Sporda şiddete karşı kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda

Trabzon Milletvekili Örs o endişeyi dile getirdi.

Sporda şiddete karşı kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda

MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, "Türk ekonomisi dünyanın ilk 20'sinde. Dünyayla iletişim var, teknoloji var ama başarı yok. Bunun da en büyük nedeni, Türk sporunun ehil ellerde olmaması." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde siyasi parti grupları adına konuşmalar yapıldı.

İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs, Trabzon'da şehit düşen Eren Bülbül'ün adının Samsun İlkadım Belediyesince bir parka verildiğini belirterek, Bülbül'ü rahmet ve minnetle andı.

Kanun teklifiyle şiddeti önleme gerekçesiyle ciddi ve önemli değişiklikler öngörüldüğünü belirten Örs, "Ne yazık ki bugün Türkiye'yi idare edenler sporu siyasi iktidarın mevzi kuvvetlendirme mecrası olarak görmektedirler. Bu çok büyük bir yanlıştır. Bu, sporla gelişmeyi bekleyen gençlerimize yapılmış bir haksızlıktır." diye konuştu.

İktidarın, kamuoyu algısını kontrol etmek için spor kulüplerini ve tribünleri kontrol etmek istediğini ileri süren Örs, "Bugün olduğu gibi Futbol Federasyonunu, başkanını, yöneticilerini, kurullarını atarsanız hatta o kurulların yedek listelerindekilerin sıralarına bile müdahil olursanız kulüpler üzerinde doğrudan hakimiyet kurarsınız." ifadesini kullandı.

Örs, Türkiye'de kulüplerin birçoğunun iflasın eşiğinde olduğunu dile getirerek şunları söyledi:

"Süper Lig'de şampiyon olmuş 5 kulübümüz vardır. Bunlardan Bursaspor maddi sıkıntılar içinde küme düşmüştür, diğer 4 büyük kulübümüz ise ticari açıdan müflis durumdadır. Bu kulüpler sınırsız şekilde borçlandırılmış, kamu bankaları üzerinden gelecekleri ipotek altına alınmıştır. 5 kulüp dışındaki diğer kulüplerimizdeki durum farklı mıdır? Hayır. Aynı sıkıntılarla onlar da boğuşmaktadır. Oysa kulüpleri borçlandıran yönetici ve menajerler ne yazık ki Ankara'nın gölgesinde huzurlu bir hayat sürmektedirler. Yönetici ve menajerler zenginleşmiş, kulüpler ise fakirleşmiş ve iflas etmiştir."

Örs, sporda şiddetin önlenmesinde basın ve medya kuruluşlarının, televizyon yorumcularının ve spor yazarlarının tavır, söylem ve duruşlarının da çok önemli olduğuna işaret etti.

2. ve 3. lig kulüplerinin zor şartlar altında olduğuna dikkati çeken Örs, bu kulüplerin yöneticilerinin, "Passolig uygulamasının kendi liglerinde uygulanması halinde seyirci bulamayacakları" yönünde endişeleri bulunduğunu söyledi.

"Federasyon başkanı o branşta milli olsun"

MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, sporun siyaset üstü olduğunu, bu nedenle parti ayrımı yapmadan sorunların çözümüne odaklanılması gerektiğini belirtti.

Türk sporunun özellikle son 25 yıldır sıkıntı yaşadığını ifade eden Sancaklı, üstünü örtmenin sorunları çözmediğini vurguladı.

Olimpiyatlarda alınan sonuçlara göre ülke sporunun durumunun ortaya çıktığını dile getiren Sancaklı, Türkiye'nin son 3 olimpiyatta tarihin en kötü neticelerini aldığını, bunun nedeninin işin ehil ellere verilmemesi olduğunu savundu. Sancaklı, "Türk ekonomisi dünyanın ilk 20'sinde. Dünyayla iletişim var, teknoloji var ama başarı yok. Bunun da en büyük nedeni, Türk sporunun ehil ellerde olmaması. Bunu söylerken lütfen şöyle de bir yanlış anlaşılma olmasın: Yani Türk sporunda bir Spor Bakanı vardır, her şeyi Spor Bakanının üstüne yıkalım. Öyle bir şey yok. Genel konuşuyorum, hepimizden bahsediyorum, buna Meclis de dahil." diye konuştu.

Gelecek yıl olimpiyatların ve federasyon seçimlerinin yapılacağına işaret eden Sancaklı, "Gelin, buradan bir kanun çıkaralım. Kendi branşında başkan olmak isteyenler o branşta milli olmuş olsun. Yani Atletizm Federasyonu Başkanı atlet olsun, Basketbol Federasyonu Başkanı basketçi olsun, Futbol Federasyonu Başkanı futbolcu olsun. Bunu tekrardan gündeme getireceğiz." ifadelerini kullandı.

Türk futbolunun önemli bir problemi bulunduğunu söyleyen Sancaklı, "Türk ekonomisini yöneten büyük patronlar futbolun içine girip yöneticilik ve başkanlık yaparak, özellikle kendi güç savaşlarını kulüpler üzerinden yapmaya başladılar. Ne durumdayız şimdi? Sadece, işte '4 büyük kulüp' dediğimiz Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un 10 milyar lira borcu var, 10 milyar TL. Bugünkü faizler herhalde 20-25 civarında, yıllık faizi 2,5 milyar TL. Peki, kulüpler bunu ödeyebiliyor mu? Tabii ki ödeyemiyor." dedi.

"Türkiye'nin en zengin adamı kulübe müdahale edemiyor"

Sancaklı, kulüplerin borçları nedeniyle önemli sıkıntılar yaşayacaklarının altını çizerek, "FIFA diyor ki 'Olmaz kardeşim, para da koyamazsın, önce bu borçları öde.' Yoksa Ali Koç da transfer yapmak istiyor, dünyanın en iyi yıldızlarını almak istiyor, Fenerbahçe'yi düştüğü bu durumdan kurtarmak istiyor ama öyle bir kilitlenmişizki Türkiye'nin en zengin adamı bir kulübe müdahale edemiyor." dedi.

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın ile görüştüğünü aktaran Sancaklı, kulüplerin borçlarının yapılandırılmasına yönelik uygulamada kulüplerin borçlarının silinmesinin söz konusu olmadığını kaydetti.

Türk futbolunun prestij kaybettiğini ve kalitesinin düştüğünü söyleyen Sancaklı, Avrupa kupalarında başarısız olan Türkiye'de maç yayın ihalesini alan kuruluşun da dekoder satamadığını anlattı.

Sancaklı, sporda şiddeti körükleyenlerin başında futbol kulüp yöneticileri ile pervasızca yorum yapan köşe yazarlarının geldiğini de sözlerine ekledi.

"Şiddet sadece taraftar sorunu olarak görülüyor"

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç ise kanun teklifinde, spor alanlarındaki şiddet ve düzensizliğin sadece bir taraftar sorunu olarak görüldüğünü belirterek, teklifin taraftarları tamamıyla kötü insanlardan oluşmuş, şiddet eğilimli olarak lanse ettiğini savundu.

Oluç, şunları kaydetti:

"Mevcut teklif, şiddet öğesi üzerine kurgulanmış ve şiddetin önlenmesi amaçlı tasarlanan güvenlikçi önlemler içeriyor ama öyle maddeleri var ki içinde düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarını daraltıyor. Orantılılık ve ölçülülük ilkeleri yönünden Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırılık teşkil eden maddeler taşıyor. Teklifte yer alan 'spor alanları', 'seyir alanları', 'güzergah', 'tezahürat', 'taraftarlar' ve 'taraftar olmayan' gibi kavramlar, sınırları o kadar belirsiz hale getirilmiş vaziyette ki bunların, bu yasa metninde bu şekilde kullanılması, ulusal ve ulusal üstü birçok yasa metnine ve Türkiye'nin imzaladığı demokratik sözleşmelere de aykırı görünüyor."

Oluç, teklifte yer alan "Seyircilerin müsabaka ve seyir alanlarına girişinde biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulama sisteminin kurulmasına ilgili federasyonun görüşü alınarak Bakanlıkça karar verilir." maddesine ilişkin de "Bu teklif, spor müsabakalarına giriş esnasında kimlik doğrulama amacıyla kişisel biyometrik verilerin depolama ve kullanılma imkanını, keyfiliğe ve kötüye kullanmaya bütünüyle açık hale getiriyor." eleştirisinde bulundu.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler