Levent Tan

Levent Tan

Usta için gitmek mi zor kalmak mı?

Hepimiz canlı şahidiyiz...

Muharrem Usta, seçildiğinde Trabzonspor gerçekten de batık bir haldeydi. Takım; sportif bir depresyonun içine hapsolmuş, taraftar; mutsuzluğu ve umutsuzluğu kanıksamış, kulüp ise sarmal haline gelmiş bir ekonomik tabloda kendi kendini tüketiyordu.

Tüm bu gerçekliğin farkında olan camia, kongreden güçsüz çıkmasına rağmen Muharrem Usta'ya Hacıosmanoğlu'nun bıraktığı enkazı toparlayabilmesi için büyük bir güç verdi.

Trabzonspor tarihinde eşine zor rastlanır.

Tutulamayan sözler, vaatler, iddialı plan ve projeler... Fenerbahçe'ye olan sponsorluğu, Salih Dursun'un hakem omuzlaması, Kartal'ın satışı, Trabzonspor üzerinden kendi şirketlerinin reklamını yaptırması... Antalyaspor'a 7-0, Kasımpaşa'ya 6-0 yenilmesi, kupalara haciz konması... Transferler, bonservisler, yüksek maaşlar...

Tamamı tolere edildi.

Peki gelinen noktada neredeyiz?

Daha da batık halde!

Hacıosmanoğlu'ndan sonra (Krediler, faizler, fesihler, menajerlik ücretleri hariç) borçlanılan en az 540 Milyon TL... Ödenemeyen maaşlar, artarak devam eden mahkemeler ve icralar... Yönetim kurulundan istifa eden 12 yönetici... Menajerlerin ve futbolcuların kıskacında bir sportif yapı... Antrenörlüğü Trabzonspor'da öğrenmeye çalışan bir hoca... ''50. yılda şampiyonluk'' vaadinden uzaklaşmış, hedeflerinden kopmuş, 5. sıra için mücadele eden bir takım!

Açık konuşalım;

Trabzonspor Başkanlığı kimsenin kolay kolay vazgeçmek isteyeceği bir koltuk değil... Rüyalarınıza girer, uykularınızı kaçırır, ruhunuzda keşfedilmemiş alanlar açar. O yüzdendir ki doğruyu yaptığına, en iyisini düşündüğüne, ''sadece şanssızlık'' çengeline takıldığına inanan Muharrem Usta olabildiğince başkan olarak kalmak istiyor.

Fakat; 2 yılı aşan sürecin sonunda Usta, bir yandan da Trabzonspor'u ekonomik, sportif ve kurumsal olarak mevcut şekilde yönetemeyeceğini biliyor.

Ve bana göre Muharrem Usta kalmak istediği kadar Trabzonspor'u bırakıp gidebilmek için de oldukça kafa yoruyor.

Ancak gitmek o kadar kolay değil!

Mesele ''Nasıl gidileceği?'' kısmında.

O yüzden bekliyor...

''Yönetim istifa'' sesleri yükselsin, camia harekete geçsin ve iki - üç kişi daha istifa etsin / ettirilsin ki kongre zorunlu olsun diye bekliyor. Usta; yarın ''Aslında iyi olacaktı... Sabretseler, seneye şampiyon olabilirdik ama beni istemediler.'' demek için bekliyor!

Yani; Usta'nın kalmak için saha içinde şansa, gitmek için ise saha dışında bu taktik savaşı kazanmaya ihtiyacı var.

Peki hangisi daha zor?

Gitmek, gidebilmek mi... Yoksa kalmak, kalabilmek mi!

MEDİCAL PARK'IN SPONSORLUĞU

Trabzonspor'un Akyazı Stadı için Medical Park ile yaptığı sponsorluk sözleşmesindeki ilginç bir detayı daha önceki yazılarımızda gündeme getirmiştik. Ticaret Sicil kayıtlarında var olmayan bir şirketin adıyla Kamuyu Aydınlatma Platformu'na yapılan açıklamadaki garipliği sorgulamıştık.

Sanırım her şey kılıfına uydurulmuş gözüküyor!

Öyle ki; MLP Sağlık Hizmetler A.Ş, halka arz sürecinde yayınladığı belgelerde Trabzonspor ile bir sponsorluk anlaşması imzalandığını doğruladı.

Ancak... MLP'nin yaptığı açıklamada bir başka ilginçlik mevcut.

Medical Park ile Trabzonspor arasında yapılan sözleşme 28 Ocak 2017 tarihli ve 1 yıl süreli olarak gözüküyor. Ve anlaşmadaki taraflar feshetmediği taktirde sözleşme her yıl yenilenecek.
Mesela 28 Ocak 2018'de sözleşme yenilendi mi bilmiyoruz.

Seneye yenilenecek mi onu da bilmiyoruz!

Bunun bir tek açıklaması var; Muharrem Usta Trabzonspor'u kendisine muhtaç ve mahkum etmek istiyor. Öyle olmasa şak diye 5 yıllık imzalanır, değil mi?

Bu sponsorluktan anladığımız şudur; Usta isterse öder... Kızarsa, küserse, kendisinden sonra gelecek yönetimi beğenmezse ödemeyebilir!




ATATÜRK'ÜN IŞIĞI...

Trabzonspor'un yönetim kurulunda kalanlar (Erhan Çimşir ve İsmail Yüksek hariç) geçtiğimiz hafta oynanan Gençlerbirliği karşılaşması öncesi Anıtkabir'e gitti. Birkaç gün sonra da Yusuf Yazıcı annesiyle birlikte Ankara'da Atatürk'ün kabrini ziyaret etti.

Fotoğraflara bakın... İki fark hemen dikkatinizi çekecektir.

Birinde Yusuf Yazıcı çakı gibi... Dimdik, saygı ve minnetle Atatürk'ün huzurunda. Diğerinde ise Gökhan Saral eli cebinde... Eyfel Kulesi'nin önünde poz verir gibi bekliyor.

Atatürk'e sevgi ve saygı turnusoldür, Atatürk'ün ışığı gelecek adına yol göstericidir...

Öyle ki;

Yusuf Yazıcı Trabzonspor'un, Türk futbolunun en değerli oyuncusu... Geleceği parlak, bahtı açık, yarını aydınlık...

Gökhan Saral ise geçtiğimiz hafta Resmi Gazete'de yayınlanan hükme göre 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'na uymadığı gerekçesiyle ilgili bakanlık tarafından 1 yıl süreyle tüm devlet ihalelerine girmekten men edildi.

Herkesin yolu açık olsun!

Resmi Gazete'nin 3 Şubat 2018 tarihli ilgili sayısını görmek için;

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/02/20180203.pdf
Usta için gitmek mi zor kalmak mı?

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.