Haber61 Haber Servisi

Trabzon’a Ramazan Bayramı ve bazı ziyaretlerde bulunmak üzere gelen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu basınla buluşarak açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu şöyle konuştu;

Trabzon’da Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi insanların talepleriyle ilgilenen bir belediye başkanım. İstanbul’un belediye başkanı olmak sadece 16 Milyon insanın başkanı olmak değildir. İstanbul ekonominin yüzde 50’sinin gayrı safi milli hasılanın yüzde 46-47’sinin hayata giriş yaptığı yerdir. Bu nedenle Türkiye’deki birçok konuya dokunan bir yönetim olmaya çalışıyoruz. Bu anlamda Yomra belediyesinin bizimle işbirliği talebiyle karar verdiğimiz güzel bir parkı he beraber tasarlayıp katkı sunduğumuz bir süreci tamamladık. Trabzon’a gelişimizi de bu takvime oturtmuştuk. Bu tarih özel bir tarih oldu. Trabzonspor’un şampiyonluğundan sonra bir bayrama denk geldi. Hem Trabzonspor camiasının hem Trabzon’un şampiyonluğu kutlu olsun. Trabzon’daki sporun temelinin ne kadar uzun olduğun bilen biriyim. Bu şehirde spor yöneticiliği yapmış biri olarak söylüyorum. Bu başarıyı özlemle ve kusursuz kutlayan keyifli görüntüler dışında sıkıntılı ortam oluşturmayan hemşerilerime teşekkür ediyorum.

Bu gezi öncesi Rize ve Artvin’de ilçe ziyaretleri yaptım. İyidere’den başlayarak durdurulduğumuz ve selam verdiğimiz noktalar hariç, Merkez, Derepazarı ve sırasıyla devam ettik. Eksiksiz bir Karadeniz turu yaptık. En son geldiğimde oradaki siyasi parti il başkanlarının ikidir geliyorsunuz ama Rize ve Artvin’i ziyaret etmediniz dediler ben de söz vermiştim. Hem bir açılış programı hem de sözümü yerine getirdim. O ilçelerde insanlara buluşmak çok güzeldi. Bayramlaşma dediğimiz buluşmaların büyük kalabalıklara dönüşmesi beni mutlu etmiştir. Benim o bölgeye dair çokça anılarım var. Babamın ticaret yaşamında en yoğun müşterileri bu hattaydı. O nedenle destek olma amaçlı o coğrafyaya çokça gittim. Kısacası yine dün ve bugün güzel bir Karadeniz gezisini tamamlamış olacağım.
Trabzon’da meydan da bir bayramlaşmamız olacak. Bütün hemşerilerimizle bayramlaşmak isterim. Keşke imkânım olsa da nüfusun tamamıyla el sıkışabilsem. Ardından Trabzonspor’u ziyaret edip futbolcuları, teknik kadroyu ve yönetimi tebrik edeceğim. Daha sonra Akçaabat’a gidip ailemizin en yaş alan anneannemizi ziyaret edeceğim. Sonrasında Yomra’da açılışa katılıp ardından döneceğim.

SORU CEVAP BÖLÜMÜ

Değişim yüksek oranda var. Zaten olmaması imkansız. Türkiye’deki tüm olumsuzluklar, ekonomiden yönetim biçimine, işsizliğe kadar toplumun rahatsızlığı yüzde 80 oranında. Böyle bir sorun yumağı ülkede değişim olmaması imkansız. Bu değişimi motive edecek motive edecek olan da muhalefettir. Muhalefette üzerine düşeni yapmaktadır. 6’lı masanın tarihi birlikteliği ve genişlemesi mümkün yolcuğu Türkiye için umut ışığıdır. 100 yıllık cumhuriyetin demokrasi ile taçlanması bu masanın hedefi biz de buna hizmet ediyoruz.

CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI GÜNDEMİMDE YOK
İstanbul Türkiye’nin lokomotif kentidir. Sorunlara duyarsız, hiç konuşmayan bir İBB Başkanı tasvip edilmez. 16 Milyon insanın tarihi oyla seçtiği bir başkan Türkiye’de bir çok konuya destek olmak mecburiyetindedir. Sorumlu davranmak zorundadır. İstanbul’u yöneten Türkiye’yi yönetir elbette değil ama sorumluluk bilinci bende en üst seviyede var. Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesi elbette benim gündemimde yok. Ama benim gündemimde önümüzdeki seçimde değişim var. Bu değişme hepimizin ihtiyacı var. Burada en başta sorun yaşayan benim. 150 maddelik İstanbul belediyesinin engellendiği konuları sıralasam 150 daha sayarım. Bu ülkede herkesin değişime ihtiyacı var. AK Partili belediye başkanının da var. Bir konuda konuşamayan beyan veremeyen belediye başkanı olsan ne olur olmasan ne olur. Türkiye’de hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir ortamda değişime ihtiyaç var. Bu süreç değişimle taçlanmalı. Bizim partimizde genel başkanla yarış diye bir şey yok. Ne haddime. Partimin genel başkanlığı çok asil bir görev. Genel başkandan izin alıp konuşmak gibi bir şey de yok. Bu soru normal Türkiye’yi yöneten iktidar böyle hareket ediyor. İnsanlara ne konuşması gerektiğinin metnini verdiğini düşünüyorum. Biz de öyle bir şey yok. Genel başkanımla çok paylaşımda bulunan biriyim ama öyle bir ilişkimiz yok. CHP’nin prensiplerine uygun değil.  Bugün gündemimizde ne cumhurbaşkanlığı meselesi ne de başka bir şey var. Ne de Mansur Yavaş ile bir yarış söz konusu.
İBB Başkanının Türkiye’yi ilgilendiren siyasi konulara ilgili olması normaldir. Sonrasında yolculuk ne olur kısmı kişisel olarak tarif edilirse bir şey çıkmaz. Ama milletin tarif edeceği yolculuk yarın ne gösterir Allah bilir. 

TRABZONSPOR FENERBAHÇE GERGİNLİĞİ BİTMELİ
Trabzonspor ve Fenerbahçe kulüpleri arasındaki gerginlik hiç yakışmıyor. Bir an önce bitmesi lazım. Türkiye’de herhangi bir kulübün de kavgası yakışmaz. Spor kavga alanı değil. Bundan beslenen yöneticiler başkanlar spor yazarları taraftarlar olabilir. Ama bundan hoşlanan milyonlar yoktur. İçim acıyor olmaz böyle bir şey. Bu konuda centilmenliğin, 50 yıllık tatlı rekabetin güzel bir ilişkiye dönüşmesi konusunda en hassas görev hangisiyse ona talibim. Ama seviyesi uygulamaların asla bir tarafı olmam. Centilmenliğin, sporun gerektirdiği dostluk konusunda köprü olurum. İstanbul’un 3 önemli kulübü var. Onların Türkiye’deki en fazla diyalog içinde olması gerektiği dördüncü kulüp Trabzonspor’dur. Bu nedenle bir araya gelinip bunu konuşmaları lazım. Yakışan da budur. Bu konuda en üst seviyede elimden geleni yaparım hem de ortada dururum.
Rize Artvin gezisinde kalabalığın fotoğrafına bakın, yüzde 15’ine yakın çocuk önemli bir bölümü de gençti. O çocuk ve genç sayısı benim en çok haz aldığım kısmı.  Yaşları küçük sözleri çok büyük.

MÜLTECİ KONUSU ÇOK AĞIR
Mülteci konusu bizim için de Türkiye için de çok ağır bir konu. Güncel sorunların bilançosunu çıkarmanız mümkün ama bu konunun yapamıyorsunuz. Çok büyük risk ve problemlere gebe. Dış politikanın kötü yönetilmesi nedeniyle bugün bu sorunla karşı karşıyayız. Sıfır mülteci sorunu olmazdı ama bu şekilde de olmazdı. İlk dönemleri hatırlayın bir popülizm vardı. Neredeyse bütün nüfusunuzla gelin diyenler vardı. Yazık günahtır. Biz vicdanı yüksek bir milletiz ama vicdan yönetilebilir olmalı. Yönetilen dış politika sürecinin ülkemize ağır bedelini ödüyoruz. Mülteci sayısı 5 Milyon civarında. 1 Milyon civarında çocuk dünyaya geldi. Sağlıklı bir dış politika süreci lazım. En ağır düşmanca sözleri ettiğiniz bir ülkenin kalkıp ayağına gidebiliyorsunuz. Böyle bir süreç başka sorunları da beraberinde getirebilir. Sağlıklı bir Suriye ile iletişim, insanların kendi yurtlarında yaşamalarını sağlayacak bir mücadele olmalı. Bunu çok tutarlı bir ülke yönetimi yapabilir. Çok seviyeli “Yurtta sulh cihanda sulh” anlayışıyla bu zararın makul seviyelere inmesi söz konusu olabilir. Bu yıllarca bizi meşgul edecek bir sorundur. Bu iktidarın bunu çözebilecek bir kabiliyeti yoktur.

GENÇLER KAÇMA HAYALLERİ KURUYOR
Benim yaklaşımım hiç değişmedi. Bana en ağır lafı edene yarabbi şükür demem. Cevabını veririm karşıdaki anlayamaz onu bilemem. Cevap verme kısmında özenliyimdir. Anlasa canı acıyacak ama anlamıyorsa yapacak bir şey yok. Her gün kavga eden bir babanın olduğu evde huzur olur mu? Benim olduğum ortamda gençlere çocuklara motive veren biri olmam gerekir. Çocuklar gençler şimdi ülkeden kaçma hayalleri kuruyor. 

TRABZON İÇİN ÜZÜLÜYORUM

Keşke bu iktidar için Trabzon ve Rize bu kadar önemli olmasaydı. Oyu beni ilgilendirmiyor ama doğaya verdikleri zarar şehirleri çirkinleştirmeleri, Boztepe’nin önüne diktikleri o 60 metrelik viyadük abidesi. Bana göre bu dönemin çirkinleştirmenin simgesi olacak o viyadükler. Bu bölgede ne üretiyoruz biz. Allah’ın bize verdiği güzelliği hoyratça harcamanın dışında ne yapıyoruz. Kalıcı gelişmeci, ticari anlamda eğitim anlamında Rize Trabzon kaçıncı sırada bakıyor musunuz? Bunlara bakın ve üzülün. Trabzon ve Rize halkı bakıp üzülsün. Benim baktığım pencere bu. Ben bu şehre üzülerek bakıyorum. Yüzde 70-80 oy alsan ne olur. Trabzon başta olmak üzere Karadeniz Türkiye’nin en çirkin yapılaşan bölgelerine dönüştü. Halen de devam ediyoruz. Karadeniz’de sahil yolu boyu gidince hala deniz dolduruluyor. Ya toprak yığınları, ya çöp yığınları. Hep beraber bu konuya ses çıkarmalıyız. Şuanda Karadeniz nüfusu en hızı yaşlanan nüfus. Hâlbuki en genç nüfus burada olmuştur. Ancak gittikçe yaşlanan bir nüfusa dönüşüyor. Hiçbirinizin çocuğu burada durmak istemiyor çünkü. 

ŞAMPİYONLUKTA ÇOK DUYGULANDIM
TRABZON’DA YEREL YÖNETİCİLER DÜŞÜNSÜN…
Ben maç izleyemiyorum vaktim yok ama o akşam ilk kez kızımla maç izledim. Büyük ve küçük oğlum buraya gelmişti. Eşim orada bir fotoğraf çekip yakın akrabalarımızla olan bir yere atmış. Orada muzip bir akrabamız da alıp paylaşmış. Kusura bakmayın da gözümde yaş aksın en son 13 yaşında sokaklara çıkıp sevindim. İlk şampiyonluğu bile hatırlıyorum. 5 yaşında şöyle hatırlıyorum, kereste atölyemiz vardı. Kerestelerin üzerinden düşüp kafamı yardım beni Numune hastanesine götürdüler. Dönüşte sahile indiğimizde trafik tıkandı. Amcam orada niye buraya girdik şampiyonluk kutlamaları var dedi. Ben ağlarken bir anda şampiyon deyince ağlamam kesildi. O akşam çok duygulu bir akşam yaşadık.  Her mutluluk her şampiyonluk bu duyguları yaşatsın. Bir başkasına laf atarak değil. Sevinçlerimizi gözden geçirelim. O anlamda Meydan2daki kutlamaları çok beğendim. Enerjisi çok güzeldi.  Şunu da düşündüm, Trabzon’da yerel yöneticiler neden bir tekno grubu ya da dj grubu getirip Meydan’da bugüne kadar konser yapmadılar oturup düşünsünler. Yüzbinlerce insan geldi. Bunu yapsalardı partiden atarlardı onları niye yaptınız diye. Bir de Ramazan’da yaptılar ömür boyu geri gelemezdiler. Keyifli bir ortamdı herkes çılgınca eğlendik. Dinden imandan mı çıktık çok güzel eğlendik. Böyle anlar bazen tabuları yıkar.  

ÖZKAN SÜMER ZEKASIYLA CEVAP VERİRİM
Bakan Soylu Meydan’da sanırım tepki gördü. Bizim insanımız beyefendi ahlaklı centilmen güzel konuşan insanları sever. Başka bir şey söylemem gerek yok sanırım
İki bakanla ilgili olarak ben hiçbir zaman mevzu açmadım ama ne zaman benim işime karışan alanıma müdahil olan işimi engellemeye çalışan olursa cevabını vermekten geri durmadım. Bahsedilen kişiler bu dilleriyle benim muhatabım bile değiller. Bana zarar veriyorlarsa, ağza alınmayacak seviyesi düşük kısır cümlelerle hakaret etmeye çalışırlarsa rahmetli Özkan Sümer’in zekasıyla onlara cevap veririm. Ama onun zekasından çıkarım yapmakta bir zeka ister.