Turgay Beşyıldız

Turgay Beşyıldız

Piliç Mehmet

Trabzonspor’un bordo mavili formayı giymeye başladığı ikinci sezonunda, bordo mavili takıma İstanbul’un bir amatör takımından direk transfer olmuş ve 
1969 - 1973 yılları arasında sol kanat oyuncusu olarak forma giymişti.

‘’Mahalle arasından top oynarken, ilk kez bir amatör küme takımında oynamak için teklif aldığımda 15 yaşındaydım. Öyle müthiş sevindim ki; bir ara gözüm gökyüzüne aldı, sanki gökyüzü uçuyordu’’

Piliç Mehmet

Çok bulutlu, kararmış, kasvetli bir havaydı.

Giresun’un Görele ilçesinde, Kumyalı Mahallesi’nde bir dere kenarında akan suya bakan apartmanının 4.katında bulduk onu. Yalnızdı, tek başına yaşıyordu.

 İstanbul’da 1950 yılında Kasımpaşa semtinde doğdu. Kasımpaşa çocuğu anlayacağınız. Aslında Göreleli idi. Çeşmebaşı Mahallesi’nden… Annesi ev hanımıydı. Arapçada sevgili anlamına gelen ismi taşıyordu; ‘’Mahbup’’ ilk kez duyduğum bir isimdi. Baba evinde tek yaşayan annesi Mahbup hanımı 93 yaşında bu yıl içerisinde kaybetti. Babası Mustafa Aydın; deniz yollarında yıllarca çalışmıştı usta bir gemiciydi. Yurt içinde, yurt dışında çok fırtınalar gördü. Lostromo idi. Yani geminin güverte tayfasından sorumluydu. ’Reis’ diye çağrılırdı. Vefat ettiğinde 68 yaşındaydı. Babasının yanı sıra annesi de Göreleliydi.
Kasımpaşa’da Hacı Hüsrev İlkokulu’nu, Kasımpaşa Ortaokulu’nu ve yatılı olarak Haydarpaşa Lisesi’ni bitirmişti. Türkiye’de siyasi, ekonomi, güvenlik, spor ve iş dünyasında tanınmış isimler, o dönem aynı liseden okul arkadaşıydı.

Piliç Mehmet

O yıllarda da yavaş yavaş futbol oynamayla tanışmış ve dikkat toplamaya başlamıştı. Ama o ara, İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümü’ne kaydını da yaptırmıştı. Kim mi? Mehmet Aydın. Nam-ı diğer Trabzonsporlu Piliç Mehmet. Kırmızı beyaz renklerden, bordo mavili renklere geçildiği ilk sezonun ardından transfer edilmişti. Bordo mavili takımın 1969-1973 yılları arasındaki acar sol açığıydı!

Bizi görünce heyecanlandı o eski günlere doğru aktı gitti. Biz soruyorduk o cevaplıyordu: ’’ Lise 1. sınıfta idim. 15 yaşındaydım. Kasımpaşa’da mahalle aralarında ‘’5’te half tıme 10‘da biter’’ maçlar yapılırdı. Oralarda oynamaya başlamıştım. Gelen geçende bizi seyrederdi. Feriköyspor’un futbolu yeni bırakmış, isim yapmış bir santraforu vardı; Ergun Darcan. 

Piliç Mehmet

Oraya yakın bir tershane de çalışmaya başlamıştı ama zamanın en önemli amatör takımlarından biri olan Camialtı Kulübü’nde de yöneticilik yapıyordu. Gelip geçerken beni görmüş ve bir kaç kez izlemiş. Ben farkında değilim. Bir gün beni kenara çağırdı. ’Camialtı takımımızda oynar mısın?’ dedi. Öyle müthiş sevindim ki; bir ara gözüm gökyüzüne aldı, sanki gökyüzü uçuyordu. Ertesi gün için ‘Tershaneye gel de görüşelim’ dedi. Ben yarını zor ettim. Koşa koşa gittim. O zaman genç takım yoktu direk A takımla idmanlara çıkmaya başladım. 750 lirada transfer ücreti verdiler bana, çok değildi ama benim ilk kez aynı anda 750 liram olmuştu. Camialtı takımında 3-4 sezon sol açık olarak oynadım. Çok goller attım. Duyan beni seyretmeye geliyordu. 1967-68 sezonunda İstanbul Amatör Kümede şampiyon olduk. Haliyle benim rolümde büyük oldu. Biliyordum Galatasaray ve bir çok profesyonel İstanbul kulübü beni takip ediyordu. Neredeyse her maç leblebi gibi gol atıyordum’’ dedi.

İki yetişkin evlat babası olan Piliç Mehmet, biz geleceğiz diye mavi bir gömlek üstüne de  -V- yaka bordo bir kazak giymişti. ‘’ Nasıl yakışmış mı?’’ diye sordu ve devam etti. ‘’İstanbul’da sezon bitmişti. Bir gün Kasımpaşa’da bir yerde otururken, Trabzonspor’un izleme komitesinden olduğunu söyleyen ve şu an Trabzon’da yaşayan eski teknik adamlardan Turgut Kafkas bir yerden çıkıp gelmişti... Kendini tanıttı, oturdu. Ardından Camialtı kulübünde Ergun Darcan ile görüştü. Sonra ben Turgut Hoca ve Ergun abi uçakla atladık Trabzon’a geldik. Daha tıfılım hani piliç gibi derler ya! Havalimanında bizi rahmetli Trabzonspor yöneticisi Halil Günaydın karşıladı. Kalepark’ın oralardaki Kervansaray Otel’e yerleştik. 19 yaşındaydım ilk kez gurbete çıkmıştım. Rıfat Dedeoğlu, Salih Erdem, Burhan Oltan, Süha Akçay bunlar hayatımda gördüğüm en iyi yöneticilerdi. Eğitimli, kültürlü, kibar beyefendiydiler. Ben böyle bir idareci grubunu bir arada halen daha hiç görmedim.’’

Piliç Mehmet
                                         *****

Trabzonspor ile iki yıllık mukavele yapan Mehmet Aydın’a, lisans bedeli olarak Camialtı amatör takımı için Ergun Darcan’a, o zaman sanırım 4-5 bin lira bir destek ücreti vermişti. Sol açık oynayan Piliç Mehmet’le 60 bin liraya anlaşılmış, nakit olarak 40 bin lira ödemişti. O parayı hemen gidip Denizcilik Bankası’ndan babasına havale yapmış, Babası da o paranın üzerine biraz daha ekleyerek Kasımpaşa’da inşaat halinde olan bir daireyi satın almıştı. O daire şimdi halen daha Aydın ailesine ait. Bir anda kendini Trabzonspor’da bulan genç Mehmet, İstanbul Üniversitesi’nde ki bölümünden de 2. Sınıftan ayrılmak zorunda kalmıştı.
Mehmet Ağabey; rahatsızlığından dolayı tedavi gördüğü için yorgun görünüyordu. Kendisini fazla yormak istemiyor, bir an önce sohbetimizi bitirmek istiyordum. Ama o mutluydu, akşama kadar konuşsam konuşacak sohbet edecekti. 

Piliç Mehmet

 Evli ve ev hanımı olan 38 yaşındaki kızı Zeynep ve diğeri de evli olan 45 yaşındaki oğlu Mustafa, İstanbul’da ikamet ediyordu. Oğlu özel bir şirketin genel müdür muaviniydi. Mehmet ağabey iki evladından üç kız torun sahibiydi. Oturdu yerde arkasına yaslandı. Ben sormadan anlatmaya devam etti: 
‘’Yani hem İstanbul’daki evde hem bu Görele’de oturduğum evde Trabzonspor’un da parası var. Allah bordo mavili kulübümüze zeval vermesin. Kasımpaşa’daki evde evli olan kızım oturuyor. İlk sezonumda Beykozspor’dan kaleci İlhan’da gelmişti. Balıkesirspor’dan Sabri gelmişti, Sabri ile aynı odada kalıyorduk. Hatırladığım kadarıyla Ahmet Suat Özyazıcı, rahmetliler Altan Santepe, Ahmet Karlıklı, Hayrettin Şiranlı, Kamuran Soykıray ile de çalıştım.’’ 

Kendisine ‘’Peki, ‘Piliç’ lakabı nereden geliyor’’dedik. ‘’Trabzonspor’a geldiğinizde çok tıfıl ve çok genç olduğunuz için size piliç lakabı takmışlar doğru mu?’’ deyince, hafiften güldü ve ‘’Yok öyle değil, lakap şuradan geliyor;  Ortaokul öğrencisi iken arkadaşlarla  İstanbul’da hep beraber sinemaya gittik. Başrollerini Neriman Köksal ve Abdurrahman Palay’ın oynadığı bir Yeşilçam filmi oynuyordu. Bir sahnede Neriman Köksal şarkı söylüyordu
‘’Çalkala yavrum çalkala, hey dingala dingala, kömür koydum mangala… Piliç Mehmet dostum var, çalkala yavrum çalkala’’ Tabi gruptaki tek Mehmet ben, sinemadan çıktık. Herkes bana piliç deyip aynı şarkıyı söylemeye başlayınca, okulda kaldı adımız Piliç Mehmet.’’

Piliç Mehmet
 
Mehmet, ilk maçına çıkmıştı Trabzon Şehir Stadyumu’nda. İlk forma giydiği maçta bordo mavililer Beykoz takımını 4-1 yenmiş, Piliç Mehmet takımının ve kendinin takımdaki ilk golünü güney tarafındaki kaleye atmıştı. O sol açık oynarken nam-ı diğer  Grundıg Osman’da (Osman Türk) sağ açık oynamıştı. Trabzonspor’da oynadığı dönemde toplam 15 gole imza atmıştı. Dört sezon oynadıktan sonra, 1973 yılı içersinde ben, Osman, kaleci İlhan ve Mehmet Cemil Altun, kiralık olarak Rize’ye gönderildik. Rahmetli Kazım Kolot, Piliç’i 50 bin nakit para ile Sebatspor’a istemişti kiralık olarak ama o arkadaşlarıyla ayrılmamak için sözleşmişti ve Rizespor’u tercih etmişti. 40 bin lira kiralık ücreti ile Rizespor’a gitmiş ve o yıl Trabzon’dan giden dört oyuncu, Rizespor’ u şampiyon yapmıştı ama şampiyonluk primini alamamışlardı.

Piliç Mehmet

Gelin, piliç Mehmet’i tekrar dinleyelim ‘’ Trabzonspor bana çok şey verdi. Çok şey kattı. Trabzon’u ve Trabzonspor’u çok seviyorum. Televizyondan takip ediyorum. Çocuktum ilk gurbetim, ilk göz ağrımdır. Sen de seyretmişsin bak. Trabzon’da şampiyonluğu kıl payı kaçırdığımız sezon, rakibimiz olan Ankara PTT’yi Trabzon’da 6-1 yenmiştik. Nam-ı diğer Sahtekar Ahmet’in (Tanrıkulu) yerine ikinci yarı oyuna girmiştim. 1972 yılıydı, ikinci devrenin son haftasıydı. Yine PTT ile Ankara’da şampiyonluk maçına çıktığımız son hafta. Beraberliğe bile şampiyon oluyor ve 1.Lige çıkıyorduk. Maçtan önce Bolu Abant’ta kampa girmiştik. Şampiyonluğa tüm camia, şehir inanmıştı. Kampa o kadar gidip gelen oldu ki, maç havasından çıktık sanırım, konsantremiz bozuldu. Trabzon’da 6 attığımız takıma  Zeki’nin golüyle 1-0 yenilmiş, o maçta da ikinci yarı oyuna girmiştim. Şampiyonluğu kaçırmış, adeta 2005, 2021’i bir kenara koyalım. 1996 ve 2011’deki gibi resmen yıkılmıştık. ’’ Şeklinde konuştu.

"Mesela hiç unutmam’’ dedi. ‘’O zamanlar en çekişmeli rakibimiz Orduspor’du. Kemerkaya Mahallesi’nde Nejat Selçuk Bey’in evi lojmanımızdı. Orada kalıyorduk. Orduspor’a 1-0 yenilince, taraftarlar lojmanı basmıştı. Bizde korkarak kaçmış o gece başka yerlerde kalmıştık. Rizespor’dan kiralık döndükten sonra, tekrar kiralık gittim. Bu sefer Kasımpaşa’ya. O yıllarda yaz mevsimlerinde hafta tatillerinde Trabzon’dan Görele’ye ailemin yanına gidip, geliyordum. Bir gün sokakta, çarşı yerinde bir kız gördüm, aşık oldum. Tanıştık, adı Alime idi. Yani eşim. Evlendik... Tüm ev eşyamı o sezon da Kasımpaşaspor dizmişti. Kasımpaşa’da geçirdiğim bir sezondan sonra Alibeyköy takımına Trabzonspor’dan bu sefer bonservisimle gitmiştim. Orada da bir sezon oynadım. Evliydim, Kasımpaşa’da evimde oturuyordum. Eşimi, on yıl ince 53 yaşında iken ciddi bir rahatsızlıktan dolayı burada Görele’de kaybettim. Mezarı burada bu yüzden İstanbul’a çocuklarımın yanına onu sanki yalnız bırakacakmışım gibi düşündüğüm için gitmiyorum. Çünkü; rahmetli eşimi halen çok seviyorum.’’

Piliç Mehmet
                                                   *****

Unutamadığın golün hangisi dedim. Şöyle bir arkaya doğru vücudunu esneterek  tebessüm etti, gerildi ve anlattı: ‘’ Amatör Camialtı takımında oynarken, o gün Sağmacılar takımıyla çok önemliydi maçımız var. Saha tıklım tıklım seyirci dolu. Tarihi Şeref Stadyumu’ndaydık. Şimdi yerine otel yapmışlar. Maç 0-0 devam ediyor. Mutlak yenmemiz lazım, son dakikalar... Rakip ceza alanı çizgisine, yayına yakınım. Nevruz, yandan bir pas attı, top hafiften bana doğru az yükseklikte zıplaya zıplaya geliyor. Sol ayağımın dışıyla bir çaktım, top çataldan filelere, gol. Bilenler bilir Denizcilik Okulu tarafındaki kaleye. Sevinçten yıkıldı stad! unutamadığım ve anlamı olan bir goldü.’’

 Eski teknik direktörlerden Turgut Kafkas, o yıl Erzurumspor’a teknik adam olunca yaz sezonunda İstanbul’a giderek, sormuş soruşturmuş. Şeref Stadyumu’nun ön tarafında denize girerken Piliç Mehmet’i bulmuş, ikna etmiş ve Erzurumspor’a getirmişti. Alibeyköyspor, bonservis bedeli olarak 20 bin lira isteyince, İstanbul’daki Erzurumlu bir işadamından para temin edilmiş ve  Alibeyköyspor’a bizzat Piliç Mehmet tarafından ödenmişti. O yıl Erzurumspor’da 100 bin liraya bir sezon forma giyen Piliç Mehmet, ani askerlik çağrısı gelince,  kendini Balıkesir’de askeri kışlada bulmuştu.

Bakalım sonra ne olmuştu? ‘’ Kışlada yeniyim, dolaşıyorum bir anos: kışlanın komutanı Tuğ Generalin makamından çağrılıyorum. Ne oluyor acaba dedim korka korka gittim. Karşısına çıktım. Künye, selam, tekmil derken, ardından bana dedi ki:  ’ Evladım Balıkesirspor’da oynar mısın’  sevinmiştim, seve seve dedim ama bonservisim Erzurumspor’da idi. Bir türlü alamadılar bonservisimi ve askerliği Balıkesir’de tamamladık. 1979 yılıydı tekrar İstanbul’a döndük. 29 yaşında profesyonel futbolculuğa veda ettim. Arkadaşlar, dostlar bırakmadı.  İstanbul’da Amatör  Yenişehirspor Kulübü’nde kaptan olarak, evimin bir yıllık masraflarını ödemek karşılığında, son kez meşin yuvarlağın peşinde koştuk. 30. Yaşımızda noktayı koyduk. Şimdi ise futbol yaşı ilerlemiş 36-37’yi rahat buluyorlar.’’ dedi, Mehmet Aydın…

Piliç Mehmet

Bir süreden beri, Trabzon KTÜ Farabi Hastanesi’ne tek başına yılda 4-5 kez gidip geliyor. Hemşerisi; alanında çok iyi olan, ünlü ve insan evladı birisi Prof.Dr. Mehmet Sönmez’e, tedavi olmaya devam ediyor.

72 yaşına merdiven dayayan Piliç Mehmet ile on yıldır tek başına yaşadığı evindeki odasında görüştük. Dairesinin kapısından ayrılırken vedalaştık. Balkonundan uzaktaki denize doğru bir göz attı ve bize aşağıya, sokağa doğru el sallarken, Kasvetli hava yandaki Elevi Deresi’nin üzerine çökmüş ve yağmur başlamıştı.

piliç Mehmet

piliç Mehmet

piliç Mehmet

Piliç Mehmet

REKLAM

REKLAM

Haldizen Deresi’nden doğan göl; UZUNGÖL…

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.