Haber61 - Spor Servisi - Antalya - Trabzonspor’un eski futbolcusu Osman Özköylü Haber61’e yaptığı açıklamada “Kulüpler her geçen gün daha kötüye gidiyor. En basit örneği bizim takımımız Trabzonspor. Son 10 senesine baktığınızda sürekli borç yükü artan, her geçen gün üzerine çok daha büyük rakamlar ilave olan ama karşılığında bir şey ortaya çıkmayan bir duruma geliyor.” dedi.

Trabzonspor’un eski futbolcusu ve Adanaspor Teknik Direktörü Osman Özköylü Antalya’da bulunan Haber61 ekibine çok özel açıklamalarda bulundu.
İşte Özköylü’nün haber61’e yaptığı açıklamalar;

ROPÖRTAJIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

ADANASPOR’UN BİR AVANTAJI VAR

Şuanda Adanaspor’dayım. Adanaspor bir AŞ. Kulüp. Bayram Akgül’ün patronu olduğu şirketin takımı. Buranın çalıştığımız diğer takımlara göre biraz da bir artısı var. AŞ. Olması sebebiyle her şeyi devlete bildirmek zorunda olduğu için ödemeler konusunda problem yaşanmıyor. Bu anlamda sıkıntısı olmayan bir kulüp evet çok büyük paralar konuşulmuyor ama söylenen paraların zamanında ve gününde ödendiği, oyuncuların mutlu bir şekilde işini yapabileceği ama bir takım sorunlar burada da var. Özellikle tesisleşme anlamında sorunları olan bir kulüp. Ama mevcut şartlar içerisinde Bayram başkan bu işi kendi çabası ile idare etmeye çalışıyor. Ben böyle bir insana saygı duyulmasını bekliyorum. Maalesef Türk futbolundaki yöneticilerin birçoğu kulüplerin içini boşaltmaya devam ederken burada başkan kendi cebinden Türk futboluna hizmet etmeye çalışıyor. Tüm oyunculara, çalışanlara, yanında çalışan personele verdiklerini yerine getirerek çok doğru bir iş yapıyor. Keşke bayram Başkan gibi insanlar Türk futbolunda daha fazla olsa. Bu yolda kulüpler daha fazla ilerlese. Maalesef Türk futbolundaki sıkıntılar bu tür kulüplerin oluşmamasından kaynaklanıyor.  Bu nednele sorunlar her geçen gün büyüyerek devam ediyor. 300 bin nüfuslu İzlanda bizim grubunuzda dünya kupasına giderken biz 80 Milyon nüfusumuzla yer alamıyoruz. Bu çok acı bir durum. Türk futbolunun patronları bunu yapar diyeceğim ama bugüne kadar yapamadılar. Çünkü gelenler koltuk sevdasıyla oradaki belli bir rantı sürdürme gayreti içerisinde kendi bildiklerini okuyorlar. Sorunları gördükleri halde çözüm yoluna gitmiyorlar. Yöneticiler de buna ayak uyduruyor.



“TRABZONSPOR’UN SON 10 YILINA BAKTIĞIMIZDA…”

Kulüpler her geçen gün daha kötüye gidiyor. En basit örneği bizim takımımız Trabzonspor. Son 10 senesine baktığınızda sürekli borç yükü artan, her geçen gün üzerine çok daha büyük rakamlar ilave olan ama karşılığında bir şey ortaya çıkmayan bir duruma geliyor. Her gelen bir şeyleri daha iyi yapmak isterken maalesef istemeyerek de olsa daha kötüye gitmesine neden oluyor. Çünkü beklenti var. Şehir ve Trabzonspor camiası beklenti içinde, tüm ülkedeki Trabzonspor taraftarı başarı istiyor. Trabzonspor hep başarılı olmak zorunda. Çünkü Trabzonspor bu ülkenin dört büyük kulübünden bir tanesi. Hep şampiyonluklara alışmış bir camia. Son yıllardaki hayal kırıklığını üzerinden atmak için mecburen yatırım yapmak zorunda. Ama yaptığı yatırımlar doğru olmayınca karşılığı gelmeyince maalesef her geçen gün biraz daha zor duruma gidiyor. İnşallah ilerisinin daha iyi olmasını umut ediyorum.

“TRABZONSPOR KAYIP YAŞAMADIĞI TAKDİRDE…”

Galatasaray çok iyi bir giriş yaptı. Bir anda herkesin favorisi oldu. Başakşehir Avrupa kupalarına erken başlamanın verdiği bir sıkıntıyı yaşadı. İlk başta iyi bir giriş yaptı. Özellikle Avrupa kupalarında çok iyi bir giriş yaptı. Sonradan biraz düşüş yaşadıktan sonra tekrar o ivmeyi yakaladı. Şuanda lider olarak ilk yarıyı tamamladı. Fenerbahçe’nin ilk başlangıcı kötüydü. Trabzonspor’un keza başlangıç oldukça beklenmedik derecede kötüydü. Sonradan Rıza hocanın gelmesiyle beraber çok ciddi bir ivme yakalandı. Şimdi o şampiyonluk potasına yaklaşabilecek puan potasına ulaştı. Beşiktaş’ta işin içinde her zaman var. Ben ilk 4 takımın kıyasına rekabet içinde olacağını, Trabzonspor’un da kayıp yaşamadığı takdirde ciddi anlamda orayı zorlayabilecek bir takım olduğunu düşünüyorum. Bu 5 takım arasından en azından hem şampiyonluk hem Avrupa kupaları için yarış kıyasıya devam edecek. Tabi bizim isteğimiz ve arzumuz Trabzonspor’un bu yarış içerisinde ciddi anlamda var olması. Ben olacağına da inanıyorum. Rıza hoca ilk geldiği gün çevremdekilere de söyledim. Bir çıkışın başlayacağını söylemiştim. Rıza hoca bu yükselişi bu takıma sağlatabilecek bu kapasitedeki seçilebilecek en doğru tercihti. O da zaten gösterdiği performansla takımın bunu yakalamasına sebep oldu.  İnşallah temennimiz Trabzonspor’un daha iyi yerlerde olması.



“BAŞKA BİR RUH VARDI”

O zaman çok kaliteli oyuncular vardı. O zamanki kadrolar şimdi olsa çok büyük paralar kazanabilecek ortam olurdu. O zaman başka bir ruh vardı. Takımını seven kulübünü seven şehirle özdeşleşmiş oyuncular vardı. Bu da zaten başarıyı getiriyordu. Kaldı ki bizden önceki jenerasyonda zaten çoğu Trabzon’un yerlisi oyuncular abilerimiz, hocalarımız. Onların gönülden bağlılığı Trabzonspor’a, bizim oraya geldikten sonra o şehrin insanı gibi olmamız. Şehrin ve insanların bize o hissiyatı yaşatmaları bizi sanki o kulübün çok eskiden beri bir parçası olması hissiyatını verdiler. Bizde o formayı daha fazla sahiplendik. Trabzonspor’un bir taraftarı, bir neferi olduk.  Her zaman o külüne hizmet edecek ve bundan gurur duyacak insanlar olduk ve o hizmeti yaptık. Ama şimdi olay farklı. Şimdi bu duyguyu yaşayan oyuncu sayısının ben çok az olduğunu düşünüyorum.

“95-96 SEZONUNDAKİ KAÇAN ŞAMPİYONLUK…”

Acı şeyler çok fazla insanın hatırında kalır. Buda benim için 95-96 sezonundaki kaçan şampiyonluk. Hiç kimsenin aklından bile geçiremeyeceği. Son 4 haftaya 4 puan önde girmişsiniz. Kendi sahanızda iki tane maç kaybediyorsunuz. Son 4 maçın 3’ü kendi sahamızda. Vanspor maçı. Büyük hayal kırıklığı yani. Rakip ceza sahası içerisinde oynanan bir maç. Deplasmanda 5 golle kazandığınız bir rakibe karşı kaybedilen bir maç. Allah’ın takdiri diyorum. Demek ki olmayacakmış, nasip değilmiş bize, olmadı. Ama tabi bu kaybedilen şampiyonluk, hem büyük bir emeğin kaybolmasına sebep oldu hem de Trabzonspor’un geriye gitmesine sebep oldu. Maddi manevi çok şeyler kaybetmesine neden oldu. O noktadan sonra yavaş yavaş bir geriye gidiş başladı. Ta ki 2010-2011’de ki Trabzonspor’un elinden alınan şampiyonluğa kadar. Orada tekrar bir tutunacak gibi oldu, o havayı yakalayacak gibi oldu ama maalesef doğru hedefle planlanmamasından kaynaklanan ıkıntılar yaşandı. Biz tabi büyük mutluluklar yaşadık. Kupalar kazandık. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık kupaları. Benim güzel hatıra olarak hatırladığım. Türkiye kupası çift maç oynanıyordu, Galatasaray’la oynadığımız Ali Sami Yen’de 3-2 kazandığımız bir maç vardı. O maçı unutamam, çok keyifli güzel bir maçtı. Devamında içerde 1-0 kazanmıştık. Bunları unutamam. Ama benim unutmadığım en güzel şey oradaki dostluklar. Trabzonspor’da o dönem oynadığımız tüm arkadaşlarımızla biz hala daha ailecek görüşüyoruz. Birbirimizi ziyaret ediyoruz. Bu bambaşka bir duygu. Çünkü biz aile gibi olduk. Hala daha o ailenin bir parçası olarak, abi kardeş gibi, dost gibi hep bir aradayız. Hocalarımızla öyle. Dün Şenol hocamızı ziyaret ettik.



“HEDEFİMİZ SÜPER LİG”

Biz kulübümüz camiamız adına ikinci yarının iyi olması için elimizden geleni yapacağız. İyi kadromuz var. Bazı eksiklerimiz vardı onları zaman içerisinde giderdikçe çok daha iyi bir takım olacağız. Bu ligde ses getiren hedefini sonuna kadar kovalayan ki hedefimiz Süper Lig, Bunu kovalayan bir Adanaspor olacak. Bu konuda camiamızın bize inanması ve destek vermesi en büyük temennimiz.

“TRABZONSPOR’A DA BAŞARILAR DİLİYORUM”

Trabzonspor’un bir taraftarı bir kongre üyesi olarak, Trabzonspor’un başarılı olduğunu, maçlarını kazandığını görmek bize ayrıca mutluluk veriyor. İnşallah onların da her maçını kazanmasını diliyorum. Trabzonspor’a da başarılar diliyorum. İyi bir ivme yakaladılar. Bununda devam etmesini temenni ediyorum.