OHAL çerçevesinde uygulanan Kanun Hükmünde Karanameler'le yaşanan işten çıkarılmalarla ilgili Eğitim Sen Trabzon Şube Başkanı Muhammet İkinci açıklama yaptı. İkinci KHK ile hukuksuz işten çıkarılmaların son verilmesi gerektiğini belirterek Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde bu yolla işten çıkarılan Dr. Mihriban Yıldırım'ın görevine iade edilmesini istedi.

İşte o açıklama;

Bilindiği üzere ülkemizi uçurumun kenarına getiren 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından başlatılan soruşturma, kovuşturma ve tutuklamalar devam etmektedir.
Parlamentomuzu ve demokratik hukuk devletimizi hedef alan darbe girişimine katkı sağlayan bütün sorumluların hukuk devleti normlarına uygun bir şekilde açığa çıkarılması, yargılanması elbette doğru ve yerinde bir karardır.

Ülkemizdeki demokratik hak ve özgürlükleri hedef alan darbe girişimi karşısında demokratik kamuoyu olarak tepkilerimizi ifade ettik ve haklarımızı korumaya dönük refleksleri ortaya koyduk.

Ancak darbe girişiminin ardından kamu personeli içinde FETÖ ile mücadele adı altında yürütülen soruşturma, kovuşturma ve görevden almalar,  bir süre sonra darbecilerle hiçbir bağı olmayan, tersine onlara karşı mücadele yürüten kesimleri de etkilemeye başlamış,  devlet kurumlarındaki operasyonlar kelimenin tek anlamıyla cadı avına dönüşmüştür.

Somut bilgi, belge ve delillere dayanmayan, evrensel hukuk kuralları dikkate alınmadan ve şeffaf bir soruşturma süreci işletilmeden yapılan açığa almalar ülkenin içinde bulunduğu kaosu derinleştirmekten başka sonuç vermemektedir. Bu tür uygulamalar toplumsal barışa yönelen ve kamu vicdanını yaralayan bir  sonuçlar vermektedir.

Ülkemizin içinde bulunduğu hassasiyetler ve kırılma noktaları gerekçe gösterilerek ilan edilen Olağanüstü Hal uygulamaları, yayınlanan kanun hükmünde kararnameler sadece devletin içinde yuvalanan FETÖ yandaşlarını hedef almamaktadır.

Açık muhalif kimlikleriyle ve mücadeleleriyle bilinen pek çok kamu personeli de başlatılan bu büyük tasfiyenin içine dahil edilmektedir.

Türkiye’de pek çok örneğini gördüğümüz şekilde, Trabzon’da da KESK/SES ve TTB üyesi KTÜ’de asistan hekim Dr. Mihriban Yıldırım hakkında Cemaat’e üye olduğu iddiasıyla  soruşturma açılmıştı.

Dr. Mihriban Yıldırım hiçbir hukuki ve maddi delil ortaya konmadan 672 sayılı KHK’yla birçok kamu görevlisiyle birlikte görevinden ihraç edilmiştir.
 
Çevresi tarafından ilerici, laik, demokrat, eşitlikçi dünya görüşü ile bilinen Dr. Yıldırım’ı darbeci FETÖ cemaatiyle özdeşleştirmek, bu iddiayla kamudaki işine son vermek ülkemizin farklı bir mecraya doğru sürüklendiğinin işaretidir.

Bu durum AKP hükümetinin FETÖ darbe girişimini kendilerine sunulan bir “lütuf” olarak değerlendirip, her türlü demokratik hak ve özgürlüğü sınırlandırarak muhalif bütün kesimleri sindirmeye yöneldiğini kanıtlamaktadır.

Hukuk ve adalet mekanizmaları üzerindeki baskılar, hak arama yollarında çıkarılan engeller, Türkiye toplumunun bir baskı rejimine doğru götürüldüğünün kanıtlarıdır. Üçüncü kez uzatılan OHAL bunun işaretidir.

Uyarmak zorundayız.

Girilen yol çıkmaz sokaktır. Buradan çıkış ancak işleyen bir demokrasi ile mümkündür.

Bir an önce bu cadı avından vazgeçin.

Evrensel hukuk kurallarını işletin, adil yargılanma ve savunma hakkını tesis edin, iddiaları somut bilgi, belge ve delillerle ortaya koyun, Dr. Mihriban Yıldırım arkadaşımızın adil şekilde yargılanma hakkını engellemeyin.

Hukuku rehber edinmeyen yönetim anlayışları meşruiyetini yitirir çünkü devlet; hukuk ve adalet varsa devlettir.

Basına da bir çift sözümüz var.

İktidardan nemalanmak uğruna, kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan mağdurları yargısız infaz etmeyin, dedikoduları ve iftiraları bu amaçla kullanmayın.
Hükümete sesleniyoruz: Darbe girişimi ve arkasındaki güçlerle hakiki bir hesaplaşma, ancak demokrasi ve hukuk içinde mümkündür. 

Bu arada ülkemizi darbe koşullarına getiren sürecin siyasal sorumluluğunu üstlenin ve gereğini yapın.

Kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık bir komploya dâhil edilen üyemiz Dr. Mihriban Yıldırım’ın acilen hakları iade edilerek görevine dönmesi sağlanmalı, onun açığa alınmasına katkı sağlayan şer odakları da ortaya çıkarılmalı ve yargılanmalıdır.