“Fener'e küfrederek imza attım“

Trabzonspor'u büyüttü, Trabzonspor onu büyüttü. Bir gün gel hoca ol dediler. Geldi ama…Genç Milli Takımlar Genel Koordinatörü Ali Kemal Denizci, bugün İstanbul'dan Trabzonspor'u takip ediyor. O gün o teklifi reddetseydim… “ diyor.  Ali Kemal Denizci: “O t  

“Fener'e küfrederek imza attım“

Trabzonspor'u büyüttü, Trabzonspor onu büyüttü. Bir gün gel hoca ol dediler. Geldi ama Genç Milli Takımlar Genel Koordinatörü Ali Kemal Denizci, bugün İstanbul'dan Trabzonspor'u takip ediyor. O gün o teklifi reddetseydim diyor.

Ali Kemal Denizci: O teklifi reddetmeliydim

Mario Alberto Kempes, River Plate için, 'kara panter' Eusebio Benfica ve Portekiz için Cruyff Ajax için ne ifade ediyorsa, Ali Kemal Denizci de Trabzonspor için aynı şeyleri ifade eder. Trabzon ismi kadar tanıdık Faroz çocuğudur. Faroz, şimdiki gibi binalarla, balıkçı barınaklarıyla değil, kumsalıyla meşhurdur. İlk topa orada vurur, kum üstünde çıplak ayak top sektirir. İlk balığa orada çıkar, ilk denize burada girer. On yedi yaşına geldiğinde gizlice lisans çıkartır, o artık Çarşıbaşı'nın oyuncusudur. Çarşıbaşı, Yolspor, Rizespor. Haftada 25 kuruşla geçinen Faroz çocuğu Ali Kemal, Rizespor'dan tam 15 bin lira transfer ücreti alır. Yarısı da peşin.. Rize'den sonraki durak Kayseri'dir. Kayseriye imza atar ama araya Trabzonspor girer, o imza geçersiz olur. Ali Kemal Denizci Trabzonspor birbirine kavuşur. 1974 ile 1978 arasında Trabzonspor'da oynar. Aslında o önce Fenerbahçe, sonra da Beşiktaş'a transfer olmasına rağmen dört sene oynadığı Trabzonspor camiasının simgeleşmiş ismi olur. Ali Kemal Denizci'nin hayat hikayesini sadece o eski yılları konuşmayı başka bir sayıya bırakıyor ve bugünü konuşuyoruz. Denizci Genç Milli Takımlar baş sorumlusu. Yani Fatih Terim, Türk futbolunun altyapısnı ona emanet etti. Üste çıkacak oyuncuların sorumluluğu onda. Biraz eskiden biraz Milli takımdan ama en fazla Trabzonspor'dan konuştuk. Bakın neler konuştuk?

Transferde yüzde elli isabet yeter

- Hocam en sondan başlayalım isterseniz, nasıl bir Trabzonspor'la karşı karşıyayız? Size göre her şey yolunda mı?

Ben hep şunu söylerim; Trabzonspor için şampiyonluk hiçbir zaman hayal değil. Yeter ki, yapısına, bünyesine uymayan işlere kalkışmasın. Beş oyuncu al, on oyuncu gönder gibi senelerdir yapılan hataları yapmasın, istediğine ulaşır. Bu sezon yapılan transferlerin çoğu isabetli transferlerdir. Uzun senelerdir yapılamayan yapılmıştır.

- Bu sene yirmi üç oyuncu geldi, kadro neredeyse sil baştan yapıldı. Yani sizin eleştirdiğiniz bu değil mi?

Yalnız, alınan oyunculara baktığınızda yanlış görünmüyor. Şunu diyorum, Trabzonspor transferde yüzde elli isabet sağlasın yeter. Yüzde elli isabetle bile şampiyon olabilir.

-Trabzonspor transferde yüzde yüz isabet sağladı diyelim. Her şey yolunda. Şampiyonluğa gidiyor. Sonuç ne olur?

Şampiyon olur. Trabzonspor'u taraftarından ve Trabzon kentinden dolayı Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'la kıyaslamam bile. Trabzon taraftarı farklıdır. Futbolu bilir, inanırsa da başarır. Trabzon insanı yeter ki takımına inansın; ölümüne arkasından gider.

- Hocam, bir teknik adam gözüyle yapılan transferlerin hangisine şerh koyardınız? İsabetli transferler, olmazsa olurdu diyeceğiniz transferler hangileri?

Bir Song'a, Ceyhun'a, Egemen'e, Gökhan'a kötü transfer diyemeyiz. Ama yabancı transferlere itirazım var. Alacağınız yabancı size maç alacak. Sizi kurtaracak. Bir Colman, Cale, vasat futbolcular. Yani bu futbolcular, kötü futbolcular değil. Normal, sıradan oyuncular. Yabancı futbolcu alacağım zaman, elimdeki Türk futbolcularda bulamadığım özellikleri onda ararım. Bana katkısı en az bir yerli oyuncu kadar olmayacak. Daha fazla olacak. Yoksa transfer etmemim bir anlamı yok.

Serdar Bali aramıza girdi

- Feldkamp'ın yazısında okumuştum; iyi hoca 60 günde takımını kurar, uyum sorununu da çözer diyordu. Trabzonspor yeni oyunculardan dolayı bir uyumsuzluk yaşıyor mu?

Feldkamp'ın dediği doğru. Şimdi, takımınıza sadece kondisyon yüklemesi yapmayacaksınız. Nasıl oynamaları gerektiğini en kısa süre içinde her oyuncunun kafasına sokmanız gerekir. Trabzonspor'un kenarları yok. Bir de dikine giden adamı yok. Bütün yük ilerideki forvetlerde. Onlar attı attı, atamadı, kazanmak zor.  

- Bir takım başarısızsa uyumsuzluk var deniyor. Sizin zamanınızda uyumsuzluk olmuyor muydu?

Yani, bizim zamanımızda bizim takıma ya bir oyuncu girerdi ya da giremezdi. Çok üst düzey oyuncu olması gerekirdi ki, o Trabzonspor'da yer bulabilsin. Mesela Serdar Bali, aramıza girmeyi başaranlardandır. Mehmet Ekşiler, Necdet'ler yeteneklerine rağmen yedek kalmışlardır.

- Aranıza kimseyi almıyor muydunuz yoksa, yeni gelenlerin yetenekleri mi buna izin vermiyordu?

Amatörden, mahalleden,

kamptan, takımdan arkadaşsınız. Ailece görüşüyorsunuz. Sahada da yeteneklisiniz. Sizin aranıza girecek oyuncu olağanüstü olacak ki, birini kesebilsin. Böyle oluyordu.

Fatih Tekke büyük yetenek

- Belki de o dönemde çok yetenekli olduğu halde A takım içinde kendine yer bulamayıp kaybolanlar bile vardır.

Kesinlikle. Bırak bizim dönemi, Fatih Tekke neden 27'den sonra ortaya çıktı. Bu çocuk çok yetenekliydi ama 95-96'daki iyi kadroda kendine yer bulamadı. Bir de şampiyonluk gidince bu çocuk da dışarı gitmek zorunda kaldı. Dolaştı dolaştı, en son ne kadar yetenekli olduğu anlaşıldı.

- Fatih ve Gökdeniz Rusya'ya gitti. Hem Trabzonspor hem de kendileri iyi paralara gittiler. Siz de Fenerbahçe'ye gitmiştiniz. Bugün oynuyor olsanız böyle tekliflerle gider miydiniz?

Kimse bizim zamanımızda yaptığımız aptallıkları yapmıyor. Herhalde paraya gidecekler. Ben iki sezon bir daireye oynadım. Hem de en iyi dönemimde. Bizde vatan, millet, maç olayı vardı, para olayı yoktu. Yattara gitseydi kimse ona kızmamalıydı. O da geleceğini düşünmek zorunda. Ancak benim gidişim farklı. Çünkü ben gitmek istemiyordum ve bundan dolayı şahıs olarak dargınlığım var. Kulüp açısından ise gönderilmem doğruydu. Şamil Ekinci tek başına ne yapacaktı? Takımda para eden adam Ali Kemal'di. Başkan Şamil Ekinci beni satarak kulübün yarınlarını kurtardı. Bunun için doğru transferdi ama hala daha söylüyorum, Trabzon'u, arkadaşlarımı bırakıp gitmek istemiyordum.

-İstanbul'a gitmek Ali Kemal Denizci için bir hata mıydı?

Hataydı. O sezondan sonra benim şevkim kırıldı. Doğru dürüst futbol oynamadım. Fenerbahçe'de hiç oynamadım, biraz Beşiktaş'ta kendimi gösterdim ama Trabzon'dan ayrılmak benim futbolu erken bırakmama da neden oldu. Yoksa biraz daha oynardım.

- Şimdiki aklınız olsa ne yapardınız?

Profesyonel hayat. Fatih Tekke gitmedi mi? Demek ki gidilebiliyor.

- 1997'de bir ara Trabzonspor'a teknik direktör olarak geldiniz. Kötü bir Trabzonspor takımı vardı. Başarısız dönemden sonra gönderildiniz? Kırgınlık var mı? Bugün keşke gelmeseydim diyor musunuz?

Keşke o zaman Trabzonspor'a hoca olarak gitmeseydim diyorum. Gitmeseydim, bugün Trabzonspor'la beş yıllık sözleşme imzalayan hoca olacaktım. Yani zor bir karardı ve geldim, ama reddetmem lazımdı. Ben bir sezon sonrası için teklifi kabul etmiştim aslında. İçimde hala burukluk var. Sezon başında Trabzonspor'u alıp sezona girmek istedim. Hayalim buydu. Gerçekleşmedi.

- Aslında size 'seni denedik, gördük' olayı oldu.

Aynen. Tırmalaya tırmalaya yukarı çıktım, zirvede oldum ama hoca olarak bana çok şey kaybettirdiler. İçimde ukdedir, hala daha kırgınlığım devam ediyor. Bizim Sadiler, Giraylar sezon başında takımı aldılar ama sonra ayrılmak zorunda kaldılar. Bana ise bitmiş takımı teslim ettiler. Ondan sonra da küstüm, hocalığı bıraktım. Milli takımlara girdim. Uzun yıllardır da Genç Milli Takımlar Koordinatörü olarak görev yapıyorum. Bugün normal bir hoca, senelik 300 milyara imza atıyor. Ben de en az onlar kadar para kazanabilirim. Bunun için hocalık da yapabilirim. Beş yıldır Milli takımlardayım. Param az ama huzurum yerinde.

Futbol kitapta yazdığı gibi oynanmaz

- Bugün size gel hocamızsın diye bir kulüpten teklif gelse.

Bu iş atla deve değil. Genç Milli Takımların başındayım. Gençlere teorik dersler veriyorum, arkam onlara dönük ama onların ne düşündüğünü biliyorum. Çünkü ben oralardan geldim. Büyüklere gelince. Oyun sistemleri belli; 4-4-2, 3-5-2… Bunların ne olduğu, nasıl oynandığı kitaplarda yazar. Ama hocalık bu değil. Fatih Terim nasıl Fatih Terim olmuştur? Gittiği her yerde oyuncusuna sahip çıkmıştır. Babacan olmuştur. Hagi Galatasaray'da parasını alamadığında yönetime, 'Sizin sözünüze değil, Fatih hocanın sözüne güvenirim' dedi ve oynadı.

-Ne zamandır size sormak istediğim bir soru var. Yattara geldiğinden bu yana hep sizinle özdeşleştirildi. Doğru bir kıyaslama mı?

Yanlış kıyaslama. Onun futbolu şova dönük, oysa ben neticeye dönük futbol oynardım. O şov yaparken, gol atıyor, attırıyor. Tekniği çok iyi. Benim Yattara kadar iyi tekniğim yok ama ben ondan daha fazla sonuç odaklı bir oyuncuydum. Tabii bir de oyun stillerimiz farklı.  

- Sözün tam da burasında Ersun Yanal'ı sormak istiyorum. Daha bilimsel çalışıyor  ve bu bazen eleştiri, bazen de övgüye neden oluyor. Ersun hoca için görüşleriniz.

İyi bir yetenek. Akademik olarak futbol eğitimi almış, bunun yanında –üst düzey olmasa da- futbol oynamış. Futbol oynamak çok önemlidir. Bir de bugün Türkiye'de kaç Türk antrenör sayarsınız? Fatih Terim, Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Ersun Yanal. Demek ki Trabzonspor'un hocası iyi.

- Trabzonspor camiasında her dönem Trabzonlu hocaların adı geçer. Mesela bu dönemde Trabzonspor camiası, Trabzon kökenli bir hocayı kaldırır mı?

Kaldırırdı. Şenol Güneş'le bu olurdu. Son gelişinde, çok iyi bir iskelet kadro yakalamıştı. Elinde Fatih, Gökdeniz de vardı. O havayla hem Trabzonspor'u hem de kendini var edebilirdi. Çünkü daha önce o havayı yakalamış biriydi, yeniden yapabilirdi. Yapamadı ve gitti. Onun için kızıyorum ona.

Fenerbahçe'ye küfrederek imza attım.

Benim olayım farklı. Bir kere ben kendim gitmek istemedim. Dönemin yönetimi beni Fenerbahçe'ye verdi. Zamanın Fenerbahçe başkanı Faruk Ilgaz, çekleri, paraları çoktan hazırlamıştı bile. Ben de müthiş bir para alıyorum, kulüpte. Rahmetli Süha Akçay vardı. İmza atmaya çağırdılar. İmza atmadım, '1 saat müsaade edin' dedim. Trabzon'dayız. Gittim bir yerlere başladım, ağlamaya. Aradan geçti, 1 saat, kulübe geldim. Küfür ede ede Fenerbahçe'ye imza attım. Ama yönetim beni göndererek kulübün geleceğini kurtardı. Şimdi de öyle. Taraftar Yattara gitmesin dedi ve sonunda gitmedi ama Trabzonspor'un borcunu, mali yapısını taraftar bilmez. Taraftar sadece başarı ister. Yönetimler Trabzonspor'un geleceğini en az bugün kadar düşünmek zorunda. Yürüyüş konusuna gelince; Faroz'dan ve diğer mahallerden insanlar bizim gidişimize tepki olsun diye yürüdüler. Tabii bunlar gurur verici şeyler.

Aytekin AKAY / Trabzon Kültür-Sanat Yaşam Dergisi
 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Spor