabancı bataklığına dönmüş. Şampiyon da sezon başları belirlenince artık, ülke futbolundaki takımlarımızın UEFA Avrupa Ligi’nde ya da Şampiyonlar Ligi’nde ilk 4 takıma kalması, benim Mars’a yolcu uçağıyla gitmem gibi bir şey olsa gerek!

Yabancı uyruklu oyuncuların albenisine aldanıp, kendi yerli ya da alt yapısından gelen oyuncuya tribünlerden ‘tüh kaka’ denildiği sürece, Trabzonspor’un kendine has sahaya yansıttığı hırçın ve inatçı karakter özelliğine, hasret kalınmaktan başka bir şey elden gelmeyecektir.

Yabancı oyuncular kaliteli olmadıktan sonra denizdeki bot ve sal gibidir. Halbuki, bizim çocuklar bu ülkenin üç tarafındaki deniz, derya gibidir. Gelin bu çocuklara güvenelim. Hele de bu sezon, hiç bir şey kaybetmezsiniz.

Fenerbahçe 2.yarıda yaptığı değişikliklerle, oyuna ağırlığını koydu maçı aldı.

Bordo mavili oyuncuların istediği ise, kenardan kendilerine ‘KİM!’ olduklarını hatırlatacak ve o gazı verecek, o yüksek motivasyonlu sesi duymaktı. Bunlar futbol da çok önemli, bunu da ancak profesyonel futbol oynayanlar anlar.

*

Sarı lacivertliler, ikinci yarıda Tisserand, Valencia ve Cisse ile attıkları 3 golle aldıkları 3-1’lik skorla, ligde 4 yıl sonra Trabzonspor’u yenebildi. Gerçi Trabzonspor, 20 yılı aşkın bir süredir Fenerbahçe’yi Şükrü Saraçoğlu’nda ligde yenemiyordu. Maalesef!

Cüneyt Çakır’ı soracak olursanız, işi akışına bıraktı, Fener takımı ikinci yarı oyuna ağırlığını koyunca, ona gerek kalmadı, yan geldi yattı, çok rahat bir maç yönetti. Yani ona iş düşmedi, düşse idi ev sahibi lehine çalar mıydı? Vallahi çalardı, billahi çalardı. Ama Trabzonspor’un ikinci 45 dakika halini görünce, buna bile gerek kalmadı ve sanırım içinden ‘Oh be bu gece sıkıntıdan kurtardık’ demiştir.

Türkiye’de, zaten artık şampiyonluk sırayla olacakmış! Çok ciddiyim espri yapmıyorum. Geçen yıl yarı pandemi şampiyonu Başakşehir, bu yıl tam pandemi şampiyonu Fenerbahçe, önümüzdeki sezon Galatasaray, ardından Beşiktaş, ondan sonra da Trabzonspor. İsterseniz bu paragrafımı bugünün tarihiyle not alın! Belki sıralama farklı olur, o kadar!

Eddie Newton, çok iyi bir insan, belki de çok iyi bir teknik adam, sezon başından beri tam kadroyu hiç yakalayamadı, doğrudur. Ama Trabzonspor’a , Trabzonspor’un ruhunu anlatabilmek herkesin yapabileceği bir şey değildir.

Anlayacağınız, bu Trabzonspor takımının, bir Fenerbahçe maçının önemini algılayabilmesi için, önce o ruhu yakalaması lazım. En büyük sıkıntı burada!

Peki o ruhu, kenar ekipten Türkçe kim anlatacak, kim anlatabilir?

Hiç biri, Trabzon’un kilometre taşlarında yok!

Gişelerin önünde sabahlamıştık!..

Gişelerin önünde sabahlamıştık!..

Gişelerin önünde sabahlamıştık!..

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.