Vaka sayılarında patlama bekleniyor! Koronavirüs aşısı karşıtlarının amacı ne?

Koronavirüs aşısı yaptırmak istemeyenlerin dayanakları neler?

Vaka sayılarında patlama bekleniyor! Koronavirüs aşısı karşıtlarının amacı ne?

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de koronavirüs ile mücadele devam ediyor.

Her ne kadar kurallara uyanlar ve aşı olaerak mücadeleye destek verenler olsa da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarına göre Türkiye’de 22 Milyon kişi henüz aşı olmadı.

Koronavirüs vaka sayıları her gün artmaya devam ederken aşı olmayanlar toplumda risk oluşturmaya devam ediyor.

Rehavet mi var?

Türkiye’de kısıtlamaların kaldırılmasının ardından vatandaşların sanki salgın bitmiş gibi yaşantılarını devam ettiği gözlenirken maske ve mesafe kurallarını da pek umursamadıkları gözlemlendi.

Türkiye’de 22 milyon kişi henüz ilk doz aşısını olmamışken ve maske, mesafe kuralları hiçe sayılırken önümüzdeki günlerde günlük vaka sayılarının 40 binlere tırmanabileceği iddia ediliyor.


“Neden Aşı Olmak istemiyorlar?

Her gün açıklanan vaka ve vefat sayıları ortadayken ve yaşanan salgından tek çıkış yolu olarak aşılanma gösterilirken, Türkiye’de birçok kişinin aşı karşıtı olduğu iddia ediliyor.

Bazı kişilerin hiçbir bilimsel dayanakları olmadan konuşup toplumda sıkıntı yarattıkları ve toplumu şüpheye soktukları belirtiliyor.
 

Uzmanlar Uyardı “ Aşı ile Korunmak Çok Önemli”

Uzmanlar sıklıkla “Koronavirüs salgınında en önemli korunma yolunun aşı olduğunu, aşı olmadan ve toplumsal bağışıklığa kavuşmadan pandemi sürecinden kurtulmak imkansız” ifadelerini kullanıyorlar.


 

“Aşı ile ilgili Komplo Teorileri”

Aşı karşıtlığının propagandasını yapanlar olduğu gibi aşı karşıtı olmayıp fakat bu söylemlerden etkilenip aşı olmayanlar ya da kafası karışıp kararsız olanların sayısı da oldukça yüksek.

Genel olarak “Koronavirüs diye bir hastalık yok’, ‘RNA virüsüne karşı aşı olamaz’ tezini savunan aşı karşıtlarının sayısı az olsa da, aralarında doktorlarında bulunduğu bu kişilerin etkilediği bir kitle olduğu belirtildi.

Peki aşı Karşıtlığının amacı ne?

Aşı karşıtı kampanyaların bilimsel, gayri kanuni ve halk sağlığına zarar verdiği görüşünde birleşen uzmanlar, bu düşüncede olanların ne çıkarları olduğunu net olarak ortaya koymak gerektiğini ifade ediyorlar.

Bu kişilerin rant popilaritesini arttırmak, müşteri profilini genişletmek ya da ilaç dışı maddelerin pazarlamasını yapmak için halkın kafasını karıştırdığı iddiası da güçlü bir şekilde dillendiriliyor.

İŞTE EN YAYGIN 10 BAHANE

Koronavirüse inanmıyorlar.

Aşının etkisiz olduğunu düşünüyorlar.

Yan etkilerden korkuyorlar.

Aşıyla çip takıldığını düşünüyorlar.

Aşının kısırlık yaptığına inanıyorlar.

Yabancı ajanların devrede olduğunu söyleyen var.

Türk aşısını bekliyorlar.

Alerji yapabilir diye korkuyorlar.

İhmalkar olanlar var.

"Bana bir şey olmaz" diyorlar.

"Bu kişiler komplo teorilerinin etkisi altında kalıyorlar"

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın aşı karşıtları hakkında yaptığı değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:

Bu kişiler komplo teorilerinin etkisi altında kalıyorlar. Yok aşı kısırlık yapıyor, çip takıyorlar, yabancı ajanlar devrede, aşı olanların beyninde hasar oluyor, kalp hastalığına neden oluyor gibi say say bitmeyen bilimsellikten uzak tevatürlere inanmak istiyorlar. Bu hastalıkla mücadele etmenin en önemli yolu aşı olmak. Sıkıntılı günlere dönmemek için maske, mesafe, hijyen ve aşı kurallarını uygulamalıyız. Uygulamalıyız ki virüs bulaşacak yer bulamasın ve kaybolsun. Ancak vaka sayıları hızla artıyor. Bu da tedbirlerin yeterince uygulanmadığını gösteriyor. Kurban bayramının etkisini de henüz görmedik.

"Aşı ile zarar görebileceklerini düşünüyorlar"

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü ise “Aşı olmak istemeyenleri iki kategoride ele almak lazım” diyerek “Bunların bir kısmı aşı karşıtlığı denilen bir kategori. Burada bir güvensizlik söz konusu. Aşı ile zarar görebileceklerini düşünüyorlar. Kanıta, bilgiye dayanmaksızın komplo teorilerine dayanıyorlar. Bu bizde çok fazla değil. Türkiye’de diğer aşılara bakacak olursak aşılanma oranı çok yüksek. COVID-19 aşısının düşük oranda olmasının nedeni tereddütlerin olması. Örneğin hangi aşıyı olsam, Türk aşısı çıkınca onu mu olsam, alerjim var dokunur mu, gibi sorular var insanların kafasında. Bu da bazı kişilerin aşıya mesafeli olmasına neden oluyor. Bu tereddütlerin artık ortadan kalkması lazım. Çünkü dünya nüfusunun yüzde 30’u aşılanmış durumda. Burada yapılması gereken bilgilendirme ve aşının etkinliği ile ilgili verilerin paylaşılması. Bir başka grup da kendilerini güvende hissedenler. ‘Ben topluma karışmıyorum, bana bir şey olmaz ya da gencim hasta olsam da yenebilirim’ diye düşünenler var. İhmalkar olanlar da bulunuyor. Aşı olmak istiyor ama fırsat bulup bir türlü aşılamaya gitmeyenler var. İkinci doz aşısını olmayanların bu kişilerden oluştuğunu düşünüyorum. Eğitim ve sosyal durum da etkili tabii ki. Hala dünyanın düz olduğuna inanan bir kesim var sonuçta. Her bir kategoriye yaklaşım farklı olmalı.” İfadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler