Haber61 Spor Servisi

Trabzonspor'da bir dönem başarı ile forma giyen Emrah Eren çok samimi açıklamalar yaptı.

Youtube'da Eflatun TV'ye konuşan Emrah Eren, Trabzonspor'dan ayrılışı, yaşadıkları ve bir çok bilinmeyen konuyu anlattı.

İşte Emrah Eren'in röportajından Haber61'in derledikleri;

TRABZON'DAKİ TÜRKİYE KUPASI GALATASARAY'DAKİ UEFA KUPASINDAN ÖNEMLİ

UEFA kupasını kaldıran kadrodaydım. Galatasaraylılar belki bana kızacaklar. Bir iş yapıyorsam onda emeğim olsun isterim. Böyle bir yapım var. UEFA Kupası'nda çok fazla emeğim yok. Ülke adına çok önemli, orada olmak çok önemli, takım arkadaşlarımla paylaşmak çok önemli bir olay. Ama kalben Trabzonspor'da kaldırdığım Türkiye Kupası, Galatasaray'daki UEFA Kupası'ndan daha değerli. Orada katkım emeğim var. Bazı camialara hoş görüneceğim diye yalan söyleme alışkanlığım yok. Galatasaray'dan da kaçarak ayrılmıştım açıkçası.

Trabzon'da 3 sene kaldım. Çok iyi bir kadromuz vardı. Fatih Tekke'ye çok gol attırmak nasip oldu Yattara ile birlikte. Kötü kessek de o atıyordu zaten.

2011 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR

2010-11 şampiyonluğu çok gündeme geldiği için 2004-05 döneminde kaçırdığımız şampiyonluk gözden kaçıyor. Bu arada benim de gönlümde 2010-11 şampiyonu Trabzonspor'dur. 2004-05'de o hakem hataları olmasa şampiyon olabilirdik. Çok iyi bir kadro vardı. En sonunda Halilhodzic geldi onun hatalarıyla takım dağıldı. Ben de onunla kavga ederek ayrıldım.

Yattara ile çok iyi anlaşırdık. 3 sene boyunca maça çıkmadan bana "Emrah abi bak defansa gelemeyeceğim, çok yorgunum kusura bakma" derdi. Hiç değişmedi. Çok büyük bir yetenekti bize 3 yıl çok yardımcı oldu.

TARAFTARLA ANISI

Trabzonspor'a gideceğim dönem, Fenerbahçe de istedi beni ama Galatasaray'da yaşadıklarımdan dolayı gitmek istemedim. Şenol hoca zamanı 11'de 11 yaptık, Beşiktaş'ı 3-0 yendik. Maçın ertesi günü beyaz eşya için Erol Tuna vardı yöneticimiz onun yerine gittim. Orada bir taraftar geldi,  sarıldı dua etti. İki dakika sonra dedi ki "Niye 5 tane atmadınız". O sezon ilk yarıda 9 kişi kalıp 5-0 yenilmiştik. O maçı hatırlatıp "İsteseniz 5 tane atardınız, bilerek 80'den sonra geri yaslandınız" dedi. Az daha dayak yiyecektim, çalışanlar sonra alırsın dedi ayrıldım.

HALİLHODZİC VE SİGARA OLAYI

alilhodzic futbol hayatımda gördüğüm ve kariyerime en çok zarar veren teknik direktördür. Belki orada futbolu bırakacaktım , 10 yıl oynayacaktım ancak onun yüzünden takımdan ayrılmak zorunda kaldım.

Halilhodzic'in geldiği sene sözleşmem bitecek, yöneticiler bana "senin ücretini arttırmayacağız" dediler. O arada bana Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve CSKA Moskova teklif yapıyordu. Ben de hakikaten çok istiyorum Trabzonspor'da kalmayı. O arada bir Trabzonsporlu yönetici menajerime çok kötü bir söz söyledi. Ben de o zaman Galatasaray'la anlaşalım dedim. İnanın Trabzonspor'da iki ay görüşüp anlaşamadığımız paraya Galatasarayla 15 dakikada anlaştık. Bir gün sonra imzayı atacaktım. Eve gittim eşim dedi ki "Moralin bozuk ne oldu" dedim ki "Galatasaray'la anlaştım ya" o da şunu söyledi "Olsun Emrah nasibimizde bu varmış"... Babam da aynen şunu söyledi "Üzülme Emrah o da büyük takım". 

Çok üzülüyorum ama oradaki iki yönetici yüzünden onlara da ders verir gibi düşündüm. Sonra Murat Bozoğlu diye bir yönetici var Trabzonspor'da o aradı beni dedi ki "beni bekle benle anlaşamazsan git" ben de Galatasaray'ı oyalıyorum. Sonra Murat ağabeyle görüştüm o da "Arada ne kadar fark varsa ben karşılayacağım" dedi. Çok az bir farkla Trabzonspor'la anlaştık. İlk defa sözümü yuttum onun da sonu kötü oldu.

O iki sorunlu yönetici Halilhodzic geldiğinde de beni ona karşı doldurmuşlar. Tolga Zengin'in ilk oynadığı Galatasaray'a 3-0 yenildiğimiz maçı o tribünden izledi. Sonra geldi Yattara, Emrah, Lee Yong kalsın diğerleri çıksın dedi. Beni çağırdı "Çok hızlısın tekniksin ama benim aradığım oyuncu değilsin. Devre arasına kadar vaktin var kendini toparla" dedi. Hep bana Yattara'ya ve bazılarına takacak birşeyler buldu. 

Kazandığı zaman kendini övüyordu, kaybettiği zamanda futbolcuyu taraftarın basının önüne atıyordu. Yenildiğimiz bir Diyarbakır maçı vardı. Sonrasında çıktı dedi ki "Burada sigara içen oyuncular var. Yorgunuz diyen ama bankaya koşan oyuncular var. Yalancı oyuncular var" . Beynimden vurulmuşa döndüm.  Ertesi gün antrenmanda herkesin elini sıkarak selamlaştı. Ben de elini sıkmadım. Neden selam vermediğimi sordu "Ben de selam istiyorsan Selamun Aleyküm. " dedim. Basın toplantısında söylediklerini ona söyledim "Burada yalancı oyuncular var diyorsan herkes üzerine alır. Direkt söylemelisin. Söylemiyorsan dürüst değilsin. Ben dürüst olmayanın elini sıkmam" dedim. Ardından odasında konuştuk herkesin içinde özür dilememi istedi ben de yapmayacağımı söyledim ve kadro dışı kaldım. Şimdiki aklım olsa Trabzonspor'da kalmak için belki yapardım.

Ama o baştaki iki yönetici olayı öyle bir çarpıttı ki taraftarlar "Sigara içen Emrah mıydı, bankaya koşan o muydu" algısına kapıldı.

Sonrasında ben Halilhodzic ile çalışmayacağımı yönetime ileterek ayrıldım.

MUSTAFA AKÇAY'LA ÇALIŞMAMAK İÇİN FUTBOLU BIRAKTIM

Ben Mustafa Reşit Akçay ile çalışmamak için futbolu iki yıl erken bıraktım. Ben teknik direktörlüğümü yapacak olanın kesinlikle profesyonel olarak futbol oynaması lazım. Mourinho olurdu niye çünkü onun futbol yeteneği vardı. Mustafa hocada onu göremedim. Akhisar'da Mustafa hoca geldi sezon başı kampına gittik. Ben futbolu bıraktığım sezon gazetelerin altın karmasındaydım. O sene de full bütün maçlarda oynadım. Otele girdiğim anda bile beni istemediğini hissettim. Sonrasında Mustafa Hoca'nın odasına gittim devam etmek istemediğimi futbolu bırakacağımı ve Akhisar'daki izlerimi kötüye çevirmek istemediğimi söyledi. Hoca istemese ne der, Mustafa Hoca bana şunu söyledi "Söylediğin şeyler büyük erdem, teşekkür ediyorum". Başka bir sıkıntı görmedim.