100. Yılında Mondros Mütarekesi ve Karadeniz’de Mili Mücadele Sempozyumu 

Sempozyumda mütareke öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmelere dair değerlendirmeler yapıldı 

100. Yılında Mondros Mütarekesi ve Karadeniz’de Mili Mücadele Sempozyumu 

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumu ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü iş birliğiyle düzenlenen “100. Yılında Mondros Mütarekesi ve Karadeniz’de Mili Mücadele Uluslararası Sempozyumu”nda mütareke öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmeler ele alındı. 

Türk Tarih Kurumu ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü iş birliğiyle Trabzon’da düzenlenen “100. Yılında Mondros Mütarekesi ve Karadeniz’de Mili Mücadele Uluslararası Sempozyumu”, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Baykal ve Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Okur'un açış konuşmalarıyla başladı. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, yaptığı konuşmada hem Türk tarihinin hem dünya tarihinin en kutsal mücadelelerinden birisi olan Milli Mücadele’nin kendisinden önceki ve sonraki olaylarla bağlantılar kurarak anlaşılmasının önemine işaret etti. Karadeniz’de Milli Mücadele’yi diri tutan etkenlere, bölgedeki mücadele azmine değinen Turan, Anadolu’nun Türkleşmesi süreciyle ilgili konuştu. 11. yüzyılda yaşanan en önemli gelişmelerden birisinin Anadolu’nun Türk vatanı haline gelmesi olduğunu ifade eden Turan, büyük bir buluşma, bir milat olan bu dönemden sonra Anadolu’nun yeniden isimlendirmiş, imar edilmiş ve yapılandırılmış olduğunu kaydetti. Karadeniz adının dahi Oğuzlar tarafından verildiğinin altını çizen Turan, Trabzon'un Yavuz Sultan Selim ile Kanuni Sultan Süleyman gibi çok önemli devlet adamlarını yetiştiren önemli bir merkez olduğunu dile getirdi. 

Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından Anadolu’da yaşanan gelişmelere değinen Turan, pek çok tarihçiye göre Osmanlı iktidarına son veren mütareke sonrasında Anadolu’nun büyük darbeler almaya başladığını söyledi. Bu süreçte bazı bölgelerdeki şehirlerin çok fazla zarara uğradığını söyleyen Turan, tıpkı İzmir, Antep, Maraş gibi Trabzon’un da felaketi her zerresiyle hissederek yaşadığını ve bu bölgede çok sayıda şehit verildiğini ifade etti. Trabzon halkının başta Ermeni ve Rus çeteleri ile Rus işgaline karşı mücadelesini hatırlatan Turan, Milli Mücadele’nin en önemli hikayelerinden birisinin Trabzon'da yazıldığını kaydetti. Turan, “Bu topraklar her türlü bağımsızlığı, her türlü selameti, her türlü huzuru en son santimine kadar haketti” dedi. 

"Greek'le, Yunan'la Pontus'un bir alakası yok" 
Tarihin tahrif edilerek siyasi emellere alet edilmesinin bir örneği olarak Karadeniz'e yönelik Pontus iddialarına da değinen Turan, “Greek'le, Yunan'la Pontus'un bir alakası yok“ ifadelerini kullandı. Batı'dan gelen bu tür taarruzların bitmeyeceğini, teyakkuzun asla elden bırakmaması gerektiğini belirten Turan, Karadeniz’in Mehmet Akif'in “Yurdumun üstünde sönmeden en son ocak” ifadesine ilham olabilecek derecede en son ocak sönünceye kadar mücadeleye hazır bir bölge olduğunu ifade etti. Turan, “Bu mücadelenin içinde şehit olanlara, gazi olanlara ve çeşitli şekilde katkı sağlayanlara ne kadar minnet duysak azdır" dedi. 

Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Öksüz ise Trabzon’un ve Karadeniz Bölgesi'nin Milli Mücadele’nin başarısı açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dile getirdiği bu hususun 1918 sonrasında bu bölgedeki insanların geleceklerini tehlikede görerek bazı önlemler almasının ve hür ve bağımsız yaşamak yönündeki arzularının bir sonucu olduğunu belirten Öksüz, bu doğrultuda bölgede çıkarılan İstikbal gazetesinin adıyla bile Karadenizlilerin istikbaline sahip çıkma arzusunu yansıttığını ifade etti. Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti ile Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyeti’nin Erzurum Şubesi’nin bir araya gelerek Milli Mücadele’nin toplumsal zeminini oluşturduğunu ifade eden Öksüz, Trabzon’un aynı zamanda Milli Mücadele’de batı cephesini ayakta tutan en önemli merkez olduğunu dile getirdi. Sovyetler'den gelen yardımların da, doğu cephesinden gönderilen mühimmatın da Trabzon üzerinden batı cephesine intikal ettirildiğini hatırlatan Öksüz, Pontus çetelerine karşı kahramanca mücadele veren Osman Ağa, İskele Kahyası Yahya Efendi, İstikbal gazetesi baş yazarı Faik Ahmet Barutçu’yu anarak, bu isimlerin bin yıl önce vatan haline getirilmiş bu coğrafyayı topyekun kurtarmak için bir araya geldiklerini belirtti. 

Karadeniz Teknik Üniversitesi Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Okur ise Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup olarak çıkması sonrasında Anadolu’da başlatılan işgal karşısında Karadeniz Bölgesi’nin en yoğun mücadelenin verildiği bölgelerden biri olduğunu ifade etti. Mütareke sonrasında bölgede oluşan idari boşluk fırsat bilinerek Pontusçu iddialar gibi tarihi temeli olmayan demografik planların yapıldığını söyleyen Okur, düzenlenen sempozyumda Birinci Dünya Savaşı’ndan yeni Türk devletinin kurulduğu 1923'e kadar geçen sürede Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan askeri siyasi ve sosyal olayların yeni bilgi ve belgeler ışığında ele alınmasının amaçlandığını dile getirdi. 

Mütareke öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmeler değerlendirilecek 
Sempozyumda, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının 100. yıl dönümünde, mütareke öncesinde ve sonrasında yaşanan gelişmelere dair değerlendirmeler yapılıyor. Ayrıca Mondros’a giden süreçte yaşanan iç ve dış gelişmeler, mütareke döneminde Türk topraklarının işgal edilmesi süreci, İtilaf Devletleri’nin Türk politikaları üzerindeki politikaları ve Ermeni ve Pontus çetelerinin terör faaliyetleri konularında oturumlar düzenlenecek. 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler