Dünya “uzaylı istilasına uğramış gibi”; sokaklar boş, evlerimize kapandık. Pazar günü ve 11- 15 arası kontrollü sokağa çıkma (Altmış beş yaş ve üstü) mutlu etti. Trabzon son dört günlük sokağa çıkmanın dışında tutulmuş, sevindik. Valilik maskesiz sokağa çıkılmaması konusunda tebliği yayımladı. Salgının görünmez gücünün ise gündemi değiştireceğine kuşku yok. Yerelde asıl soru, ders alıp almayacağımız olarak özetlenebilir.
Dünyada;
Salgına farklı pencerelerden bakıp küresel ölçekte iklim değişikliği, temiz suya ulaşım, tarım ve hayvancılık, enerji, kapasite kullanımı vb. pek çok alanda daha fazla işbirliğine ihtiyaç olduğuna kuşku yok.
Ya yerelde?
Salgın sürecinde Prof. Dr. Özgür Demirtaş’ın Türkiye için yaptığı yorum, insanımızı net olarak ifade ediyordu; “Türkiye yüz metre koşucusu gibi, maratoncu değil”. Bu değerlendirme en çok da Trabzon’a uyuyor bence.
Bu süreçten öğreneceğimiz çok şey var. Sağlık, ekonomi ve sosyoloji yararlanacağımız en temel bilim dalları ancak teknoloji, dijitalleşme, kurumsallaşma, risk yönetimi gibi şirketlerimizi ilgilendiren birçok alt başlık derslerle dolu. Odaklanarak bakmamız gereken ise, hangi konularda daha derin ve hedeflere yönelik işbirliklerine ihtiyaç duyulup duyulmayacağı konusudur.
Spor Şehri Trabzon
Eğer bu şehre ilişkin görüşlerimizi, tematik bir alanda öne çıkaracak modelimizi ve projelerimizi paylaşmıyorsak, eleştiri hakkımızı kötüye kullanmış oluruz. Kendi adıma spor ve özelde sporcu performans ve büyük veri merkezi hakkında yazıp çizdiklerime dair derin uzmanlık bilgisi olanların tartışması yerinde olur. Eğer sporda yeni şeyler söyleyebilirsek, yeni antrenman metotlarını geliştirebilirsek o zaman liglerimiz devşirme sporcular yerine öz kaynaklarımız ile rekabet avantajı yaratamaz mıyız?
Bugün ülkemizde sporcu verilerine baktığımızda, üretilen/üretilmeyen bilgiler ışığında kök sorundan uzak olduğumuzu söyleyebiliriz. Kök sorunumuz, veri üretememek, verileri analiz edememek, bununla ilgili antrenman programları üretememek desem umarım çizmeyi aşmamış olurum.
Spor Şehri Trabzon için bir gelecek tasavvuru: Performans, data ve ARGE merkezi
Yazar Jackson Brown şöyle diyor; ''Gerçekten yapmak istediklerinizden asla vazgeçmeyin. Büyük hayalleri olan kişi, tüm gerçekleri bilenden daha güçlüdür.''
Dört yıl kadar önce Trabzon’da gerçekleştirdiğimiz “Trabzon Spor Çalıştayı” tam da Jackson Brown’ın dediği gibi sonuçlarını vermenin; Tematik spor şehri Trabzon’un ortaya çıkmasında yol gösteriyor.
Bu sonuç biraz da benim fikri takip dediğim ışıklı yola çıkıyor
Gençlik Spor Bakanlığının, TOHUM merkezine bitişik yapılması planlanan performans merkezi için 1500 m2 araziyi Trabzon Büyük Şehir Belediyesine devrettiği ifade edilirken, protokolün de tamamlandığı biliniyor. Geriye yapım için ihale kalmış oluyor. DOKA, Sporcu Performans ve Yetenek Seçim Merkezi makine ekipmanı için 4.5 milyonluk hibe protokolünü Trabzon Büyük Şehir Belediyesi ile imzalamıştı. Bu merkez için bu rakamın yeterli olmayacağı yapılan araştırmalarda görülmektedir. Umarız ki Trabzon Büyük Şehir Belediyesi aynı orana yakın bir katkı daha yapar. Ayrıca Sayın Zorluoğlu’nun öncülüğünde bu şehrin yetiştirdiği Spor ve siyaset adamlarıyla, efsane olan büyükler, Şenol Güneş, Ali Kemal Denizci, Serdar Bali, Hami Mandıralı vb. gibi ve şimdi yetişen yeni gençlerimiz Yusuf Yazıcı, Abdulkadir Ömür, Uğurcan Çakır gibi lider sporcularla bir lansman tanıtımı yapılmasıdır.
Trabzon Şehri yetiştirdiği sporcularla, siyaset adamlarıyla, iş insanlarıyla ve Trabzonspor’uyla her daim kendisinden övgüyle bahsettirmiştir. Şimdi de Trabzon Büyük Şehir Belediyesi, Spor Bakanlığı ve Trabzon Üniversitesinin birlikteliğinde, bilimin ışında Ülkemizin ve Trabzon’umuzun ihtiyacı olan Sporcu Performans ve Yetenek Seçim Merkezi ile anılması sağlanacaktır. İşte şimdi veri kayıtları tutulan sporcularıyla, spor tesisleriyle, yetiştirdiği spor adamlarıyla, ufku olan yerel yönetim anlayışıyla “Tematik Spor Şehri Trabzon” olacaktır.
